Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 596. hafta basın açıklamasında, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın İsrail ziyareti ve yayımlanan KHK’lar ile oluşan mağduriyetlere dikkat çekildi.
Sakarya Dayanışma Derneği’nden Erhan Duru’nun okuduğu açıklamada; Nabi Avcı gibi, İslami gelenek içinde yetişmiş bir kişinin Siyonist İsrail’e uzun aradan sonra ilk ziyareti gerçekleştiriyor olmasının tarihe bir ibret vesikası olarak kaydedileceği belirtilerek, “Bu ziyaret İsrail ile yapılan anlaşmaların devamı niteliğinde olup, yakınlaşma sürecini geliştirmeye dönük bir adımdır. Korsan devlet İsrail’le yapılan anlaşmaların hiçbir meşruiyeti yoktur, Mavi Marmara katliamı sonrasında yeniden kurulan bu ilişkileri ret ediyoruz!” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan, KHK’lar ile yapılan ihraçların darbeye teşebbüs edenlerden çok, muhaliflere dönük bir cadı avına dönüştüğü uyarısının da yapıldığı açıklamada, “Siyasal iktidar, bir an önce bu yanlış adımlardan dönmelidir. Mağduriyetleri giderme yolunu, göstermelik adımlarla değil, gerçekten açmalıdır. Bunun için de öncelikle OHAL uygulamalarına son verilmelidir. Her hal ve şartta, adalet esas alınmalıdır” çağrısında bulundu.
SAÖP 596. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
SİYONİST İSRAİL İLE YAKINLAŞMA KABUL EDİLEMEZ!
Geçtiğimiz günlerde, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı İsrail’i ziyaret etti. Bu ziyaret İsrail ile yapılan anlaşmaların devamı niteliğinde olup, yakınlaşma sürecini geliştirmeye dönük bir adımdır. Korsan devlet İsrail’le yapılan anlaşmaların hiçbir meşruiyeti yoktur, Mavi Marmara katliamı sonrasında yeniden kurulan bu ilişkileri ret ediyoruz!
Nabi Avcı gibi, İslami gelenek içinde yetişmiş bir kişinin ilk ziyareti gerçekleştiriyor olması; tarihe bir ibret vesikası olarak kaydedilmiştir. Bir yandan, Suriye krizindeki gelgitli ve birbiriyle çelişen hamleler, bir yandan Gazze ablukası devam ederken yapılan bu ziyaret, siyasi iradenin dış politikadaki zafiyetini açıkça ortaya koymaktadır. Bunlar da yetmezmiş gibi, Siyonist rejim; tam da Türkiye heyeti resmi temaslar için Tel Aviv’deyken, adeta mesaj verir gibi, Gazze’yi bombalamaktan hiç çekinmemiştir.
Yine Rusya da, Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında El Bab’da bulunan askeri birliklerin içinde bulunduğu bir binayı savaş uçağı ile vurmuştur. Rusya, bu durumu yanlış anlaşılmaya bağlı bir kaza gibi sunmuştur. Fakat söz konusu hedefin, CIA Başkanı’nın Ankara’yı ziyaret ettiği güne denk gelmesi gerçekten dikkat çekicidir.
Hatırlanacağı üzere 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında darbecilerin arkasındaki dış destek, “üst akıl” ile açıklanmıştı. Sonrasında, bakan düzeyindeki beyanatlarda; açıkça ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelere işaret edilmişti. Ne ilginçtir ki, çok kısa bir süre önce bu üç ülkenin de temsilcileri peş peşe Türkiye’ye geldi ve en üst düzeyde ağırlandılar. Özellikle, bölgede yeni bir dizayn peşinde olduğu düşünülen ABD’nin yeni yönetiminin, CIA Başkanı'nı göndermesi, ciddi bir sorun teşkil edecektir.
Duyarlı Sakarya halkı,
15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuda başlayan ihraçlar devam ediyor. Daha önce olduğu gibi, bu son KHK ile de, farklı düşünce ve farklı çevrelerden birçok insan; başta üniversite ve diğer eğitim kurumları olmak üzere, hiçbir gerekçe gösterilmeden işinden atılmıştır. Adalet mücadelesi vermekten geri kalmamış, kendilerine şahitlik edebileceğimiz; arkadaşlarımız da bu zulmün hedefi olmuşlardır. Biliyoruz ki, Havva Bülbül, Selda Şen, Emre Kovankaya ya da Gültekin Sincar, diğer birçok isim gibi, hukuksuzluklarla ile ilerleyen bu süreçte haksızlığa uğramışlardır. Hangi görüşten, hangi siyasi eğilimden olursa olsun, hiçbir somut delil olmaksızın, haklarında bu şekilde hüküm verilmesi kabul edilemez.
Görüldüğü üzere, ihraçlar darbeye teşebbüs edenlerden çok, muhaliflere dönük bir cadı avına dönüşmüş vaziyette. “At izi it izine karışmış” durumda. Böyle bir vasatta, mağduriyetlerin giderilmesine yerine mağduriyetlerin artırılması hangi akli gerekçelerle açıklanabilir? Siyasal iktidar, bir an önce bu yanlış adımlardan dönmelidir. Mağduriyetleri giderme yolunu, göstermelik adımlarla değil, gerçekten açmalıdır. Bunun için de öncelikle OHAL uygulamalarına son verilmelidir. Her hal ve şartta, adalet esas alınmalıdır.
Unutulmasın ki, Allah Resulü’nün de bir hadisinde beyan ettiği gibi, “Yerler ve gökler ancak üzerinde durur.”
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu adına Sakarya Dayanışma Derneği
İSLAMİANALİZ