Haber ajansları, Suriye'nin güneyinde İsrail'e ait iki savaş uçağının düştüğüne dair bir haber yayınladı. Suriye ve bölge gündemine yıldırım gibi düşen haber, beraberinde gerçek olup olmadığına dair büyük tartışmaları da getirdi. Olayın yankılarının ardından, ateş hattında yaşananlar ve yaşanacaklar ile angajman kuralları üzerinde farklı hesaplar yapılmaya başlandı. Ayrıca silahlı güçler ile Suriye ordusu arasındaki çatışmalara sahne olan Güney cephesi, İsrail'in yeni hesaplaşmalarından etkilenecektir. Suriye ve bölge ile ilgili tüm bu konular, siyasi analist Talip İbram tarafından Alwaght sitesine değerlendirildi.

Suriye Ordusunun elinde, İsrail rejiminin uçakları ile boy ölçüşecek ve onları düşürebilecek kapasitede askeri imkânlar var mı? Söz konusu uçaklar gerçekten düşürüldü mü?

İbrahim: İlk olarak Suriye Ordusunun imkânlarını değerlendirecek olursak, Suriye Ordusunun İsrail savaş uçaklarına meydan okuyacak güce sahip olduğu hemen hemen kesindir. Özellikle savunma sahasında Rusya'nın desteğini aldıktan sonra Ordu güç toplamıştır. İsrail uçaklarının düşürülmesi konusunda ise, Suriye Ordusu konu hakkında resmi açıklama yaptı. Eğer böyle bir konuda Ordu tarafından resmi bir açıklama yapılmışsa, bu, uçağın bilfiil onlar tarafından düşürüldüğü anlamına gelir. Teknik anlamda olayı incelemeye alırsanız, bunu öğrenir ve hatta emin olabiliriniz. Çünkü radarlar, elektronik ekranlar ve navigasyon sistemleri tarafından füze algılanır, hedef kesinleştirilir ve son olarak uçakların düştüğü bilgisinden emin olana kadar hedefe saldırı düzenlenir. Bu iş Suriye ordusu tarafından gerçekleştirildi. Biz İsrail ordusunun nereden canının yanacağını bildiğini, kaybettiği bölgeleri tanımadığını ve kendi çıkarlarından başkasından söz etmeyeceğini iyi biliyoruz.

Olayın yankıları ve Suriye ile İşgal altındaki Filistin sınırları hakkındaki angajman kurallarının düzenlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öyle zannediyorum ki, Suriye tarafından atılan bu cesur adım, titizlikle hesap edilmiş bir hamledir. Uzun bir sabır ve kontrollü bir sürecin ardından bu adım atılmıştır. Öte yandan Suriye Ordusunun bu hamlesi, Siyonist ordu ve Suriye'deki vekilleri arasında sarsıntılara yol açacaktır. Çünkü İsrail, ABD ile işbirliği içinde, Nusra Cephesi ve IŞİD terör örgütünü kurdu. Biz bu örgütlerle savaşırken aslında İsrail ile savaşıyoruz ve Siyonizm'in kurduğu hiçbir örgüt, kati surette İslamcı olamaz. İkinci değinmek istediğim konu, bazı kesimlerin İsrail'in cevap vermesine dair korkusudur. Ben burada herkese, İsrail'in korkak ve yüreksiz bir varlık olduğunu söylüyorum. Hizbullah Genel Sekreterinin de söylediği gibi, İsrail örümcek ağından da zayıftır. Güçlü bir darbe aldığında geri dönecektir. Belki de kapsamlı bir savaş durumunda, ana kolun hava kuvvetleri olduğunu bildiği için Suriye'nin derinliklerinde stratejisini bu yönde yoğunlaştırmak için çalışıyor olabilir. Eğer hava kuvvetleri etkisiz hale getirilmezse, Suriye birliklerinin yarısı, işgal edilmiş toprakları özgürleştirmek için İsrail'e girebilir. Bu sebeple İsrail'in seçeneklerinin sınırlı ve etkisiz olduğunu düşünüyorum. Ben, bugün Suriye devletinin ve Direnişteki müttefiklerinin İsrail'e karşı baskıyı arttırmalarını ve her zamankinden çok düşmana vurmalarını diliyorum. Çünkü baskı, bu işi sonuna kadar götürmenin tek yoludur.

