Siyonist Rejim ve ABD Bab’ül Mendeb İçin Suudilerle Koalisyon İçinde

Yemen istihbarat yetkililerinden Ali Muhammed El-Gaid, Arabistan’ın Yemen’e düzenlediği saldırılarda aldığı yenilgiden sonra Bab’ül Mendep boğazını işgal etmeye odaklandığını belirterek şunları söyledi: ‘Amerika, İngiltere ve Siyonist Rejim’den komutanlar, Bab’ül Mendep’teki Suudi Koalisyonunun operasyon odalarının komutasından sorumlular.’  

Görüntülenme: 1765 Tarih: 28 Ocak 2017 16:31
Siyonist Rejim ve ABD Bab’ül Mendeb İçin Suudilerle Koalisyon İçinde

Yemen istihbarat yetkililerinden Ali Muhammed El-Gaid İran basınına yaptığı açıklamada şunları söyledi: Suudi koalisyonunun ve uşaklarının Bab’ül Mendep Boğazına düzenlediği saldırıların devam etmesi, Suudi Koalisyonunun bu bölgeyi işgal etmeye odaklandığını gösteriyor.

Al-i Suud 2 yıldır Yemen’e düzenlediği saldırıların ardından bir başarı ede etmenin peşindedir. Bu yüzden Bab’ül Mendep Boğazını işgal ederek, kendisi ve Arap Koalisyonundaki müttefikleri için kaynak sağlamaya çalışıyor.

Yemen savaşının karmaşık hale gelmesinin nedenlerinden biri, Yemen Ordusunun ve Halk Güçlerinin Yemen’in istifa eden Cumhurbaşkanı Mansur Hadi’ye bağlı kuvvetler, Suudi Koalisyon askerleri, El-Kaide, Ensar-ı Şeria ve diğer gruplar olmak üzere çeşitli gruplarla mücadele etmesidir.

Birleşik Arap Emirlikleri kara, deniz ve hava kuvvetlerini kullanarak Yemen’e saldıran işgalci koalisyona katıldı. Öyle ki Birleşik Arap Emirlikleri’nin deniz kuvvetleri bu ülkenin ordusunun yüzde 10’unu oluşturuyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin Abu Dabi, Dubai ve Resü’l Hayme’de ayrı ayrı komutanlıkları bulunmaktadır ve bu durum Birleşik Arap Emirlikleri’nin Suudi Koalisyonundaki askeri varlığının karmaşık olmasının nedenlerindendir ve şimdiye kadar Yemen’e karşı yürütülen savaşta Birleşik Arap Emirliklerinden hangi askeri grubun Arabistan ile iş birliği yaptığı belli değildir.

Birleşik Arap Emirlikleri kuvvetlerinin Yemen’deki ikinci kısmı Amerikan Sivil Güvenlik Şirketi Blackwater’dan paralı askerlerdir ve bu kişiler Birleşik Arap Emirlikleri’nin asıl kuvvetlerinden sayılmamaktadır.

Birleşik Arap Emirlikleri ordu kuvvetlerinin büyük bir kısmı BAE’nin yerli sakinleri olmasına rağmen, Sudan’ın batısında Darfur bölgesindeki Cancavid Arap milisleri ve Birleşik Arap Emirlikleri Ordusunun kiraladığı Balackwater şirketi üyesi olan Kolombiyalı milisler de Birleşik Arap Emirlikleri ordu üniformalarıyla Yemen’de bulunmaktadır.

Yemen Ordusu ve halk güçlerinin Suudi koalisyonu ile çatışmalarının büyük bir kısmı Yemen ve Arabistan sınırında ve ülkenin güneyinde yaşanıyor ve Balckwater kuvvetleri son günlerde Hadramut ve Abyan eyaletlerinde konuşlanarak, Mansur Hadi, El-Kaide ve El-Şeria milislerine hâkim olmak istiyorlar ve aslında Birleşik Arap Emirlikleri Taiz eyaletine hâkim olmaya çalışıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri önemli adalardan Sokotra ve Perim Adalarında tam anlamıyla kontrolü ele geçirmek istiyor. Sokotra Adası Aden Körfezi’nin girişinde yer alıyor ve Birleşik Arap Emirlikleri ve Mansur Hadi arasında yapılan anlaşmaya göre bu ada 99 yıllığına Abu Dabi’ye kiralandı.

