Batı Asya konuları uzmanı Hadi Muhammedi Tesnim Habere verdiği röportajda, Hamas’ın yeni siyaset belgesinin yayınlanmasının ardından bu hareketin stratejik ve taktiki değişimleri ile ilgili olarak , Hamas’ın izlediği mevcut yolun aynı Fetih hareketinin Oslo Anlaşmasında izlediği yol olduğuna değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Hamas tarafından gündeme gelen ve bazı medyanın daha önce bu konuda tahminde bulunduğu belge, bölgesel gelişmeler ve Hamas’ın stratejisinde ve yaklaşımında etkili olan özel oyuncular tarafından meydana gelmiştir.
İslami uyanışa hâkim olmaya çalışan yanılsama içerisindeki İhvancı bir yaklaşım, bölgedeki birçok gelişmenin çıkmaza sürüklenmesine neden oldu. Hamas’ın bu hayali bakışının bedeli çok ağırdır. Hamas, Mısır gibi ülkeler karşısındaki yıllarca süren tutumunun sonuçlarından güvende olmak için, zahirde radikal çizgiden uzaklaşmış ve ılımlı bir yol izlemeye başlamış gibi görünmeye çalışıyor.’
Batı Asya konuları uzmanı, Hamas’ın kendisini çeşitli oyuncularla iç ve dış alanda uzlaşıya hazır olan ılımlı bir hareket gibi göstermeye çalıştığını belirterek, ‘Bu konu Hamas’ın yeni siyaset belgesinin içeriğinde görülmektedir’ dedi.
Hadi Muhammedi, bölgedeki bazı aktörlerin özel bir yaklaşımla Hamas’ın stratejisi üzerinde etkili olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘Hamas bir dönem, İngiliz ve İsrail Rejimi olan Katar gibi bir rejimle önemli ölçüde yakınlaştı. Katar bölgesel boyutta bir görevi takip ediyor ve Hamas’ın Katar’a yakınlaşması, Hamas’ın stratejisi ve yaklaşımı üzerinde etki bıraktı.’
Batı Asya konuları uzmanı Katar’ın Hamas’ın yeni yaklaşımındaki rolüne değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Katar Rejiminin eylemleri, batının projesinin bir bölümü sayılmaktadır ve bu rejimin medya, siyaset ve güvenlik alanındaki tutumu, genel bir şekilde batının ve özelde de Siyonist Rejimin politikalarındaki özel bir iş çerçevesinde yer almaktadır. Bu özel işin bir kısmı, Filistin ve direniş alanındadır. Katar rejimi çeşitli hareketlere yakınlaşarak, mali unsurlarla ve batının destekçi lobileriyle Hamas gibi grupların savunma kalkanı gibi görünmeye çalışmıştır.
Katar rejimi, bölgedeki direniş hareketlerini inkılabi ve direniş yaklaşımından uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Bu konu, Hamas ve Katar arasındaki bağlantıda çok iyi bir şekilde görülmektedir. Hamas’ın yeni siyaset belgesi, bu cepheyi ılımlı ve bir uzlaşı hareketi gibi göstermeye çalışmakla birlikte, başkenti Kudüs olan 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını, bütün Filistinlilerin onayladığı ve Filistin’in kurtuluşu için taktiki bir yaklaşım gibi göstermeye çalışmıştır.’
Hadi Muhammedi, Hamas’ın yayınladığı yeni siyaset belgesinin Arafat’ın bölge ülkeleriyle ilişkilerde ve Oslo Anlaşmasında izlediği yolun aynısı olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘Şu an Hamas’ta bu yola girmiştir ve maslahatçı bir yaklaşımla bağımsız bir Filistin devleti kurulması için 1967 sınırlarını vurgulamaktadır. Her ne kadar Hamas ta, Yaser Arafat’ın da mücadelesinin başında İsrail rejimini resmi olarak tanımadığı gibi, yeni siyaset belgesinin bazı bölümlerinde Siyonist Rejimi resmi olarak tanımamaya çalışsa da mali teşvikler ve Katar’ın desteği Hamas’ın tüzüğündeki yaklaşımında strateji değiştirmesine neden olmuştur.’
Batı Asya konuları uzmanı, Oslo Anlaşmasının yolunun tekrarlandığına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Hamas’ın Avrupa ve Katar gibi bölge ülkeleriyle istişaresi, Filistin konusunda yeni hareketlerin temeli olması için Arap uzlaşı planının aktif hale gelmesine neden olmuş gibi görünüyor. Her ne kadar Hamas yeni siyaset belgesinde Oslo ve bu anlaşmanın bütün sonuçlarını reddettiğini vurgulasa da Hamas’ın projesindeki adımları, Arafat’ın yolunda atılan adımlardır. Netanyahu İran’ı Arap ülkelerinin ortak tehdidi olarak göstermeye çalışmaktadır.
Hamas yeni stratejik belgesinde 1967 sınırlarını bağımsız bir Filistin devleri kurulması için gündeme getirerek bedava bir şekilde Siyonist Rejim karşısında geri çekildiğini göstermiştir. Hamas’ın izlediği mevcut yol, Fetih Hareketi’nin Oslo Anlaşmasında izlediği yolun aynısıdır. Bu anlaşmanın Filistin halkı için hiçbir faydası olmayacaktır. Zahirde kurulacak olan Filistin hükümeti, Siyonist Rejim güvenlik teşkilatı olacak ve gerçek anlamda bir hükümet olmayacaktır.’
tesnim