İşte o yazı:

AHIMIZ AB’yi fena vurdu. On yıllardır bize istediklerini yaptırtan, AB’ye alacağız diye meleştirenlere tam elli üç yıldır kapılarında süründürenlere oh olsun. Başlarına gelecek en büyük belâ da bu olmalıydı. Şimdi onlar düşünsün.

Nasılsa Türkiye yeni bir oluşta. Yahudiler güçlerini ta Balfor Bildirisi’nden beri İngiltere’den alıyorlar. Onları Filistin’in göbeğine kazık gibi çakan ve oturtan onlar. Sonra da Amerika iyice sağlamlaştırdı.

Amerika’da yeni bir başkanlık için seçim çalışmaları yapılıyor. Bu kez artık bir siyahî değil. Siyahî bir lidere gereksinim de kalmadı. Irak işgalinden beri Ortadoğu ile bozulan ilişikleri Obama kısmen düzeltti, gerilimleri azalttı. Azalttı ama “Arap Baharı” rüyası-kasırgası ile herkesi dize getirdi, kendi çizgisine çekti. Yapacaklarını yaptı. Artık hiç kimsenin gıkı çıkmıyor, çıkmayacak da. Başlarını kaldıran kendi başlarına buyruk edenler ağızlarının payını aldı. Herkes yerli yerinde şimdi. Devlet-i Âliye yani Yeni Osmanlı Birliği rüyaları da son buldu. En kapı komşularımız ile birbirimizin yüzüne bakacak halimiz kalmadı.

Şimdi tam da zamanı. Şu Avrupa, senelerdir bize çektirdikleri yetmiyormuş gibi şimdi çekme sırası onlarda. Etme bulma dünyası. Bir yandan Ermeni soykırım dayatması, bir yandan insan hakları diye diye Müslümanların haklarının kalmadığı zamana geldik nihayet. Artık Müslümanlar öyle kalkıp oturup hak, adalet, eşitlik, demokrasi gibi bizim kutsal kavramlarımıza sığınmasın diyesiler. Hem de ne deyiş. Üstüne üstlük Papa hazretleri de modaya uydu. Zaten modanın başı o ya. Sanki onlar Haçlı ruhunun özünü taşımıyorlar, sanki onlar Müslümanlara olan katliamların baş sorumluları değiller. Neyse konumuz bu değil. Sırası mı a canlar. Şimdi yeni bir fırsat kapımızda. Hem de tam zamanında.

İsrail ile biz dostuz artık. Hem onlara dayattıklarımızı nasıl da kabul ettiler, ta buraya kadar ayağımıza bile geldiler. Anlaşmak için can atıyorlar. Gözünü seveyim şimdi biz büyük bir oluşa doğru yol alıyoruz. Ebedî ve ezelî ortaklarımız, müttefiklerimiz olan Amerika başta olmak üzere bu yeni oluşa ve daireye İngiltere ile birlikte gireceğiz. Yalnız değiliz. Dünyanın en güçlü lobisi ve en güçlüleriyle. Amerika, İngiltere ve İsrail. Biz de şimdi bu dairenin içindeyiz. İşte şimdi terörün belini kıracağız. Ekonomimizi düzelteceğiz. Bırakın şu çapulcu Arapları, şu kâfir-şiaları ve yandaşlarını. Hâşâ bu deyim bize ait değil. Ehli sünnetvel cemaat mollalarımıza, onların ardıllarına ve goygoycularına ait. Çünkü onlar diyesi ki İran Şiasısevgili Yahudi dostlarımızdan bizim için daha tehlikelidirler. Yahudi aleyhtarlığı seçimden seçime kadardır. Nasılsa arada tam dört yıl var. Zaman içinde nasılsa yeni bir slogan üretilir. Hani şu son seçimde şu falan ve malum partiye oy verenler Tel Aviv’e birer bomba olacaktı ya, hani onun gibi. Siyaset bu böyledir gelir geçer.

Bazen rol gereği iyice höykürmek gerekir. Zaten höykürme, bağırma zamanı. Kim ne çok ağır basar, üstün çıkarsa o kazanır. Dışarısı mı, bırakın onu biz içeriye bakarız.

Büyüklerin sofralarına oturunca orada neler neler konuşulur, ne heyecanlar yaşanır Nasılsa el altında şimdilik bir öcü var onunla avunulur yeterince. Bütün gün ve geceler şimdilik pepug kuşu gibi “paralel” diye diye diller tutuldu. Bu da öyle. Geçmişte de ne güzel avunulan şeyler vardı. Ergenekon, Balyoz, Günışığı… Daha neler.

Hem Londra’da artık bir Müslüman belediye başkanı var. Ali Kemal’in torunu da başbakan olursa sen var keyfe bak. Obama örneğinde olduğu gibi dünyayı onlar orada yönetecek biz de nasibimizi alacağız. Hazır İsrail ile işbirliği yapılmışken, hazır İngiltere AB’den ayrılmaya karar vermişken. Amerikan Başkan adaylarından Trump mu onu boş verin. Onu nasıl dize getireceğimizi görürüsünüz zamanla. Nasıl ki İsrail’i özür, Gazze, Mavi Marmara ve tazminat konusunda dize geldi, ta ayağımıza kadar getirdiysek onu da getiririz, merak etmeyin.

Haydi, oylarınızı şimdi atın, İsrail-İngiliz-Amerikan birliğine. Türkiye de içinde yer alsın. Her oyumuz Tel Aviv’e bomba olsun sonra da gül olup bize dönsün. Ne dersiniz!