Ocak 2004’te ABD’deki Yahudi lobileri dönemin başbakanı Erdoğan’a ‘Üstün Cesaret Madalyası’ verdi.
Acaba neyin cesareti?
Yıllar geçti ve Erdoğan Ocak 2009’da Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e ‘One Minute’ dedi.
Öncesinde İsrail Başbakanı Olmert Başbakan Erdoğan’ı atlatarak Gazze’ye saldırdı.
Oysa Erdoğan İstanbul’da Suriye ile İsrail arasında barış görüşmelerini başlatmış ve Olmert yan çizmeseydi bu konuda sonuç alacaktı.
İsrail ‘One Minute’in intikamını 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara’da 9 Türk vatandaşını öldürerek aldı. Bu arada ‘alçak koltuk’ muamelesini de unutmayalım.
O sıralar Esad Başbakan Erdoğan’ın dostuydu.
Mart 2011’de Suriye’de olaylar başladı. Esad İsrail ve Başbakan Erdoğan’ın düşmanı oldu.
Türkiye ilk günden itibaren Suriye’de savaş tüm gruplara her alanda sınırsız destek verirken İsrail yaralanan militanları alıp kendi hastanelerinde tedavi ediyordu.
Bununla yetinmeyen İsrail zaman zaman Suriye askeri mevzilerini bombalayarak teröristlere yardım ediyordu. İsrail’in merkezi İstanbul’da bulunan Suriye muhalefeti ve başta Nusra ve ÖSO olmak üzere silahlı gruplarla ilişkileri konusunda Arap ve dünya medyasında binlerce haber var.
AKP yönetiminde Türkiye bu konularda çok daha ileri bir durumda.
Peki, Türkiye-İsrail ilişkileri ne durumda? ‘Arap Baharı’ sürecinde Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkileri rekor düzeyde.
Arap medyasına göre Barzani’nin petrolü Ceyhan’a geliyor buradan da gemilerle İsrail’e taşınıyor.
Rusya’ya göre Barzani’nin petrolü içinde IŞİD petrolü de var.
Gazetelere bakılırsa taşıyan Burak Erdoğan’ın gemileri.
Son döneme geldiğimizde AKP yönetiminde Ankara İsrail ile ilişkilerini düzeltmeye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan son ABD ziyareti öncesinde Amerikan Yahudi örgütlerinin liderlerini Sultan Abdülhamit’in Yıldız Sarayı’nda kabul etti ve ABD’ye gidince Obama görüşmesi öncesinde aynı kişilerle buluştu.
Geçen hafta vetodan vazgeçen AKP İsrail’in NATO üyeliğine yeşil ışık yaktı.
Geçen yıl yine AKP İsrail’in OECD üyeliğini onayladı. Türkiye-İsrail ilişkilerinin özetinde bunlar var.
Esad’ı devirmek isteyen AKP yönetiminde Ankara’nın bölgesel ilişkilerinde başka özetler var.
Örneğin Vahabi mezhepli Katar ve Suudi Arabistan.
Her iki ülkeyi yöneten iki aile tarih boyunca Osmanlı ve Türkiye cumhuriyetinden nefret etmiş.
Ama olsun.
Tarih dediğiniz şey yalnızca okunmak ve unutulmak içindir! Önemli olan tarihli değil talihli olmaktır. Bunun için yeşil dolarlar yeterli.
‘Arap Baharı’ ile birlikte bu ülkelerin yöneticileri AKP ile birlikte Esad’ı devirmek için ittifak kurdu. Hepsine göre ‘İsrail değil Alevi Esad ve ona destek veren Şii Hizbullah ve İran çok daha tehlikeli’.
Esad’ı devirmek için hep birlikte çalıştılar.
Lübnan Hizbullah İsrail’in korkulu rüyasıydı.
‘İslam âleminin lideri’ Suudilere göre ‘İsrail’in 500 nükleer, kimyasal ve biyolojik bombası değil İran’ın olası nükleer bombası çok daha tehlikeli’.
İhanetin bu kadarı biraz fazla ama olsun.
Adamlar İsrail için risk oluşturan Irak, Suriye, Mısır ve Lübnan’ı dağıtmak için özel çaba harcadı.
AKP yönetiminde Ankara, Katar Emiri ve Körfez ülkelerinin kral, emir ve şeyhleriyle birlikte.
IŞİD bu tezgâhın bir parçası.
İsrail artık çok rahat.
Sorun şimdi bitse bile Irak ve Suriye 20-30 yıl toparlanamaz.
İsrail Suudi İttifakına duacıdır.
Ama iş bununla da bitmiyor.
Panama Belgelerine göre Suudi Kral Selman seçim kampanyası için İsrail Başbakanı Netanyahu’ya 80 milyon dolar yardım etmiş.
Bilineni bu kadar.
Adam gelene gidene para dağıtıyor.
Amerikalılar 11 Eylül sırlarını açıklamasın diye Suudiler Yahudi lobilerine muhtaç.
Yahudi lobileri de ‘Destek veririz ama İsrail’in kölesi olacaksınız’ der.
Bataklık pisliğine saplananlar yılana sarılır. Arap ve batı medyasında Suud ailesinin İsrail ve öncesinde Siyonist örgütlerle ilişkileri hakkında çok bilgi var.
Bazılarına göre Suud ailesi Yahudi kökenli.
Başkaları da ‘Vahabi mezhebi bir Yahudi operasyonudur’ der.
Komplo teorisi olabilir ama Suud ailesinin 100 yıllık geçmişinde sınırsız ihanetler var.
İslam coğrafyasında TÜM belaların nedeni Suudilerdir.
İslamı bu hale getiren ve İslam adına her türlü pislik ve kanın arkasında olan Suudilerdir.
AKP yönetiminde Ankara bu Suudilerle ‘Sünni İslam İttifakı’ kurdu.
AKP yönetiminde Ankara Vahabi Katar’da üs anlaşması imzaladı.
Vahabi Katar’ın El-Sani ailesi İsrail ve Yahudi lobilerinin en hakiki dostu.
Aralarında su sızmaz. ‘Arap Baharı’ sürecinde El-Sani’nin El-Cezire ve Suudi’nin El-Arabiye televizyonu birer CIAMOSSAD operasyon merkezleri gibi çalıştı çalışıyorlar.
Uzatmaya gerek yok.
Esad bahane İsrail ve Yahudi lobileri şahane.
Bari hak etseler.
Cumhurbaşkanı Katsav kadınlara tecavüzden, Başbakan Olmert rüşvetten, bazı bakanlar yolsuzluklardan hapiste.
Netanyahu’nun karısı son anda kurtuldu.
Diz boyu pislik. Bölgesel İttifak’ın ortak paydası.
‘Yaşasın İsrail’.
İşte ‘Arap Baharı’nın özeti.
Hüsnü Mahalli