Karadeniz Filistin Gönüllüleri, Mavi Marmara’nın yıldönümünde meydanlardaydı

Karadeniz Filistin Gönüllüleri, Mavi Marmara baskınının yıldönümünde bir basın açıklaması yaptı. 

Görüntülenme: 1990 Tarih: 02 Haziran 2016 14:42
Karadeniz Filistin Gönüllüleri, Mavi Marmara’nın yıldönümünde meydanlardaydı

Kadir Kaptan’ın yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile:

Mavi Marmara baskınının 6. senesinde Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

Bundan 6 sene önce 31 Mayıs'ta uluslararası sularda bir sabah namazı vaktinde, Gazze ambargosunun kalkması ve Filistin’deki mağdur olan halka yardım için yola çıkan Mavi Marmara gemisine eli kanlı Siyonist İsrail askerlerinin saldırması sonucunda 10 kardeşimizi şehit etmişlerdi. Yüce Rabbimizin Kur'an-ı Kerim’de buyurduğu gibi, “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin,  hayır onlar diridirler fakat siz bilemezsiniz""

Şimdi hep beraber bu şehit kardeşlerimizin isimlerini tek tek sayarak aramızda olduklarına şahitlik edelim.

Şehit İbrahim Bilgen – Siirt

Şehit Ali Haydar Bengi – Diyarbakır

Şehit Cevdet Kılıçlar – İstanbul

Şehit Çetin Topçuoğlu – Adana

Şehit Necdet Yıldırım – Malatya

Şehit Furkan Doğan – Kayseri

Şehit Fahri Yaldız – Adıyaman

Şehit Cengiz Songür – İzmir

Şehit Cengiz Akyüz – İskenderun

Şehit Uğur Süleyman Söylemez - Ankara

Değerli Ardeşenliler, bizler Müslümanlar olarak Mavi Marmara şehitleri ve gazileri ile gurur duyuyoruz.

Rabbimizin bize Kur'an-ı Kerim’de söylediği gibi,

"Mü'minler arasında öyleleri var ki, Allah'a verdikleri sözde dururlar. Kimileri sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimileri de şehitlik beklemektedir. Onlar hiç sözlerini değiştirmediler"

Rabbim bizlere de şehadet nasip etsin.

Gazze yolcularını taşıyan Mavi Marmara gemisi insanlık vicdanının sembolü olmuştur. Bundan sonra Mavi Marmara dendiğinde işgale, zulme, zorbalığa meydan okuyan tertemiz vicdanlar akla gelecektir. Mavi Marmara yolcuları hangi halk ya da dinden olursa olsun özgürlük savaşının öncü isimleri olarak her zaman şerefle anılacaktır.

Kudüs'ü özgür şafaklara taşımaya niyet eden Mavi Marmara hepimizi zulüm ve işgallere karşı tek yürek haline getirmiştir. İran İslam İnkılabı, Hizbullah, Hamas, İslami Cihad, el-Fetih ve Yemen'de Ensarullah’ın yükselttiği mücadelenin sevdalısı olmaktan mutluyuz, gururluyuz. Onların yanındayız, onların kalpleriyle kendi kalplerimizi birleştirmekten büyük bir kıvanç duyuyoruz.

Tüm Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu insanlık dışı katliam, hiçbir şekilde cezasız ve karşılıksız kalmamalıdır. Kardeşlerimizin katillerinin cezalandırılması kadar, korsan ve işgalci İsrail'le her türlü resmi, askeri ve ticari ilişkinin de derhal iptal edilmesi gerekiyor. Hükümet; gerek özgürlük filosuna verdiği destekle, gerekse gemideki katliama karşı sergilediği refleksle Filistin'in özgürlüğüne olan sadakatini ortaya koyan, Türkiye kamuoyunun beklentilerini acilen hayata geçirmelidir. Kardeşlerimizi hedef alan bu kanlı eylem, zaten çoktan bitmiş olan sözün son noktası anlamına gelmektedir.

Bizler, hükümeti halka karşı sorumluluğunu yerine getirmeye ve Türkiye’nin İsrail’le olan her türlü gayri meşru ilişkisine son vermeye çağırıyoruz. Bu aynı zamanda Filistin halkına ve dünyanın her yerinde Filistin’in özgürlüğü için mücadele eden milyonlarca insana karşı gösterilmesi gereken saygı ve sorumluluktur. Kınamalar ya da raporlar bir anlam ifade etmiyor artık. Mavi Marmara tüm sürecin kısa özetidir. Kuşatma, baskın, katliam ve tutuklama Filistin halkının yıllardır yaşayageldiği sahnelerdendir. Anlaşılsın ki bu saatten sonra kalıcı bir icraata dönüşmeyen demeçlerin karşılığı yoktur.

Bölgede yaşanan süreç İsrail'in lehinedir, aslolan Müslümanlar olarak güç ve enerjimizi siyonist rejime karşı odaklamalıyız.

