Kaynak: Millî Gazete
Görüntülenme: 4289 Tarih: 29 Haziran 2016 11:09
Mavi Marmara saldırısının müsebbibi Siyonist İsrail ile uzun süredir süren kanlı pazarlıkların ardından her konuda anlaşan Hükümetin kararına şehid yakınları ve sivil toplum kuruluşlarından sert tepkiler gelmeye devam ediyor. Medya operasyonu ile algıların yönlendirilmesi sonucu hezimeti zafer diye sunulduğu görüşünde birleşen stk temsilcileri, İsrail ile yapılan anlaşmanın Mavi Marmara’nın yüklendiği misyonuna ihanet olduğunu belirttiler.
Türkiye ile Terör Şebekesi İsrail arasında dün açıklanan anlaşma ile ilgili Mavi Marmara’da 6 yıl önce şehit olanların aileleri ve gazileri yaşananlara tepki gösterdi. Konunun kendilerine sorulmadığını, anlaşma maddelerini tanımadıklarını ifade eden aileler, kanlı parayı da istemediklerini duyurdu.
YALDIZ: ZORUMA GİTTİ
Mavi Marmara Şehitlerinden Fahri Yaldız’ın kardeşi Hasan Yaldız gazetemize yaptığı açıklamasında, şehit aileleri olarak kendi aralarında bir değerlendirme yapacaklarını ifade etti. Hasan Yaldız, dün açıklanan anlaşmanın o haliyle kabul edilmesine ise tepki göstererek, bu haliyle bir anlaşmanın zoruna gittiğinin altını çizdi. Hasan Yaldız, “Bu anlaşma eğer olursa Gazze’deki ablukayı Türkiye resmen tanımış olacak. Eğer bu haliyle imzalamışlarsa, abluka resmileşecek. Toplum abluka ile ambargoyu karıştırıyor. Biz ablukanın kalkmasından yanayız. Gazze’nin kendi ayakları üstünde durmasını istiyoruz, kendi ticaretini ve kendi tarımını yapabilmesini istiyoruz. Gazzelilere el açmışlar gibi bir hava vermeleri zoruma gitti” diye eleştirdi.
ANLAŞMA BENİ BAĞLAMAZ
Mavi Marmara Gazilerinden Ali Ekber Yaradılmış: “Hükümetin kendince bir takım gerekçeleri olabilir ama bu beni bağlamaz. Özürleri özürden başka her şeye benziyordu.”
Mavi Marmara Gazilerinden Ali Ekber Yaradılmış, ise gazetemize yaptığı değerlendirmede “ne söyleyeceğimi bilemiyorum, kim ne yaptı, kim ne söylüyor” diyerek şaşkın olduğunu kaydetti. Yaradılmış, tepkisini şu cümlelerle dile getirdi: “Tarih boyunca yaptıkları, insanlığa açtıkları belalar, ahlaksızlıklar ortada. Bu alçaklar kendi menfaatler istikametinde bir şey kurdular. Nereye gitmişlerse orayı ifsad etmişler. ‘Gemiye de bunun için binmiştim abluka kaldırılsın’ diyerek. Anlaşmalarına saygı duymuyorum. Bunlar kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ederler. Sen onlardan olsan bile seni kabul etmezler. Çünkü küfür tek millettir. Anlaşmalarında samimi olmayacaklarını biliyorum. Dost olmayacakları da belli. Hükümetin kendince bir takım gerekçeleri olabilir ama bu beni bağlamaz. Özürleri özürden başka her şeye benziyordu. Samimiyetsiz, ırklarının, cibilliyetlerinin gereği gibi. ‘Pişmanız da, özür de demiyor, haksızlık yaptık da demiyorlar”
BİLGEN: SİYONİZME LANET OLSUN
Mavi Marmara şehitlerinden İbrahim Bilgen’in oğlu İsmail Bilgen de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasından varılan anlaşmaya tepki gösterdi. Bilgen, dün dahi İsrail’in bebeklere saldırdığının altını çizerek, “İsrail böyle alçaktır işte, sen onlarla anlaşmaya en yakın iken saldırırlar sana, adeta küfreder gibi” diye eleştirdi. Bilgen, tepkisinin devamında ise, “Mavi Marmara’mıza saldırıp babalarımızı şehit eden, dünyadaki her fitnede parmağı olan Siyonizme lanet olsun” şeklinde eleştirdi.
