Kassam Tugaylarına Mensup Esirlerin İradeleri Çok Sağlam

“Kim olduğunu, nereli olduğunu bilmiyorum”… Sen anlamını kavrayamadığım “kahraman esir” ibaresini yazan adam gibi adamsın…  

Görüntülenme: 2180 Tarih: 27 Aralık 2016 04:08
Kassam Tugaylarına Mensup Esirlerin İradeleri Çok Sağlam

Kahraman esir… Bir esir nasıl olur da kahraman olur? Ya da soruyu şöyle soralım: Bir kahraman nasıl esir olur? Sen bir kahraman direnişçi misin? Yoksa sen pervasızca hareket eden, sonucunu hesap etmeden savaşlara giren biri misin? Abdullah El-Cemel! Allah aşkına söyle! Sen kimsin? Sen Abdullah El-Bergusi veya Abdullah El-Kassam olmadan önce senin ismin bu değil miydi?
Bu sorular, işgal rejimi tarihinde en fazla ceza alan Kassam Tugayları komutanı Abdullah El-Bergusi’nin kızı Tala’nın sorularıdır. Bu sorular onun kızı gibi, zulmü reddedip ona karşı gelenlerin çocuklarının zihinlerini kurcalayan, meşgul eden sorulardır. Babalarının güç olarak denk olmadıklarını biliyorlar. Ancak kesin olarak inanıyorlar ki zafer Allah’tandır. Bunlar adam gibi adamlardır. Bu adamlar “Attığında sen atmadın, Allah attı” ayetini haykıran insanlardır. Buna inanan kahramanlar karşı gelmeyi, direniş göstermeyi tercih ettiler. Kurşunları bitse de ellerini tetikten çekmemeye yemin ettiler. Direniş için asker eğittiler, düşmandan intikam almak için plan kurdular, planlarını hayata geçirip düşmanı acıttılar.
Bunlar zindanların alıp götürdüğü insanlar… Bunlar “zindanın adam gibi adamların yeri olduğunu” idrak edip burayı bir mektebe ve medreseye dönüştürdüler. Bitmeyecek mahkûmiyetlerine aldırış etmeden hayatın devam ettiğini söylediler ve gösterdiler… Aldıkları cezalar, ondalık sayılarla sayılamaz. Yüzlük sayılarla ancak ifade edilebilir. Bu kahraman askerlerden birinin aldığı onlarca müebbetten sadece biri 99 yıldır. Bunlar, verilen cezaya ömürlerinin yetmeyeceğini biliyorlar. Buna karşılık zalimlerin, gardiyanların iktidarının da asla sürmeyeceğine de kesin olarak inanıyorlar.
Şu günlerde İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ın 29. kuruluş yıldönümünü anıyoruz. Bu anma bizi gençliklerinin baharını Allah için vatan için feda eden adamlara götürüyor. Uzun yıllar mücadele edip ağır bedeller ödeyen Kasam Tugayları’na mensup adamların yıldızları semada parlıyor. Bu adamlar, oluşturdukları harekete bağlı hücrelerin işgal rejimi tarihinde işgal için en tehlikeli hücreler olduğunu, istedikleri zaman bu zalime ders verebileceklerini gösterdiler.
3 Mart 2003 tarihinde tutuklanan Ürdün uyruklu Abdullah Ğâlib El-Bergusi kendisine verilen 67 müebbetle ağır ceza alan esirlerin ilk sırasında bulunurken, ardından 23 Mayıs 2006 tarihinde tutuklanan ve 54 müebbet alan Ramallah’ın Silvad beldesinden İbrahim Cemil Hamid geliyor.
 17 Mayıs 1996 tarihinde yaralandıktan sonra Gazze’de tutuklanan ve 48 müebbet ve 20 yıl ceza alan Hasan Abdurrahman Selame üçünü sırada, 4 Kasım 2002 tarihinde tutuklanan ve 48 müebbet alan Muhammed Atiyye Ebu Verde dördüncü sırada,  18 Ağustos 2002 tarihinde tutuklanan ve 36 müebbet alan Kudüs’ün Herbasa Beni Haris köyünden Muhammed Hasan Arman beşinci sırada ve ardından 8 Mayıs 2002 tarihinde tutuklanan ve 35 müebbet ve 150 yıl ceza alan Mühendis Abbas Es-Seyyid geliyor.
Kudüslü an ağır ceza alan esir ise 2002 yılından beri tutuklu olan ve 35 müebbet ile 50 yıl ceza alan dört çocuk babası Vail Mahmud Kasım’dır.
Dünyanın hiçbir yerinde müebbet ya da idamın karşısında yıllar açık bırakılmamaktadır. İşgal rejimi müebbede sınır getirmediği için serbest bırakılacağı haneyi açık bırakıp 99 rakamı koymaktadır. İşgal rejiminde bir müebbet 99 yıla tekabül ediyorsa, on, yirmi ve elli müebbet alanlara acaba kaç ömür yeter?
Bu ağır cezalara rağmen Kassam’a mensup esirlerin morali yüksek, iradeleri güçlü, özgürlük umutları diridir.
Kassam’ın daha önce gerçekleştirdiği Özgürlerin Vefası Anlaşması gibi yeni bir esir takas anlaşmasıyla özgürleşecekleri günü umutla bekliyorlar. 
 
FİEM

Yorumlar