D. Adnan Ebu Amir
Hamas’ın askeri kanadı durumundaki İzzeddin El-Kassam Tugayları’na mensup 7 mücahidin birkaç hafta önce yıkılan bir tünelin altında kalıp şehit olmaları, Kassam’ın işgal güçlerine karşı hazırladığı ve son savaşlarda da etkin bir şekilde kullandığı tünelleri tekrar gündeme getirdi.
Kazıların başlangıcı
Tüneller savaşı, direniş güçlerinin işgalci İsrail askerlerine karşı kullandığı en tehlikeli, en ciddi ve etkili askeri yöntemlerdendir. Düşmanla mücadelede dengeleri alt üst eden bir özelliğe sahip olmasının yanında, direnişin askeri çalışmalarında da kendine ciddi bir yer buldu. Tüneller ve bu tünellerde gösterilen direniş her türlü yıkıcı silaha sahip işgal ordusuna karşı ciddi bir tehdit oluşturmakta, düşmana önceden darbe indirme, kendini koruma ve savunma konusunda örnek gösterilen bu ordunun güvenlik teorisini yerle bir etti. Filistin direnişinin son on yirmi yıl içinde icat ettiği bu etkin silah karşısında düşman askerleri bocalamaktadır.
İsrail istihbaratına göre tünelleri kazımakla görevli olan Filistinliler terlememek için yerin altında uzun süre susuz kalmaktadırlar. Çünkü su içip çalıştıklarında terleyecekler ve bu terleri toprağın yapısını etkileyerek tünellerin yıkılmasına neden olacaktır. Yine bu ekipler tünelleri ses çıkmaması için elektrikli aletlerle değil, mekanik aletlerle kazmaktadırlar.
Tüneller savaşının en tehlikeli boyutu, bunun geleneksel savaş stratejilerinden ve yöntemlerinden farklı oluşu, düşmana sürpriz yapmayı esas alması, bunun sonucunda ona ağır darbeler indirmesi ve çetin bir çatışmaya girmesidir. Dolayısıyla böyle bir noktada düşmanın kurtulma, kaçma veya bölgeyi değiştirme şansı yoktur. Ani ve ağır darbeler karşısında durma ve çatışma fırsatı da yoktur.
Tünel işi sakin ve sabırlı çalışmaya dayanır. Büyük bir sabırla yerin altında tüneller kazılarak hazır hale getirilir. Kullanılan araçlar gayet basittir. Gürültü yapmadan, renk vermeden devamlı çalışmak gerekir. Çalışmalar daha önce yapılan keşiflere göre sürdürülür. Yerin üstüne çıkarken, yerin altıyla ilgili bir şey söylememek esastır. Bu da işgal ordusunun yerin altında olup bitenle ilgili hiçbir şey bilmemesini, bu projeyi başarısız kılamamasını, buradan gelecek bir saldırıyı önleyememesini sağlıyor. Çünkü tüneller temelde düşmanı şaşırtacak, bocalamasını sağlayacak ve afallatacak şok saldırılara sahne oluyor. Bunların aracılığıyla ani ve şok saldırılar yapılmakta, düşmana yıkım, ölüm tattırılmaktadır.
Kazı aletleri bisikleti andırıyor. Pedal vurulunca öndeki keskin demir parçası kumu veya toprağı kazıyor. Mekanik cihazı kullanan şahıs sırt üstü yatarak kullanıyor. Sırt üstü pedal vuruyor. Alet vücudun en sağlam ve güçlü organı olan ayaklar vasıtasıyla çalıştırılırken, bu sayede mücahitler uzun süre çalışabiliyorlar.
Tüneli çalışma esnasında ve çalışmadan sonra olası çökmelerden korumak için dikdörtgen keresteler kullanıyorlar. Bu, toprağın kaymasını engelliyor. İşgal ordusunun tünelleri düşmanca çalışmaların oksijen tüpü olarak nitelemesi bundandır.
Görünen o ki tüneller gerçeği işgal ordusunun Gazze’de karşılaştığı birinci derecedeki sorunudur. Tünellerin yapıldığından haberi olan işgal rejimi sadece bir kaçını bulabilmiştir. Bu da Hamas’ın tünellerdeki başarısının tesadüf olmadığını gösteriyor. Bu tür operasyonlar, hazırlığın çok ince bir hesap neticesinde yapıldığını gösteriyor. Birçok aşamalı operasyonlarda çok sayıda kişi çalışıyor. İsrail istihbaratının çözüm bulamadığı tüneller işgal ordusu için de en büyük tehdittir.