“TAZMİNAT KABUL ETMİYORUM”
Şehit kızı Meryem Songür yaptığı açıklamada şehid ailelerinin anlaşmaya asla razı olmayacağını şu sözlerle ifade etti: “Beyler siz kime sordunuz? Siz ne yapıyorsunuz! Söz sahibi kan sahiplerinindir. Ben ne tazminat kabul ediyorum, ne özür, ne anlaşma. Tıpkı diğer şehid aileleri ve çocukları gibi. Şehidlerimizin kanı satılık değil! Tıpkı Filistin halkının onurunun satılık olmadığı gibi…”
SONGÜR: SÖZ SAHİBİ KAN SAHİPLERİDİR
Cengiz Songür’ün kızı Meryem Songür, açıklamasında anlaşma sürecinde kendilerine sorulmadığını belirterek, “Beyler siz kime sordunuz? Siz ne yapıyorsunuz! Söz sahibi kan sahiplerinindir. Ben ne tazminat kabul ediyorum, ne özür, ne anlaşma. Tıpkı diğer şehidaileleri ve çocukları gibi. Şehidlerimizin kanı satılık değil! Tıpkı Filistin halkının onurunun satılık olmadığı gibi” diye eleştirdi. Meryem Songür, Siyonist şebeke ile herhangi bir anlaşmaya ‘hayır’ dediklerini ifade ederek, “İsrail ile anlaşmamı dediniz? Hayır! Sizin ağızlarınızdan çıkanları, o sağır kulaklarınız duymuyor! Kör gözleriniz görmüyor sanırım! Katil İsrail bugüne kadar hangi sözünde durdu? Hangi şartlarını yerine getirdi? Yok ambargoyu kaldıracakmış, yok özür dileyecekmiş, yok tazminat verecekmiş bılabıla tırı vırı! Maratona aslında hiç kopmayan Telaviv-Ankara ilişkilerini düzeltmeye karar vererek başladınız. Bu duruma ses çıkaran Müslümanlar ve Türkiye halkı bu anlaşma karşısında susacak mı? Sonra bir sürü şart koştunuz İsrail’in kabul etmeyeceğini bile bile” diye konuştu.
TEL AVİV BAYRAM EDİYOR
AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan, şunları kaydetti: “İsrail ile normalleşmek kabul edilemez. Bu tipik bir stockholmsendromudur. İsrail’in küstahlığına onay vermektir. Abluka kalkmıyor, tazminat yok, fona aktarılacak paralar var. Zillete gerekçe olarak Gazze’ye yardım ulaştırabilme gösteriliyor. Allah yöneticilerimize feraset versin.
AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan, İsrail ile yapılan anlaşmaya sert tepki gösterdi. İsrail ile normalleşmenin asla kabul edilemez olduğunu belirten Turhan, şunları kaydetti: “İsrail ile normalleşmek kabul edilemez. Bu tipik bir stockholmsendromudur. İsrail’in küstahlığına onay vermektir. Abluka kalkmıyor, tazminat yok, fona aktarılacak paralar var. Zillete gerekçe olarak Gazze’ye yardım ulaştırabilme gösteriliyor. İsrail ile istihbarat paylaşma gündemde. İsrail ile kime karşı istihbarat paylaşımı olacak? Elbette emperyalizme teslim olmayan ve direnen Müslümanlara karşı. Medya seferber edilmiş, olup biten bir zafer olarak gösteriliyor. Bu anlaşmanın Ramazan ayında olması da İsrail’in İslam dünyasıyla dalga geçmesidir, alay etmesidir. İzzet ve onur Allah’ın yanındadır. Ne İsrail’in sonradan işgal ettiği topraklardan önceden işgal ettiği topraklara çekilmesi ne de İsrail ile normalleşme kabul edilebilir. Bu coğrafyada barış ancak İsrail’in bu topraklardan sökülüp atılmasıyla mümkündür. Medya gizlese de Tel Aviv bayram etmektedir, bunun böyle olduğu çok yakında anlaşılacaktır. Vicdan ve merhamet sahibi herkesi tavrını net bir şekilde göstermeye davet ediyoruz. Türkiye-İsrail birlikteliği çok kötü günlerin geleceğinin göstergesidir. Çünkü terörün arkasında İsrail vardır. Allah yöneticilerimize feraset versin. Umarız yanlıştan dönecek cesareti kendilerinde bulurlar.”
Kaynak: Millî Gazete