“Aksa Aslanı” Lakaplı Misbah Ebu Subeyh Kimdir?

"Sana duyduğum özlem gibi hiç kimseye özlem duymayacağım. Seni sevdiğim gibi hiç kimseyi sevmeyeceğim. Ömrüm, hayatım ve her şeyim sana feda olsun."  

Görüntülenme: 1828 Tarih: 15 Ekim 2016 13:03
“Aksa Aslanı” Lakaplı Misbah Ebu Subeyh Kimdir?

Bu duygu yüklü sözler ve mesajlar, Pazar günü (9 Ekim) Siyonist askerlere yönelik silahlı eylem yapan, iki işgal askerini öldürüp birkaç Yahudi yerleşimciyi de yaralayan, tarihe “Aksa Aslanı” olarak geçen 40 yaşındaki Filistinli kahraman Misbah Ebu Subeyh’in paylaştığı son sözlerdi.

Mescid-i Aksa'ya duyduğu sevgi ve özlem her şeyin ötesindeydi. İşgalcinin Mescidi Aksa’ya dönük tutumuna şiddetle karşı çıkıyordu. Hakkında verilen Mescid-i Aksa'dan uzaklaştırma kararını ve dört ay hapis cezasını "zalimlerin zulmü" olarak nitelendirmişti.

"El-Aksa Aslanı" lakaplı Ebu Subeyh Kudüs ve Mescidi Aksa’yı sahiplenen bir kişiydi.  2013 yılında Kudüs'ün Eski Belde semtinde Hıtta Kapısı bölgesinde gözaltına alınmış, bir işgal polisine saldırmakla suçlanmış ve daha sonra serbest bırakılmıştı.

2015'te Ebu Subeyh aleyhinde aynı dava yeniden açıldı ve dört ay hapis cezasına mahkûm edildi. İsrail Sulh Mahkemesi'nin yaklaşık bir ay önce verdiği hapis kararı bu ayın ortalarında infaz edilecekti. Aksa’da nöbet tutma suçlamasıyla verilen hapis cezası çekeceği zindanda yatmak için şehit olacağı gün işgalciye teslim olması gerekiyordu.

İşgal güçleri son aylarda onu sürekli kovaladı. Bir kez tutukladı ve beş kez gözaltına aldı. En son gözaltına alındığında bir ay Aksa’dan uzak kalmak şartıyla serbest bırakılmıştı. Bu karardan önce yıl sonuna kadar dışarı çıkmama ve altı ay Aksa’ya girmeme cezası teslim edilmişti.

 

Şehit Misbah Ebu Subeyh son paylaşımında şunları yazıyordu:

“Sevgilime ne kadar özlem duyuyorum. Ne kadar da özledim. En son gördüğüm, toprağı üzerinde secde etiğim, öptüğüm ve namaz kıldığım yerin orası olmasını ne kadar da isterdim. Yapılan zulümdür ve onlar da zalimlerdir. Sana duyduğum özlem gibi hiç kimseye özlem duymayacağım. Seni sevdiğim gibi hiç kimseyi sevmeyeceğim. Onların zindanlarına, kin ve tuğyanlarına rağmen sana karşı sevgim daha da arttı. Senin için bana 4 ay zindan dediler. Ben “yemin olsun bu azdır” deyip, ömrüm ve hayatım sana feda olsun dedim. Bedenen sana ulaşamasam da, canım, ruhum, kalbim ve gözlerim hiçbir zaman senden ayrılmadı. Seni terk etmedim, unutmadım. Ölünceye kadar seni seveceğim ve en büyük aşkım da sanadır.”

Son paylaşımında Mescidi Aksa’yı korumak için herkese verdiği mesajda “Aksa boynunuzun borcudur. Onu tek başına bırakmayın” diyordu.

Şehit Misbah Ebu Subeyh’in işgal altındaki Kudüs’te gerçekleştirdiği eylemde iki Siyonist işgalci asker hayatını kaybetti, 3’ü ağır birkaç Yahudi yerleşimci de yaralandı.

Siyonist işgal rejimindeki basın organlarında çıkan haber, bilgi ve raporlara göre Ebu Subeyh, araç içerisinde Şeyh Cerrah bölgesinde, Tel El-Fransiyye’den Şimon Sodik Durağına kadar bir yandan araç kullanırken, diğer yandan elindeki otomatik silahla işgal askerleriyle Yahudi yerleşimcilere ateş açarak eylem yaptı.

Şehidin eylem günü Er-Ramle Cezaevine teslim olması gerekiyordu. Ancak kendisi Filistin uğruna canını Rabbine teslim etti.

Şehit için taziye mesajı yayınlayan İslamî Direniş Hareketi (Hamsa) Ebu Subeyh’in mensuplarından olduğunu duyurdu.

Şehidin ailesi verdiği bilgide, şehidin daha yeni zindandan çıktığını, üç yerleşimcinin esir alınması ve Ebu Hudayr’ın yakılması günlerinden sosyal medyada yazdığı yazılardan dolayı yargılandığını söyledi.

O günlerde yazdığı mesajlardan birinde “Kudüs volkanın üstünde, patlaması an meselesi” diyordu.

O dönemde Subeyh’i tutuklayan işgal polisi kendisini 14 maddelik bir listeyle suçluyordu. Bunlar arasında, medya üzerinden insanları işgale karşı kışkırtmak, direniş örgütlerini desteklemek, işgalcilere karşı eylemleri desteklemek ve direniş eylemlerini tebrik etmek gibi suçlamalar yer alıyordu.

Şehidin kızı

Şehid Ebu Subeyh’in kızı İman babasından bahsederken “babamın Allah katında şehit olduğunu düşünüyorum. Kıyamet günü bize şefaat etmesini ümit ediyoruz. Babamın yaptığıyla iftihar ediyoruz” dedi.

Devamla şunları söyledi:

“Babamla çok farklı bir ilişkimiz vardı. Son buluşmamız sabah namazıydı. Sabah namazından sonra zindana girmesini beklediğimiz babam bizimle vedalaştı. Zindanda kendisini ziyaret gidip gitmemeyi sorduğumda ‘İman namazına dikkat et. Okuluna da. İnşallah başarılı olursun’ dedi.”

Diğer çocuklarıyla da vedalaşan ve namazı tavsiye eden baba Ebu Subeyh, dört aylığına zindana girmek üzere evden ayrılacaktı.

Şehit Ebu Subeyh yazdığı bir mesajında herkese sorumluluğunu hatırlatarak “Kudüs’ümüzden asla çıkmayız. Kudüs ve Aksa (yı korumak) boynunuzun borucudur” diyordu.

fiem

Yorumlar