Suriyeli siyasi uzman Tahsin El-Halebi Şam'da olan İran basın mensuplarına verdiği röportajında, direniş cephesinin bölgesel ve ulusal olarak Siyonizm ve müstekbirlere karşı genişlediğini belirterek şöyle açıklama yaptı: ‘’şuan tüm Arap ümmetine ve ülkelerine karşı özellik ile Filistin, Suriye ve Lübnan’a karşı gerçekleşenler Sykes-Picot anlaşması çerçevesinde büyük sömürgecilik projesinin tamamlanması içindir.
bu proje bir çok Arap ülkeleri içerisinde, Osmanlı imparatorluğunun işgali ve Fransa ile Britanya’nın sömürgeciliğinin sonlanmasından sonra, Arap vatanını parçalara ayırdı.
Bu sefer bu sömürgecilik ABD’nin öncülüğünde gerçekleşiyor ve Sykes-Picot projesi gibi Britanya ve Fransa’nın projeyi yürütmesi bu sefer söz konusu değil.
Bu planın tamamlanması için, Arap dünyası tüm siyasi, milli ve kavmi potansiyelleri ile parçalara bölünecek ve Dini, mezhebi ve aşiret rejimleri yerine geçecektir ve bu sırada Siyonist İsrail rejimi doğu’da yani Filistin ülkesi alanında ve Fırat’tan Nil nehrine kadar devam edecek Yahudi bir devlet kurulacak.’’
El-Halebi açıklamasını şöyle sürdürüyor: ‘’Şuan Filistin’de yüzde 50 Filistinli Arap ve yüzde 50 Siyonist Yahudi bulunuyor ve sömürgeciliğin yeni planı, Batı Şeria’da, bazılarının Gazze’de ve 48 Arap bölgelerinde sakin olan 5 Milyon Arap Filistinliyi ortadan kaldırmayı hedefliyor çünkü İsrail bu plandan kendi Siyonist projesini gerçekleştirmek için yararlanıyor ancak bu proje yenilgiye uğrayacak ve başarılı olmayacak. Kamp David sözleşmesi, Mısır’ı yok etti,aynen nasıl ki bu anlaşma Ürdün ve İsrail rejimi arasındaki barışı bozduysa, Ürdün Oslo anlaşmasının ardından Filistin arazilerinin yüzde 80’ini göz arda etti.’’
Suriyeli siyasi uzman El-Halebi, ‘’Ancak tüm bunlara rağmen bence sömürgeciliğin planı bu sefer gerçekleşmeyecektir çünkü Beş Buçuk yıldır bu plana karşı koyacak ve ABD ile Siyonist İsrail rejiminin müttefikleri olmuş Araplar ile karşı karşıya gelebilecek birlik faaliyet gösteriyor’’ ifadelerini kullandı.
El-Halebi Suriye’nin teröristlere karşı bir çok zafer elde ettiğini belirterek şöyle söyledi: Filistin meselesi ve Suriye’yi savunmak için Lübnan direnişi potansiyeli ve gücünü artırmış bulunuyor ve diğer yandan bölgede İran İslam Cumhuriyetinin oluşturduğu büyük güç, Siyonistlere karşı direnişin birliklerinden biri olarak kendini gösteriyor ve bölgenin en önemli güçlerinden biri olarak sayılıyor ve ABD’nin bölge planlarına karşı başını kaldırmış durumda. Suriye Uluslararası düzeyde, Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika ülkeleri gibi dostlara sahip ve aynı zamanda bölge düzeyinde Irak söz konusudur çünkü bu ülke Suriye ile ortak cephede ortak bir düşman yani açıkça ABD-Siyonizm planları yönünde faaliyet eden tekfirci terörizme karşı savaşa katılabilir.’’
El-Halebi direnişin rolü hakkında açıklamasını sürdürdü: ‘’Uluslararası yasal bir birliği şekillendiren en önemli şey, milli ve direniş meşruiyetidir. Bu birlik aynen Filistin direnişi gibi gücünü korur ve hatta Oslo gibi anlaşmalar ile zayıflarsa bile yine devamlılığını korur. Filistin’de direniş cephesi işgalci siyonist güçlere karşı devamlılığını koruyacaktır.’’
Suriyeli siyasi analist açıklamasını şöyle sonlandırdı: ‘’Siyonist İsrail rejimi Arap ümmetinin birlik içerisinde kalmasını istemiyor dolayısıyla Suriye ve Arap ümmetinin dağılması ve bölünmesi için savaşıyor. Bundan dolayı bu plana karşı savaşan herkes aslında Siyonist düşman karşısında savaşmıştır ve Suriye, Irak, Yemen, Libya ve diğer yerlerde tekfirci terörizme karşı savaşanlar ise aslında Siyonist İsrail rejimi ile savaşmıştır çünkü Siyonizm ve tekfircilik bir bozuk paranın iki yüzü gibilerdir.’’
tesnim