Iğdır Vali Yolu’nda düzenlenen etkinlik öncesi, Iğdır Sahib’üz Zaman Camii’nde bir iftar yemeği verildi. İftar sonrası bu camide eda edilen Akşam ve yatsı namazlarını müteakip kalabalık bir grupla Vali Yolu’nda etkinliğin yapılacağı alana doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş kortejinin önünde İmam Humeyni’nin (ra) sözü olan “Her Müslüman bir kova su dökse İsrail’i sel alır” sözü pankart şeklinde taşındı. Filistin bayrakları ile yürüyen kalabalık, “Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika, Kudüs Bizimdir Bizim Kalacak, Aksa’ya uzanan eller kırılsın, Huseyn Huseyn şiarımız, Şehadet iftiharımız, gün Gelecek, Devran Dönecek, taşlar tanklara galip gelecek, Katil İsrail, Filistin’den defol” sloganları eşliğinde etkinlik alanına ulaştılar. Etkinlik Iğdır Ehl-i Beyt alimlerinden H.Ş. Yakup Kumak’ın kur’an okuması ile başladı. Burada etkinliği düzenleyen KUDÜS PLATFORMU adına açılış konuşması yapan Ali Kıran şunları söyledi:

“Kudüs bizim kutsal beldemizdir. Allah Kur’an’da bunu açıkça beyan etmiştir. Orası Peygamberimizin miraca çıktığı ve ilk kıblemiz olan Mescid’ül Aksa’nın bulunduğu mekandır. Orası Allah’ın; “Ey Musa! Ayakkabılarını çıkar, çünkü burası etrafını mübarek kıldığımız kutsal vadi Tuva’dır” dediği mekandır. Ve bu kutsal mekan şu an işgal altındadır. Şimdi şöyle bir düşünelim. Bizim için Beytullah’ul haram nasıl kutsalsa, Beyt’ul Mukaddes de öyle kutsaldır. Mekke nasıl kutsalsa, Kudüs de öyledir.

Siyonist İsrail, Kudüs’ü ve Filistin’i işgalini “holokost” ile temellendirmek istiyor. Faşist Hitler’in Alman Yahudilerine uyguladığı zulümlerin bedeli olarak orada bulunduğunu ima ediyor ve holokostu sürekli gündemde tutarak “mazlum” rolünü oynamak istiyor. Tamam da, holokostu yapan Hitler Almanyası ve sadece Alman Yahudilerine uygulanmış bu zulüm. Diğer yerlerde yaşayan Yahudilere değil. O halde bunun bedelini neden Almanya değil de Filistinliler ödüyor? Neden yurt olarak, çıkarıldıkları yer olan Almanya değil de, Filistin seçiliyor?

Evet, Kudüs üç din için de kutsal bir beldedir. Her üç dini mensupları da buraya özgürce gelebilmelidir, ama orası Filistin toprağıdır, İsrail toprağı değil…

Geçmişte İsrail’in Filistin’i işgalini “Arap- İsrail savaşı” olarak lanse ededer hedef saptırmak istiyorlardı, şimdi de mezhepçilik fitnesi ile bunu yapmak istiyorlar. Şurası açıktır ki, şu anda İslam ümmetinin başına bela olan bu tekfirciler, tam bir İsrail projesidir.”

Daha sonra Iğdır Ehl-i beyt alimlerinden H.Ş. Veli Beder kürsüye geldi ve şunları söyledi:

““Bu gün burada bulunma sebebimiz bu günün Kudüs günü olmasıdır. Kudüs Günü nedir ve neden önemlidir? Önce Kudüs neresidir ona bakmak lazım. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid’ul Aksa’nın bulunduğu yerdir. Mescidi Aksa ise Peygamberimiz Hz. Muhammed’in miraca çıktığı mekandır. Bu olay Kur’an’da da İsra suresinin birinci ayetinde anlatılmıştır.

“Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir. “

Ayrıca Kuran, Kudüs’ün kutsal bir mekan olduğunu da söylemektedir. Taha suresinin on ikinci Ayetinde

‘Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın.’

Denilmektedir. Ayette geçen Kutsal vadi Tuva Kudüs’tür.

Kudüs Yahudiler ve Hıristiyanlar için de kutsal olduğu için Yahudiler, bu bölgeyi işgal ettiler ve orada yaşayan Filistinlileri yurtlarından çıkardılar. İşte o günden beridir Kudüs işgal altındadır ve orada Müslümanlara zulmedilmektedir.

İmam Humeyni, bu Yahudi zulmüne dikkat çekmek ve Kudüs’ün önemini anlatabilmek için Ramazan ayının son Cuma gününü Kudüs Günün olarak ilan etmiştir.

