Siyonist İsrail'in 22 Günlük Savaş Yenilgisi

Bugünler Siyonist rejimin 2009 yılında Filistin halkına dayattığı 22 günlük savaşın bitiş yıl dönümüdür. 22 gün direnişle, Siyonist rejimin saldırısına karşı işgalci rejimi ağır yenilgiye uğratan ve haysiyetini yerle bir eden başta Gazze halkı olmak üzere Filistinlilerin emsalsiz fedakarlıkları yıl dönümüdür. 

Görüntülenme: 2074 Tarih: 21 Ocak 2017 11:12
Siyonist İsrail'in 22 Günlük Savaş Yenilgisi

19 Ocak 2017, Siyonist rejimin Gazze şeridine dayattığı 22 günlük savaşın yıl dönümüdür.Korsan rejimin fiyaskosu ile sonuçlanan 22 günlük şanlı direniş, 27 Aralık 2008 tarihinde başlayarak Ocak 2009 tarihinde son buldu. 22 günlük savaş, Filistin'in gelişme tarihinde bir dönüm noktasıydı. Zira Siyonist rejimin yenilmezlik efsanesi yerle bir oldu ve Korsan rejimin 2012 yılında 8 günlük ve 2014 tarihinde 50 günlük savaşlarda yenilgisinin başlangıcı oldu. Siyonist rejimin Filistin halkının direnişi karşısında ardı ardına aldığı yenilgilerden sonra Gazze şeridinden 2005 yılında geri çekilmesi olayını kaldıramayan Korsan rejim, Gazze şeridine karşı saldırı ve kısıtlamalarını yoğunlaştırdı ve bölgeyi zor ve zalimane bir ambargoya tabi tuttu.

Siyonist rejim 22 günlük savaş sırasında Filistinlilere karşı işlediği tüm korkunç cinayetlere karşı bölgeyi tekrar işgal etmek ve Filistinlileri Siyonist karşıtı direnişe devam etmekten vazgeçirmekte başarısız kaldı. Siyonist rejimin 22 gün Filistin'in savunmasız halkı karşısında yenilmesi, rejimin haysiyetine ağır darbe indirdi. Öyle ki Korsan rejim uzun süre bu şok ve şaşkınlıktan kurtulamadı ve yenilgi fiyaskolarından doğan birçok iç çekişmelere sahne oldu. Fakat mahiyeti savaş, katliam ve yayılmacılık üzerine kurlu olan Siyonist rejim, insanlık dışı siyasetlerini izlemek ve Filistin halkının direnişi karşısında aldıkları yenilgiyi örtbas etmek için Gazze'deki Filistinlilere her zaman saldırılarını sürdürdü.

Bu çerçevede Siyonist rejim 22 günlük Gazze savaşı ardından iki kez yani 2012 ve 2014 yıllarında sırasıyla 8 ve 50 günlük saldırıları ile Gazze'yi hedef aldı. Fakat her iki defasında Filistin halkının direnişi nedeni ile 22 günlük savaştan daha da rezil bir yenilgiye uğradı.

Direnişin Filistin halkına getirileri nedeni ile Filistin halkının çeşitli kesimleri, ülkülerinin gerçekleşmesi için tek çözüm yolunun intifadanın devamı olduğundan hemfikirdir. Bu çerçevede dünya da Siyonist rejime karşı Filistinlilerin sürdürdükleri intifadanın yoğunlaşmasında şahit olmuştur. Filistin halkı arasında direniş, önemli bir konuma sahiptir ki bu da bu değerli hareketin Filistin halkı arasında sürekliliğini gözler önüne seriyor. İntifada Gazze'den başladı ve tüm işgal edilen toprakları kapsadı. Gazze, Filistinliler arasında intifadanın doğuş yeri ve üssü olarak tanınıyor. Filistinliler her zaman boş elleri ile sergiledikleri direniş sayesinde İsrail'in savaş makinesini durdurmayı başarmıştır. Böylece işgalci rejim yetkililerini aciz bırakarak onların korkulu kâbusu haline gelmiştir.

Gazze'de birçok yıkılmış harabeye dönmüş olsa bile, orada yaşayan Filistinliler en asgari imkânlarla giderek yaşam şartlarını iyileştirmeye çalışıyorlar. Onlar bölgedeki birçok zorluk ve soruna rağmen asla topraklarını terk etmeyip, can pahasına hüviyetlerini korumaya çalışıyorlar. Evet! Gazze direniş ve yiğitlik topraklarıdır, direnişin halkın tutumunda hayat bulduğu topraklardır. İslami ümmetin son birkaç on yıldır sergilediği direniş, ülkelerin sınırlarını aşan bir çeşit uyanıştır. Gazze konusu, bir yandan Filistin halkının mazlumiyetini gösterirken, bir yandan da hüzünlü, diğer yandan da hamasi ve gurur vericidir. Gazze konusu, Filistin halkının on yıllardır baskı altında olduğu için üzücü ve hüzün vericidir. Gazze konusu bir halkın yıllardan beri Siyonist rejimin baskılarına teslim olmadığı, baskıların artması ile daha güçlü direnerek, Siyonistlerin işgalciliği ve yayılmacılığı karşısında bir örneğe dönüşmesi açısından gurur vericidir.