Diğer bir önemli noktada bulunan Perim Adası da ve Bab’ül Mendep Boğazının girişinde yer alıyor ve bu ada boğazın gizli zenginliği olarak adlandırılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri 2008 yılından beri imar ve bu adayı Cibuti’ye bağlayacak olan köprü yapımı planlarında bu stratejik bölgeye hâkim olmanın peşindedir.

Edinilen gizli bilgilere göre, Birleşik Arap Emirlikleri büyük meblağlarla Yemen krizini fırsat bilerek, Aden Körfezi ve Kızıl Deniz kıyılarına girerek, başta Arabistan olmak üzere Arap ülkeleriyle Bab’ül Mendep’e hâkim olma konusunda rekabete girdi.

Bab’ül Mendeb savaşında Arap Koalisyonu operasyon odaları, Amerika, İsrail, İngiltere, Suudiler ve Birleşik Arap Emirliklerinden komutanlar tarafından Asab Erite Üssünde komuta ediliyor.

Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan boğaz olan Bab’ül Mendep coğrafi ve ekonomik yönden stratejik olarak çok önemlidir ve bölgedeki mevcut kargaşalarda çeşitli tarafların kazanma simgesi haline gelmiştir. Bu yüzden Arabistan ve Amerika bu bölgeye göz koymuşlardır.

Bab’ül Mendep coğrafi olarak çok önemlidir ve Süveyş Kanalından sonra dünyanın ikinci önemli kanalı sayılmaktadır. Çünkü Kızıl Deniz ve Akdeniz arasında irtibat noktası sayılmakta ve Güney Asya’yı Afrika’nın doğusuna ve Avrupa’ya bağlamaktadır.

Bab’ül Mendep aynı zamanda stratejik bir kanaldır ve Kızıl Denizi Arap Denizine ve Arap Körfezine bağlamaktadır ve su sınırları Yemen, Erite ve Cibuti olmak üzere üç ülkede ortaktır.

Bu boğazın genişliği yaklaşık 30 kilometredir ve Yemen’in Re’s Minhali bölgesinden başlamakta Cibuti’deki Re’s Siyan’a kadar ulaşmaktadır ve Yemen’e bağlı Perim Adası bu boğazı doğu ve batı olmak üzere ikiye ayırmaktadır.

Doğu Kanalı İskender Kanalı olarak bilinmektedir ve bu kanalın uzunluğu üç kilometre, derinliği ise 30 metredir.

Batı kanalının ismi ise Dikke El-Mayun olarak bilinmekte, 25 kilometre uzunluğunda ve 310 metre genişliğindedir ve Afrika kıyılarında yedi erkek kardeş (El-Eşkıya El-Seb’e) olarak adlandırılan küçük adaların yakınlarında bulunmaktadır.

Ekonomik olarak ta istatistiklere göre dünyada tankerle taşınan petrolün yaklaşık %8'i bu boğazdan geçer.

Yıllık olarak çeşitli malzemeler taşıyan yaklaşık 21 bin gemi Bab’ül Mendep’ten geçer.

Amerika Enerji Bilgi İdaresinin 2013 yılındaki değerlendirmelerine göre bu boğazdan geçen günlük petrol miktarı yaklaşık üç milyon 800 bin varildir ve bu rakam dünya petrol ticaretinin %6’sına eşdeğerdir.

1869 yılında Süveyş kanalının trafiğe açılmasından itibaren Bab’ül Mendep, Avrupa ve Akdeniz ve Hint Okyanusu ve Afrika’nın doğusu arasında deniz taşımacılığının yapıldığı en önemli koridor haline gelmiştir.

Aynı zamanda Körfez Arap ülkelerinin dünya pazarlarına petrol ithalatının artması Bab’ül Mendep’teki trafiği arttırmıştır.

tesnim

Yorumlar