Ama şimdi bakıyoruz, maalesef Kudüs günü mezhepçiliğe kurban edilmek isteniyor. Halbuki Kudüs günü bütün Müslümanların günüdür. Kudüs dünyadaki bütün mazlumların simgesidir. Kudüsü anmak, aynı zamanda Karabağ’ı anmaktır, Doğu Türkistan’ı anmaktır, Arakan müslümanlarını anmaktır, Irak’ı, Suriye’yi, Afganistan’ı anmaktır. Ve bugün İslam adına kafa kesen, Ünsanları öldüren tekfircileri lanetlemektir. Daha iki gün önce Atatürk hava limanında intihar eylemi yapan bu tekfirciler 50’ye yakın masum insanı katlettiler. Onları da İsrail gibi lanetliyoruz.

İmam Humeyni’nin dediği gibi her Müslüman bir kova su dökse İsrail’i sel alır. Ama işe bakın tekfircilerin eliyle İslam adına Müslümanların üzerine su dökülerek boğmak istiyorlar. O yüzden uyanık olmak lazımdır.

Allah bizleri İslamı anlayan ve Müslümanların derdine sahip çıkanlardan etsin.”

Ardından konuşan Iğdır Ehl-i Beyt alimlerinden Cafer Yucal ise şunları söyledi:

Allah’ın adıyla
Selam olsun Kudüs’e, selam olsun peygmberler şehrine, selam olsun ilk kıblemize ve selam olsun intifadaya…
Kudüs günü, hak ile batılın ve yine adalet ile zulmün ayrı olduğunu simgeleyen günün adıdır. Kudüs günü sadece Filistin ve Filistin halkının değil, İslam ümmetinin günüdür.
Kudüs günü müstekbir güçlerin, mütecaviz işgalcilerin eli olan öldürücü kanser siyonizme karşı Müslümanların feryat ettiği gündür.
Kudüs günü evrenseldir ve bu evrensel günün evrensel mesajı da vardır. O da şudur ki; süper güçlerin arkasında olduğu ve bu güçlerin desteklediği zulüm dahi olsa İslam ümmeti asla ve asla bu zulme baş eğmemelidir.
Kudüs Günü aziz imamımızın bize hatırasıdır. Müstekbir güçler, Siyonizm ve işbirlikçileri, destekçileri ve yandaşları bu günün unutulması için çok çaba gösterdiler ve çok paralar harcadılar. Ancak başarılı olamadılar.
Gerçi iletişim araçları, medya bu günü yansıtmıyorlar, yansıtmasınlar. Ancak biz bu günü çok önemsemeliyiz. Katil İsrail zindanlarında Kudüs, Gazze ve Filistin’in diğer şehirlerinde bu canilerin hedefi haline gelen kadın, erkek ve çocuklara; onların yanında olduğumuzu hissettirmeli, yalnızlık hissine kapılmamalarını sağlamalıyız. Sizin bu destekleriniz bu kutsal direniş devam etmelidir.

Tevbe surasinin 120. Ayetinde Allah u Teala şöyle buyuruyor:

“İşte onların Allah yolunda kafirleri öfkelendirecek bir yere (ayak) basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları, ancak bunların karşılığında da kendilerine Salih bir amel yazılması içindir. Çünkü Allah, iyilik yapanların mükafatını zayi etmez.”

Bu ayetten anlaşıldığı üzere siz aziz Müslümanların bu eylemleri, atılan bu sloganlar, bu kafirleri adeta öfkeden kudurtuyordur. Ve bu Salih bir ameldir. Sizin için Allah, bu amelleri defterine yazacaktır ve bu mükafatınızı Allah asla zayi etmez.
Maide suresi 13. Ayette şöyle buyruluyor:

“Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler), kendilerine öğretilen ahkamın (Tevrat’ın) bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün.”

İsrail mutlak şerdir. Mutlak şerden hiçbir hayır ve iyilik beklenmez ki onunla işbirliği yapılsın. Dünyanın neresinde siyah ve kanlı bir taşı kaldırsanız, altından Siyonizm çıkacaktır. Dünyanın her neresinde bir savaş, zulüm, haksızlık, adaletsizlik ve katliam varsa, orada mutlaka siyonizmin kanlı pençesi ve dişlerini görürsünüz. Onlar İslamın yeminli düşmanlarıdırlar. Kendi söyledikleri gibi, “Nil’den Fırat’a kadar” sloganı buna işarettir. Bütün İslam ülkelerini işgal etmeden ve bütün Müslümanları köleleştirmeden rahat oturmayacaklardır. İslam ümmeti eğer ayağa kalmazsa, sıradaki ülke başka bir Müslüman ülke olacaktır. Aklımda bir soru var, sormadan geçemeyeceğim, acaba güzel vatanımızın sırası gelmiş midir? diye…

Allah vatanımızı, miletimizi bu mutlak şerrin şerrinden korusun. Allah bu Siyonizm belasını bizlerden uzak etsin. Filistin’i onların işgalinden kurtarsın…”

Ardından Iğdır Sahib’uz Zaman Camii Nur’ul Beyan Kur’an kursu öğrencileri, etkinliğe okudukları marş ile renk kattılar. Etkinlik İsrail’in zulümlerini, Filistin halkının ve Seyyid Hasan Nasrallah ve direniş ekseninin direnişini gösteren görüntü ve marşları içeren sinevizyon gösterileri ile son buldu.

rasthaber