Siyonist rejimle normalleşme adı altındaki görüşmeler, büyük şeytan Amerika'nın bölgeyi yeniden dizayn etme ve yeni sömürge politikalarına ön ayak olmaktır. Bizler Müslümanlar olarak bu oyunlar karşısında daha hassas ve daha dikkatli olmalıyız.

Zulüm nerede yapılırsa yapılsın, kim tarafından kime karşı sergilenirse sergilensin hepimiz tek yürek olmalıyız. Yerel ve küresel her türlü zulme karşı onurluca ses vermeliyiz.

Müslümanları ayrıştıran, birbirine düşüren etnik ve mezhebi tüm yaklaşımlar karşısında uyanık olunmalı, emperyal ve siyonist projelere karşı yeniden safları birleştirmeliyiz.

Bizler Filistin Gönüllüleri olarak buradan Ak Parti iktidarına sesleniyoruz;

1- Şehitlerin kanına asla maddi bir değer biçilemez. Şehit ailelerinin de belirttiği gibi kimsenin israilin kirli kanla yıkanmış parasına ihtiyacı yoktur.

2- Şehitlerimizin hesabını sorma noktasındaki kararlılığımız her platformda devam edecektir. İsrail’in tüm dünya halkları nezdinde eli kanlı, katil ve işgalci olarak mahkum edilmesi için yoğun bir çaba sarf edilecektir.

3-Gazze ambargosu kalkmamıştır. Sembolik bazı adımlar ile Müslüman kamuoyunun gözü boyanmaya çalışılmaktadır. Ambargo tüm şiddeti ile devam etmektedir.

4- Gelinen noktada söz konusu özrün, tazminatın ve tutuklama kararlarının asıl nedeninin Türkiye-İsrail ilişkilerini normalleştirerek Ortadoğu'daki yeni dizaynı kolaylaştırmak olduğu ortaya çıkmıştır. Yani İsrail ve Amerika bölgesel menfaatleri gereği şekli bir tutum ortaya koymuşlardır.

5- İsrail Ortadoğu'da zehirli bir ur olarak kalmaya devam ettiği sürece Müslümanlar için huzur ve barıştan söz etmenin imkanı yoktur. Bu urun kesilip Ortadoğu'dan atılması tek çözüm yoludur.

6. Türkiye’nin NATO’da İsrail’e Vetoyu Kaldırması Utanç Vericidir!

İşgalci, katil İsrail çok uzun bir zamandır NATO’nun bir parçası olmak ve emperyalist güçlerle zaten fiili olarak sürdürdüğü birlikteliğini resmileştirmek istiyordu. Bu UTANÇ VETOSU ile katil ve işgalci siyonist israil Dünyada daha çok kan akıtıp katliamlar yapacak. Bu UTANÇ VETOSUNU kaldıran yetkililerde uzaktan masum masum seyredecekler. Bu utanç size yeter de artar.

Filistin gönüllüleri olarak bu ülkenin sayın Cumhurbaşkanına sesleniyoruz.

Davos’ta haklı olarak VAN MİNUTE (bir dakika) demiştiniz. Ve katil Şimon Peres’e dönerek,

 “Sayın Peres, benden yaşlısın, sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak bunu da böyle bilesin. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum." demiştiniz. Bu kadar doğru sözlerinizin arkasından bu eli kanlı işgalci katillere, sizin de söylediğiniz gibi kumsallarda çocukları ve insanları daha çok öldürsünler diye mi NATO’da VETO'yu kaldırarak İsrail'e geçiş  ışığının yakılmasına nasıl göz yumdunuz?

Size yakışan FİLİSTİN’deki binlerce şehidimizin ve MAVİ MARMARA şehitlerinin uğruna Davos’ta haykırdığınız gibi VAN MİNUT (bir dakika) diye haykırıp  bu olaya göz yummamalıydınız.

Bizler, Filistin Gönüllüleri olarak basın açıklamamızı şu sözlerle bitirmek istiyoruz;

Ey Kudüs'ün, Gazze'nin, Mescid-i Aksa'nın özgürlük savaşı olan Mavi Marmara ve Mavi Marmara'nın yol arkadaşları! Akdeniz’in mavi suları mücadelenize tanıktır, kuşkusuz Rabbimiz de tanıktır. Attığınız adım katil işgalci Siyonistleri Akdeniz’in derinlerinde boğacak, Filistin’le beraber ümmeti tekrar ayağa kaldıracaktır.

Kudüs ve Filistin davası için akan bütün kanları aziz bilip direniş ve şehadetle ahdimizi yeniliyoruz.

Allah’ım sen şahit ol ki; malımızı, kanımızı, canımızı Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için feda etmeye hazırız. Siyonistlerden Mavi Marmara'daki 10 şehidimizin hesabını, eli kanlı Siyonist rejiminin ortadan kaldırılmasıyla soracağız.

Bizim çabalarımızla İsrail'siz bir dünyada, Özgür KÜDÜS'te,  ÜMMET olarak Rabbim bizlere şükür namazı kılmayı nasip etsin.

 

 

islamianaliz

Yorumlar