Riyad ve Tel-Aviv İran'a Karşı İşbirliklerini Artırıyorlar

Rey El-Yevm’in Londra merkezinin Zuheyr Andraos’un kalemiyle yayınladığı bir makale, Riyad ve Tel Aviv’in İran’ın Siber gücüyle mücadele edebilmek için yaptığı işbirliğinin ve Siyonist Rejimin Ortadoğu bölgelerindeki planlarının üzerindeki perdeyi kaldırdı. 

Görüntülenme: 1593 Tarih: 05 Ağustos 2016 11:11
Riyad ve Tel-Aviv İran'a Karşı İşbirliklerini Artırıyorlar

Zuhair Andraos makalesinde şunları yazdı:

“ Öyle görünüyor ki, artık Tel Aviv ve Riyad arasındaki işbirliği ya da iki tarafın birbirlerine gerçekleştirdiği gizli resmi ziyaretler, beklenmedik olaylar değil. Çünkü iki tarafın ilişkileri normalleştirme süreci yavaş yavaş resmi açıklama derecesine ulaştı.

Aynı zamanda iki tarafta karşılıklı ilişkilerin ilerlemesi ve daha üst seviyeye ulaşması beklentisindeler ve daha geniş ufukları beklemekteler.

Hem Arabistan, hem de İsrail, ortak çıkarların bulunmasının, aynı cephede yer almanın, başta İran’ın bölgedeki nüfuzu olmak üzere mevcut tehditler karşısında ortak kadere sahip olmanın bu sürecin hedefi ve nedeni olduğunu söylüyorlar.

Siyonist Rejim Kneset üyesi ve İşçi Partisi milletvekili Erel Margalit’in, İran’ın Siber gücüyle mücadele edebilmek için İsrailli şirketlerin Arabistan’ın Aramco Şirketi ile işbirliğinden ve bu şirkete yardımlarından bahsettiği dünkü açıklamaları beklenmedik ve şaşırtıcı açıklamalar değildir.

Bu haberin açıklanması Siyonist Rejim yetkililerinin Filistin krizinin çözümü için yeni siyasi planlarını ortaya çıkarma doğrultusunda yapılmıştır ve burada İsrail ve Filistin arasındaki soruna bakışın değişmesi vurgulanmaktadır. Bu konuya sade bir anlaşma gibi bakmamak, bölgedeki bütün ülkelerin ortak yararı, güvenliği ve ekonomisi açısından bakmak ve değerlendirmek gerekir.

Faydaya dayalı bu bakış açısı şu cihetten büyük önem arz etmektedir ki, bu konun ana hatları Siyonist yetkililer tarafından kabul edilmiştir ve onların hepsi Arabistan ve bölgedeki diğer ülkelerle bölgesel koalisyonların kurulması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunu vurgulayanların başında Siyonist Rejim Başbakanı Netanyahu gelmektedir. Ama bu görüşe İsrail içerisindeki bazı partiler karşı çıkmaktadır ve onlar bu hedefi benimseyen siyasi yaklaşımı eleştirmektedir.

İsrail’in bu yeni yaklaşımı, yerleşke inşası, Beytü’l Mukaddes, sınırların belirlenmesi ve göçmenler konusu gibi konuları değil, bölge ülkeleriyle ortak eylemi vurgulamaktadır. Sanal ortamda İran’ın saldırılarına karşı Siber işbirliği ya da ortak bir set oluşturmak gibi konular bu ortak eylemlere örnek verilebilir.

Erel Margalit hiçbir ülkenin ismini vermeden, İsrail’in düşündüğü bu yeni planın bu hafta bazı Arap ülkeleriyle paylaşılacağını açıkladı. Aslında bu plan şu eksene dayanmaktadır, “benim düşmanımın düşmanı, dostumdur!

Margalit sözlerine şöyle devam etti: “İzak Rabin’den bu yana Sol hareketi başarısızlıkla karşı karşıyadır. Bunun nedeni ise bizim krizlerimizin çözümü için sunulan bütün planlar, karşı tarafa yarar sağlama ve karşı taraftan yararlanmaya dayalıdır. Bu yüzden şimdi bizim düşündüğümüz yeni plan bölge ülkeleri ve bizim ortak tehdit ve menfaatlerimizi vurgulamaktadır ve bütün bunların başında da İran’ın bölgedeki ekonomik gücünün artması gelmektedir.

Bu plan, güvenlik ve ekonomi olmak üzer iki alanda tanımlanmıştır. Bu esasa dayalı olarak, Suriye beş ülkeye bölünecektir ve Kürt, Dürzi ve Ehl-i Sünnet ülkeleri ılımlı koalisyon eksenine bağlanacaktır.

İran, Hizbullah ekseni ve Siber Savaş sistemin kurulması da dikkate alınacaktır. Ekonomik eksende, bölgesel ekonominin gelişmesi de vurgulanmaktadır ve Gazze’nin yeniden yapılandırılmasını, teknolojik planları ve bölgede büyük tarım ve ticareti kapsamaktadır.”

İlginçtir ki, Siyonist Rejimin bu Knesset üyesinin konuşmaları ve açıklamaları Arapça olarak sunulmuş ve daha sonra İbranice ’ye tercüme edilmiştir.

Rey El-Yevm yazarı şaşkınlığını belirterek, “Siyonist Rejim yetkilileri neden Araplarla onların kendi dilinde konuşmuyor ki!” dedi.

Siyonist Rejimin Knesset üyesi konuşmasının devamında şunları söyledi: “ Düşündüğüm program Arap toplumundan temsilcilerin ve güvenlik alanındaki kişilerin katılımıyla yazıldı ve Arap dünyasındaki karar mercilerine ulaştı ve şimdi Arap vatandaşların imzasını toplayarak bu programı ilerletmeyi düşünüyorum.”
rasthaber

Yorumlar