1987 yılında Siyonist rejimin savaş bakanı olarak Filistinlilerin kol ve kafataslarının kırılması planını uygulayan Siyonist rejimin ölen başbakanı İshak Rabin Gazze ve halkı ile ilgili şöyle demişti: Keşke bir gece uyuyup uyandığımda Gazze sular altında kalmış olsa! Korsan rejim yetkilileri Gazze'yi "saatli bomba" olarak tanımlıyorlar zira Siyonist rejim askerlerini şaşkına çeviren Gazeliler, işgalcilere Gazze ve Filistin'in diğer topraklarından çıkmaları gerektiği mesajı veriyorlar. Bunun ardından 2006 Filistin seçimlerinde Gazze de Kudüs ve Batı Şeria gibi Hamas'tan yana oy kullandı. Böylece direniş simgesi olarak, sonuçsuz barış müzakereleri ardından, gasp edilen haklarının geri alınmasını istediler. Bu olay, ilk intifada olan taş intifadadan 30 yıl geçerken, boş ellerle Siyonistlerin karşısında direnen mazlum Filistin halkının iktidarını sergiledi.

İslam İnkılâbı Rehberi Gazze halkının direnişine işaretle ve onları takdir ederek, İslam dünyası ve insanlığın ilk sorununun Gazze olduğunu belirtti. Ayetullah Hamenei Gazze halkının direnişine işaretle, insanlığı tepki göstermesi gerektiğini açıkça belirtti. İslam İnkılabı Rehberi Siyonist rejim elebaşlarının soykırım uyguladığını, bunun tarihi büyük bir facia olduğunu, suçluların ise yargılanarak cezalandırılmaları gerektiğini belirtti. İslam İnkılâbı Rehberi son 70 yılda Filistin tarihinin önemli olaylarına işaretle, son yıllarda yaşananların Filistin halkının kaderinde dönüm noktası olduğunu söyledi. Siyonist rejimin Lübnan'da 2006 yaz aylarında 33 günlük savaştaki hayret uyandıran askeri ve siyasi yenilgisi, daha sonra 22 günlük Gazze savaşında Filistin İslami direnişi karşısındaki acizliği, Korsan rejimin yenilmezlik efsanesini yerle bir etti.

İslam İnkılâbı Rehberi bu zaferlerin iki açıdan önemli olduğunu belirterek, bunların sadece Filistin halkı için değil, tüm İslam dünyasına ders olduğunu belirtti. Bu gelişmeler Filistin halkı haklarının zora teslim olmak veya uzlaşmaya boyun eğmekle gerçekleşemeyeceğini gösterdi. Gerçek şu ki Filistin topraklarının 70 yıllık işgali sürecinde uluslararası toplumlar, Filistin halkına destek bağlamında en ufak bir girişimde bulunmazken, BMGK'nin sessizliği ve Arap ülkelerin Siyonist rejime karşı teslimiyeti sonucu korsan rejimin saldırı boyutları daha da genişledi. Gazze de bu yayılmacı siyasetlerden biridir. Fakat bu süreç son noktaya ulaşmıştır. Zira bugün İslami uyanış adında bir gerçek, Filistin halkının direnişinden doğmuştur. Bu yüzden Filistin meselesi yeni dengelerde yer alıyor.

İran İslam İnkılâbı bileşenlerinden olan Siyonist rejime karşı anti Siyonist direnişin zaferleri, bizzat 2011 yılında bölge halkının diktatör rejimlere karşı yeni halkçı kıyamların ilham kaynağı oldu. Bu zaferler sadece Filistin halkı için değil tüm İslam dünyası için ibret kaynağı olması nedeni ile önem arz ediyor.  Bu gelişme, Filistin halkı haklarının zorbalığa boyun eğmek veya uzlaşma yolundan geçmediğini gösterdi.

Her halükarda Filistin direnişin 22 günlük zaferi, geniş ve önemli getirileri vardı ve Filistin halkının bir sonraki zaferlerine bir başlangıç oldu. Üstelik Filistin ülkülerine varmanın tek yolunun direniş olduğu gerçeğini kurumsallaştırdı. Bu büyük zafer, başta İran İslam Cumhuriyeti olmak üzere bölgedeki halkçı yönetimler ve Filistin halkını destekleyenler arasında büyük sevince sebep oldu. Böyle bir ortamda İran İslam Cumhuriyeti takviminde hş 29 Dey, “Gazze, Filistin halkının direniş simgesi” olarak isimlendirilmesinin yanı sıra, Tahran'da “Gazze, direniş simgesi” forumu düzenleniyor. Bilindiği üzere İslami Şura Meclisi Filistin halkının 22 günlük büyük zaferi münasebeti ile hş 29 Dey günü olan bu savaşın son gününü, “Gazze; Filistin halkının direniş simgesi” olarak İran takvime geçirmiştir.

 

Parstoday

Yorumlar