İsrail rejimi ilk kez bir olayı yalanlıyor ve bu konuda bir açıklama yapıyor. Genellikle sessiz kalır ve olanları görmezden gelirdi. Bu, İsrail için bir aklanma yöntemi midir? Çünkü onların verecekleri herhangi bir cevabın ardından patlak verecek savaşa girmeye gücü yok.

Tamamıyla evet. İsrail ordusu bölgede savaş uçağının düşürüldüğünü kabul ederse -ki kendisini bölgenin en güçlü ordusu olarak tanımlamaktadır- buna cevap vermek zorunda kalacaktır. Bu durum İsrail'i zayıf gösterirse Netanyahu ülkenin iade-i itibarı için ciddi bir baskı ile karşı karşıya kalır. İsrail, eğer savaşı büyütürse iki değil, onlarca hatta yüzlerce uçak kaybedeceğini biliyor. Bizler unutmamalıyız ki, İsrail Hizbullah karşısında ve Gazze Savaşında başarısız oldu ve Suriye ordusu önünde de başarısız olacaktır. Suriye Ordusunun maruz kaldığı tüm zor şartlara rağmen, İsrail'i karşısında diz çöktürecektir. İşte bu gerçeğin farkında olan İsrailliler, zehir içmeyi savaşa tercih ediyor ve kendi yarasını ısırarak olanları yalanlamayı tercih ediyor.

Suriye'de ateşkes için küresel bir uzlaşmaya şahit olduğumuz bu günlerde Kuneytera'da garip şeyler oluyor, İsrail'in desteğini alan bazı grupların çatışmaya girdiğini görüyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

İlk önce ateşkesi göz önüne alırsak, İsrail varlığı Suriye Ordusu ile Nusra Cephesindeki vekilleri yoluyla savaşıyor. Onların yaralılarını tedavi ediyor, maddi finansmanlarını sağlıyor ve lojistik destek veriyor. Bu, düşman İsrail'in savaşı idi ve bu gruplar sadece görüntüden ibarettir. Ateşkes konusunda kendinden başkasını dikkat almayan, kendi çıkarlarından başkasını görmeyen İsrail ordusu, işgal edilmiş Golan Tepelerinin kendisi için güvenli topraklar olmasını istiyor. Ancak Siyonist varlık, Suriye'nin militanlardan temizlenmesi hakkında Rusya- İran bakış açısının üstünlüğünü gördüğünde, belki de vekilleri aracılığıyla sorunu tırmandırmaya sığındı. Ancak Suriye Ordusu, çok akıllıca bir vuruş ile, kuyruğuna basmak yerine yılanın başını ezdi.

Ateşkes konusu ile devam edelim, Amerika'nın bunu teşvik ettiğini görüyoruz. En azından medya aracılığıyla bu görevi üstleniyor. Ancak İsrail varlığı onu Güney Suriye'ye karşı kışkırtıyor. Bu konuda sorular geliyor. İsrail, ABD'nin ateşkes hakkındaki kararını çiğner mi yoksa onunla koordine içine mi girer? Bu konuda siz neler söylemek istersiniz?

Evet bu doğru, biz bugün ABD'nin yönetimi aşamasındayız, topal ördek gibi. İsrail ise tek başına hareket edebilmek için bunu altın bir fırsat olarak görüyor. Hatta bu iş Amerikan iradesinden çıkmak ile sonuçlansa bile, İsrail bu aşamada ABD ve diğerlerine meydan okuyabilir. Çünkü herkes kendi iç işleriyle meşgul. Özellikle de Amerika son günlerde ülkede yaklaşan başkanlık seçimleri ile meşgul. İsrail kayıp bir zamanda oyun oynamak istedi, ancak Suriye'den beklemediği ve öngörmediği bir cevap aldı. Bu ise, İsrail'in istihbarat fiyaskosunun ve büyük bir savaşta sergileyeceği askeri başarısızlığının en büyük göstergesi.

Talip İbrahim
Merve Soydaş Gök / Medya Şafak