Karanlıkta savaş
Tüneller savaşında direnişin teknolojik yönden gösterdiği sürprizlerle bu savaşta işgalciye indirdiği darbeler, askeri muhabir Roni Daniel’in “Hamas’a karşı beyin yıkama savaşını kaybettik” demesine neden olurken, askeri uzmanlar tüneller sorununa karşı teknolojik çözümler bulmada işgal ordusunu gecikmekle ve ağır davranmakla suçladılar.
Tüneller savaşını değerlendiren askeri muhabir Amor Hraial “İsrail’in Filistinlilere karşı sürdürdüğü uzun soluklu savaşta bir husus ortaya çıkmışsa, o da askeri başarıdan veya büyük zaferlerden bahsederken oldukça dikkatli olmak gerektiğidir” diyor.
İsrail basını da konuyu fazlasıyla manşetlere taşıdı, farklı tarz ve başlıklar altında konuyu genişçe işledi. Ama hepsinin ortak söylemi, tüneller savaşında işgal ordusunun büyük oranda başarısız kaldığıdır.
Basında yer alan tespit ve değerlendirmelerden bazıları şöyleydi:
“Birçok askeri uzman komutanlara nasihatte bulunarak, Vietnam’a askeri uzman göndermesini istediler. Çünkü Vietnam, Amerika ile yaptığı savaşta tünel kazma ve tüneller yoluyla savaşma konusunda büyük bir tecrübe ve deneyime sahip.”
“İsrail ordusu karanlıkta yol bulmaya çalışıyor!”
“Hamas, meydanda her türlü beklentinin üstünde askeri başarı sağladı.”
“Tüneller terörü: Yerin altından darbeler!”
“Tüneller savaşı: Hamas’ın manevi kazanımıdır.”
Tüneller gerçeği karşısında işgal ordusu, bunların yerlerini tespit etmek ve yok etmek için özel birlik kurdu. Piyade silahları uzmanlarından Albay Zvika Fox yaptığı değerlendirme, tüneller için çözümün teknolojiden geçtiğini hatırlatarak, insansız bir uçağın X ışınlarıyla yeryüzünü tarayarak yer altındaki tünelleri keşfetmesinin hayal olduğunu, yakın zamanda da böyle bir şeyin olamayacağını söylüyor.
Tünellerin yerini bulup onları ortadan kaldırmak için teknolojik bir çözüm için yüzlerce uzman bir araya gelirken, bu konuda gelen cevap “tüneller sorununu çözmek için ordunun elinde sihirli bir derneğin olmadığını itiraf etmek durumundayız. Ancak bir yöntem daha var. O da tünellerin çökmesini sağlayacak su borularının kullanılmasıdır. Bu borular önce tünellerin yerini bulacak, ardından içine dolan sular sonucunda çökmelerini sağlayacaktır” şeklinde oldu.
En son yaşanan savaşta tünellerden gelen saldırılar neticesinde büyük darbeler yiyen ve zayiat veren işgal ordusu, önümüzdeki savaşta daha ağır saldırılarla karşılaşacaktır. İşgal ordusuna tünellerle ilgili yeni bilgiler ulaştı. Bu bilgilere göre direniş güçleri olası yeni bir savaşta tünellerden bir kısmını o bölgede bulunan asker ve zırhlı araçları havaya uçurmak için kullanmayı planlarken, bir kısmını da Gazze sınırından feda eylemcilerini geçirmede kullanacak.
Bu soruna karşı işgal rejimi yeni tedbirler ve yöntemler kullanmaya başladı. Bölgeye yeni teknolojik araç ve gereçler yerleştirirken, devasa kepçe ve buldozerlerin yanında sondaj için araçlar gönderdi.
Tünel savaşları işgalci İsrail ordusunun hem can hem de araç kaybına neden oldu. Ordudaki seçkin birliklere yapılan saldırılar, düşmana hezimeti, kırılmayı, bozgunu tattırdı. Özellikle Et-Tuffah, Eş-Şucaiyye, Han Yunus’un doğusu, Rafah ve Han Yunus’ta yapılan eylemler düşmana ağır bedeller ödetti. Aynı şekilde direniş güçlerinin tünelleri kullanarak düşman mevzilerinin arkasına geçip, askerlerin yanında, yerleşkelere kadar varmaları, burada askerleri öldürüp, yaralamaları ve bazılarını esir almaları düşmanı şaşırtan, korkutan, ürküten diğer önemli operasyonlardı.
