“Dünya Kudüs Günü” münasebetiyle Hüda Par Genel Merkezi tarafından bir mesaj yayımlandı.
“Her yıl Ramazan ayının son Cuma gününün ‘Dünya Kudüs Günü' olarak idrak edildiğinin hatırlatıldığı mesajda şu ifadeler kullanıldı: “Bu anlamlı günün Kuds-ü Şerif ve Mescid-i Aksa'nın kurtuluşuna ve Âlem-i İslam'ın dağınıklık ve bölünmüşlüğünü sona erdirmesine vesile olmasını şanı yüce olan Rabbimizden niyaz ediyoruz. Dünya Kudüs Günü'nün ilan edilmesi, sınırları emperyalist güçlerce cetvelle çizilen İslam coğrafyasının dar ve kısır, ulusal bakış açısından ümmetçi anlayışa tekâmül etme çabasını oluşturmaktadır. Utanç ve ihanet antlaşması Camp David'i fiilen sona erdiren bu hayırlı girişim, yeryüzünde ‘Vahdet' ortak noktasında bir araya gelmek isteyen bütün ehl-i kıble ve muvahhidlerce sahiplenilmelidir.”
Yaşanan çatışma ve kaotik ortamların hiçbiri siyonist işgalciden bağımsız değildir
İslam coğrafyasında yaşanan kaosun israil'den bağımsız olmadığına dikkat çekilen mesajda, “Kur'an-ı Azimüşşan'da Kudüs için yapılan vurgular, Kudüs'ün biz Müslümanlar için ilahi bir emanet olduğunun açık bir göstergesidir. Bugün İslam Âlemi'nin dört bir yanında, Irak'tan Suriye'ye ve Arakan'a, Somali'den Doğu Türkistan'a, Mısır'dan Yemen'e ve Sudan'a yaşanan çatışma ve kaotik ortamların hiçbiri, siyonist işgalciden bağımsız değildir. Bu anlamda Kudüs'e sahip çıkmak ümmete sahip çıkmak olarak anlaşılması gerekirken, Kudüs'ün özgürlüğünü savunmakta topyekûn İslam Ümmeti'nin özgürlüğünü savunmakla eşdeğer olduğu bilinmelidir.” denildi.
“Arap-israil Savaşı' şeklinde yansıtılmak istenen bu mücadelenin adı tam ve net olarak ‘Hak ve batıl Savaşı'dır”
Filistin'de yaşananların Arap-israil savaşı değil, hak-batıl savaşı olduğuna vurgu yapılan mesajda, şu ifadelere yer verildi: “Siyonist işgalcilerin askeri güç ve propaganda kaynaklarını kullanarak Filistin ve dünya Müslümanları aleyhine konumlandırılan Statükonun Değiştirilemezliği Fikri şu zamanda kısmen de olsa başarılı olmuştur. Ancak, böylesine ümitlerin söndüğü bir dönemde Dünya Kudüs Günü'nün ilan edilmesi, Filistin Davası'na sahip çıkma noktasında Müslümanların bilinçlenmesine, bir özgüven tazelenmesine vesile olmuştur. Ayrıca, siyonist sinsiliğin medya destekli algı operasyonları sonucu bütün dünyaya ‘Arap-israil Savaşı' şeklinde yansıtılmak istenen bu mücadelenin adı tam ve net olarak konulmuştur: ‘Hak ve batıl Savaşı' ”
“Siyonistlerin şeytani planlarını gerçekleştirme konusundaki en büyük silahı Müslümanlar arasında çıkaracağı etnik ve mezhep temelli fitnelerdir”
Siyonistlerin şeytani planlarını gerçekleştirecekleri en büyük silahın Müslümanlar arasındaki mezhep ve etnik temelli fitneler olduğunun altının çizildiği mesajda, “İslam Dünyası açısından son yüzyıldaki en büyük felaket kuşkusuz ‘Nekbe2dir. Nekbe ile 1948'de İslam Âlemi'nin bağrına zehirli siyonist hançeri saplanmıştır. O günden bu yana İslam Coğrafyası'nda savaşlar hiçbir zaman eksik olmadığı gibi Müslümanlar da başlarına örülen şeytani tuzaklarla mütemadiyen boğuşmak zorunda kaldılar ve hala da boğuşmaktadırlar. Siyonist işgalcinin bizzat veya dolaylı olarak koordine ettiği şeytani planların ana hedefi, Filistin halkını ve bu mübarek topraklardaki İslami şiar ve kutsalları yok etmektir. Bu şeytani planlarını gerçekleştirme konusundaki en büyük silahı ise Müslümanlar arasında çıkaracağı etnik ve mezhep temelli fitneler olacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
“Son beş yıldır Suriye merkezli olarak ayrışan İslam Dünyası'nın bir an önce toparlanmaya ihtiyacı vardır”
Müslümanların Mescid-i Aksa ve Kuds-ü Şerif davası üzerine saflarını netleştirmeleri gerektiğine vurgu yapılan mesajda, “Dünya Kudüs Günü'nü ilan eden ferasetli anlayışın taşıdığı karakter, Tel Aviv veya Pentagon'un karanlık dehlizlerinde pişirilen bu şeytani işgal planını akim bırakmıştır. Son beş yıldır Suriye merkezli olarak ayrışan İslam Dünyası'nın bir an önce toparlanmaya ihtiyacı vardır. HÜDA PAR olarak Müslümanları potansiyellerini ve enerjilerini ulvi Mescid-i Aksa ve Kuds-ü Şerif davası çerçevesinde harcamaya ve saflarını Kudüs üzerinden netleştirmeye davet ediyoruz. Bu mübarek gün ve gecelerin birlik, beraberlik ve kardeşliğimizin pekişmesine vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.” denildi.
İSLAMİANALİZ