Avigdor Lieberman: “Hizbullah Askeri Olarak NATO Üyesi Birçok Ülkeden Daha Güçlüdür”

Gerçek şu ki, Hizbullah 2006 yılındaki 33 günlük savaşta çatışma kurallarını değiştirmeyi başardı ve güç konusunda yeni denklemler tanımladı. Hizbullah askeri güç olarak İsrail ile eşit değil. Çünkü İsrail dünyanın en güçlü ordularından birine sahip ama İsrail Savaş Bakanı Avigdor Lieberman, “Hizbullah askeri olarak NATO üyesi birçok ülkeden daha güçlüdür” itirafında bulundu. 

Görüntülenme: 2164 Tarih: 08 Ocak 2017 11:19
Avigdor Lieberman: “Hizbullah Askeri Olarak NATO Üyesi Birçok Ülkeden Daha Güçlüdür”

Kısa bir süre önce “acaba İsrail, İran’ın Nükleer tehdidinin gölgesinde yaşayabilir mi?” sorusu gündemdeydi ama İran 5+1 ülkeleriyle Nükleer Anlaşmayı imzaladıktan sonra bir sonraki soru, “acaba İsrail Hizbullah gibi bir tehdit karşısında dayanabilir mi?” sorusu gündeme geldi. Tel Aviv’de bazıları bu tehdidi stratejik saymak istiyor ve İsrail’in 2017 güvenlik ön görülerinde, Hizbullah ilk sıradaki, İran ikinci sıradaki ve Hamas üçüncü sıradaki tehdit olarak görülüyor.

Rey El-Yevm Gazetesi bu konuyla ilgili olarak ilk önce güç dengesi kavramının anlamını açıklandı ve şunlar yazdı: “Uzmanlar güç dengesinin, güçlü bütün eksenlere cevap vermek için yaklaşık olarak eşdeğer ya da eşdeğere yakın kuvvetlere sahip olan, güç karşıtı birkaç eksen ya da koalisyondan oluşan sisteme delalet ettiğini belirtiyorlar.

Gerçek şu ki, Hizbullah 2006 yılındaki 33 günlük savaşta çatışma kurallarını değiştirmeyi başardı ve güç konusunda yeni denklemler tanımladı. Hizbullah askeri güç olarak İsrail ile eşit değil. Çünkü İsrail dünyanın en güçlü ordularından birine sahip ama İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, “Hizbullah askeri olarak NATO üyesi birçok ülkeden daha güçlüdür” itirafında bulundu.

İsrail Ulusal Güvenlik eski Danışmanı Yaakov Amidror da Hizbullah’ın askeri gücünün benzersiz olduğunu belirterek, Hizbullah’ın 150 bin füze ve havan topuna sahip olduğunu ve bu hareketin binlerce füzesinin İsrail’in her noktasına ulaşabilecek güçte olduğunu açıkladı. İsrail Ulusal Güvenlik eski Danışmanı, İsrail Hayom Gazetesine şunları söyledi: “Bu ateş gücü özellikle hacmi açısından gerçekten de nadirdir ve belki de Avrupa ülkelerinin toplamının ateş gücüne eş değerdir.”

Rey El- Yevm yayınladığı yazıya şöyle devam etti: “Geçtiğimiz günlerde İsrail’in stratejik araştırmaları ve raporları yayınlandı ve bu rapor ve araştırmalarda Tel-Aviv’in Hizbullah’a karşı güçlü bir savaş açmaya hazırlıklı olmadığı vurgulanıyordu.

İsrail Askeri İstihbarat Birimi eski Başkanı Amos Yadlin şu açıklamalarda bulundu: “Hizbullah, İsrail merkezlerini hedef alabilecek binlerce füze ve havan topuna sahiptir. Bu füzeler son derece hassas ve keskin olup, çok sayıda patlayıcı madde taşıyabilecek başlıklara sahiptir. Hizbullah İsrail ile yeni bir savaş istemiyor. Çünkü Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ı kurtarmak için Suriye’ye gitmesi konusunda İran’dan emir aldı.”

İsrail’in Hizbullah ile yeni bir savaşa hazır olmadığı hakkında İsrailliler tarafından yapılan açıklamalar sadece uzmanların değerlendirmelerini ve medyada yer alan bilgileri ve raporları kapsamıyor, hatta resmi raporlar da İsrail’in iç cephesinin Hizbullah’ın füzeleri karşısında mücadeleye hazır olmadığını vurguluyor. Operasyon düzeyinde de İsrailli komutanlar onlarca yıldır savunma ve saldırı düzeylerini arttırıyorlar ve bu çalışmalarının eksenini Hizbullah ile kapsamlı bir çatışma ekseni oluşturuyor.

Bu gerçeği gösteren sahne ise, İsrail’in savaştan kaçınması ve yıllardır savaş için hazırlık yapmasıdır ve Tel Aviv ilk kez Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine başvurmuş ve Hizbullah’ı şikâyet etmiştir ama bu uluslararası bu kuruluşta bir ağırlığı yoktur.

İsrail’in hazırlık aşamasında olduğu İsraillilerin açıklamalarından ve araştırmalarından anlaşılmaktadır ve onlar konuşmalarının arasında saldırı gücünün kuvvetlenmesinden bahsetmektedir ve bunun İsrail’in Hizbullah’ı yenme umudunu gerçekleştirmesi beklenmektedir ama 2006 yılından itibaren bu hazırlık aşamasına bir unsur daha eklenmiştir ve bu unsur, İsrail’in iç savunma gücüdür.

Bu bağlamda İsrail defalarca demir kubbe ya da sihirli değnek gibi savunma sistemleriyle hassas zamanlarda stratejik bölgeleri, havaalanlarını, limanları ve askeri üsleri savunmaya hazır olduklarını ama İsrail halkını savunacak ve koruyacak güce sahip olmadıklarını vurgulamışlardır.

Hizbullah 2006 yılındaki savaştan itibaren füze ve askeri gücünü geliştirmeye devam etmektedir ve hazırlık kavramı artık sadece saldırı gücünü arttırmakla sınırlı değildir ve iç cephede de hazırlıklı olunması gerektiğini kapsamaktadır.

İsrailli yetkililer geçen yıllar boyunca, ordularının çok yüksek güce sahip olmasına rağmen, İsrail iç güvenliği alanında Hizbullah tehdidine karşı faydalı bir çözüm yoluna sahip olmadıklarını anlamışlardır.

Acaba Hizbullah ile üçüncü bir savaş, savaşların sonu mu?”

tesnim

Yorumlar