Mısır Dışişleri Eski Bakan Yardımcısı Abdullah el Aşel, Mısır’da gerçekleşen son dönemdeki olaylara ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak; “Cemal Abdul Nasır hükumeti döneminde Mısır ordusu sınırlarını aşmıştı. Bu durum özellikle Amerika, Avrupa ve İsrail’i son derece rahatsız emişti. Bu nedenle 1967 yılında ‘uluslararası siyaset ve stratejik sorunları araştırma’ adı altında Mısır’ın önü alındı ve bölgesel bir aktör olmaktan çıkarıldı.” ifadelerini kullandı.

Amerika’nın Irak işgali ve Saddam’ın yok edilmesinde Suudi Arabistan’ın önemli bir rolü olduğuna işaret eden Abdullah el Aşel, Suudi Arabistan’ın Arap ülkelerinde gerçekleşen tüm özgürlükçü hareketlere karşı olduğunu kaydederek; “Bu anlamda Zeynel Abidin bin Ali’yi, Hüsnü Mübarek’i Riyad’a davet etmesi için göndermişti” açıklamasını yaptı.

“Washington’da düzenlenen uluslararası Batı Asya konferansına katıldığımda farklı gruplardan oluşan Yahudiler ile de görüşme fırsatı bulmuştum” diyen Abdullah el Aşel, Yahudi grupların İran’ı Arapların ortak düşmanı olarak kabul ettiğini ifade ederek “Obama’nın İran ile Nükleer Anlaşmasını büyük bir yanlış olarak görmekteler” ifadelerini kullandı.

Araplar İran Ve Hizbullah’tan Yardım Almalıdır

Bölgede Araplara sadece Hizbullah ve İran’ın yardım edebileceğini kaydeden Abdullah el Aşel, İsrail rejiminin bölgede bir çok katliama ve cinayete neden olduğunu belirterek; “İsrail’in İran’a olan düşmanlığı din temelli değildir. Hatta bazıları Yahudilik ve İslam dini arasında herhangi bir düşmanlığın olmadığını hatta Müslümanların Yahudiliği bir din olarak kabul ettiğini ancak bir Yahudi’nin İslam’ı ve Hristiyanlığı din olarak görmediği söylemektedir” dedi.

“Bu nedenle iki taraf arasındaki sorun dini değil siyasidir. İran İslam İnkılabının gerçekleşmesi ile beraber İsrail konsolosluğuna Filistin bayrağının çekilmesi İsrail rejimine vurulmuş en ağır darbe idi. Bu şekilde İran bölgede Arap ülkeleri ve İsrail arasında yaşanan siyasi çatışma içerisinde önemli bir aktör halini almıştır.”

İran’ın direniş cephesi içerisindeki rolüne değinen Abdullah el Aşel “Ben 2010 yılında İran’ın Suriye Büyükelçisine İsrail rejiminin Hizbullah’ı ve İran’ı bölgede tasfiye etmeye çalıştığını söylemiştim ki kısa zaman sonra İsrail Suriye’de yeni bir cephe açmıştı. Bu aşamada bizim ölçümüz kimlerin Arapların vahdet ve birliğini istediği ve kimlerin Arapları bölmek ve parçalamak istediği şeklinde olmuştur” ifadelerini kullandı.

İsrail Arap Ordularından Değil Hizbullah’tan Korkuyor

“Ben Filistin hakkında katıldığım tüm program ve konferanslarda İran ve Hizbullah’ın tek kelime olduğunu ve birbirlerinden farkı olmadığını belirtmekteyim. Ancak İsrail buna karşı çıkmakta. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki İsrail rejimi Arap ordularından değil Hizbullah’tan korkmaktadır”

Mısır İran İle İlişkilerine Önem Vermelidir

“Tüm bu nedenlerden dolayı Suriye’de büyük bir oyun oynanmaktadır. Suriye’de yaşananlar açık bir şekilde İsrail ve İran arasındaki bir savaştır. Eğer Arap toplumları bunu görebilselerdi toplu bir şekilde Suriye’ye akın ederek Amerika, İsrail ve maalesef Türkiye’nin de içinde olduğu ve Suriye’nin bölünmek ve İran’ın zayıflatılmak istendiği bu oyuna son verirlerdi.

Söz konusu ülkeler direnişin 4 temel taşı olan; İran, Hizbullah, Suriye ve Hamas’ı kendilerine hedef aldılar ki bugünde saldırıları devam etmektedir. Ben Mısır devletinin bu yaşananlara stratejik bir pencereden bakmasını beklemekteyim. İlk olarak Suudi Arabistan’a bakmaktan vazgeçerek İran ile ilişkilerini güçlendirmelidir. Çünkü Suudi Arabistan, Mısır’ı engelleyen ve zayıflatmaya çalışan bir ülkedir. Mısır bölgede güçlü ve bağımsız bir ülke olarak başka ülkelere bağlı değil tersinde diğer ülkelerin kendisine bağlandığı bir ülke olmalıdır. Ben Mısır devletinin aklıselim bir şekilde Suriye sorununu sahipleneceğini beklemekteyim. Ancak bu şu anlama gelmemelidir ki Mısır ordusu Yemen, Libya veya Suriye’de sınır dışı bir askeri müdahaleye katılsın.”

IŞİD’i Kimler Ortaya Çıkardı?

IŞİD’i Müslümanlar arasında fitne ve mezhep çatışması çıkarmak ve zaman içerisinde de İran’a karşı kullanmak için Körfez ülkeleri, İsrail ve Amerika icat etmiştir.

Bu örgütlere katılmış veya sempati duyan Müslüman gençlerimizi uygun bir plan ve program çerçevesinde terör belasından kurtararak içerindeki o enerji ve potansiyeli birliğimiz ve vahdetimiz için kullanmamız gerekmektedir.

İran milletine teşekkürlerimi ileterek yaptıkları fedakarlıklara devam etmelerini istiyorum. Çünkü sizler kutsal bir mücadele vermektesiniz.

Suudi Arabistan Kendi Politikalarını Gözden Geçirmelidir

Suud rejiminin bölgedeki siyasetine değinen Mısır Dışişleri Eski Bakanı Abdullah el Aşel, Suud rejiminin ülke içerisinde ve dış politikasında değişime gideceğini umut ettiğini kaydederek; “Umarım bundan sonra Arap ülkelerinin içişlerine müdahale etmekten vazgeçecektir. Maalesef Suud rejimi Suriye’deki muhalifleri desteklemek amacıyla Arap ülkelerini ve Arap birliğini yok olma aşamasına getirdi” ifadelerini kullandı.

tesnim