Başarısız çözümler
Hamas savaşçıları, ellerinde silah ve üzerlerinde askeri giysiler olduğu halde kolaylıkla tüneler içinde geziniyorlar. Gazze’nin altındaki tünellerde dolaşırken, kendilerini evlerinde hissediyorlar. Çünkü bu tünelleri onlar kazıdı ve inşa ettiler. Savaşçılar bunların içinde evlerinde yaşıyormuş gibi davranıyorlar. Büyük bir huzur ve güvenle buralarda kalıyorlar. Oldukça yüksek ve geniş yapılan tünellerde savaşçılar başlarını eğmeden dolaşabiliyorlar. Toprak ise bazı yerlerde kuru, bazı yerlerde beton ve bazı yerlerde ise çamurludur. Tünellerin uzunluğunu kestirmek ise mümkün değildir. Tünellere girer girmez yerin üstünde olup bitenlerle irtibatınız kesilir. Ne araç sesleri, ne tank sesleri ne de Gazze’nin üzerinde tur atan savaş uçaklarının sesleri duyulur.
İşgal rejimindeki ordu komutanları Kassam Tugayları’nın tünelleri Gazze sınırının da ötesine uzatıp muhtemel şu senaryolara başvurması karşısındaki korkularını gizlemiyorlar:
-Gazze’ye girmeye çalışan ordu birliklerinin arkasına geçip buradan birliklere saldırmak.
-Tüneller aracılığıyla askerleri esir alma.
-Gazze’de savaş devam ederken, Kassam savaşçılarının tüneller aracılığıyla yerleşkelere varıp askeri operasyonlar yapmaları.
Direniş güçleri işgal ordusunun sözlüğüne “çok kollu ahtapot” ifadesini de sokmayı başardılar. Tüneller büyük bir ağaç gibidir. Devasa bir gövdesi ve gövdeye bağlı uzun dalları olan ağaca benziyor. Bunların bir kısmı hazırlık için kullanılırken, bazıları saldırı için kullanılıyor.
İşgal ordusunun bazı tünelleri bulup yok ettiği doğrudur. Ama ana ve stratejik tüneller yerinde durmakta ve lojistik faaliyetlerini sürdürmektedirler. Gıda, su, silah, hava ve elektrikle donatılmış durumdalar. Bu tüneller Hamas savaşçılarının güç noktasıdır. Bunlar Gazze’nin altındaki bütün cadde ve sokakların altında bulunuyorlar. Aynı şekilde bunlar Kassam’ın elini güçlü kılarken, işgal askerlerinin krizini derinleştiriyor, işgal ordusu için de yeni ve büyük güvenlik sorunları oluşturuyor.
İşgal rejimindeki önde gelen siyasi analistlerden Nahom Berniah, tüneller savaşında bizzat askerlerin ifadelerini naklettikten sonra şöyle diyor: Tank paletlerinin, zırhlı askeri araçların, buldozer ve devasa kepçelerin işgal ettiği Gazze toprakları tozdan ibaret değildir. Bu toprak artık pudraya dönüşmüştür. Askeri buldozerlerin bulduğu hendek ve tüneller yerin altındaki birçok tünel ve kuyudan sadece bir veya birkaçı. Bunlar “kuyu savaşı” olduğunu gösteriyor. Yine paraşütçü birliğindeki askerler savaş meydanında karşı konulması mümkün olmayan bir tünel sistemiyle karşılaştılar.
Son olarak…
Bu satırları en güzel bitirecek söz, işgal ordusuna bağlı tarih bölümü eski başkanı ve “Yer altında savaş: Güçlerimize karşı çok önemli tehditler” adlı kitabın yazarı Shaul Shay’ın tespitidir. O şöyle diyor: Er ya da geç, tüneller tarihi tecrübeyle İsrail ordusu için büyük bir soruna dönüşecektir. Vietnam’ın güneyinde Vietkong savaşçıları tarafından kullanılan tüneller karşısında Amerika’nın aldığı yenilgi bunun kanıtıdır.
FİEM