Filistinli Prof. Nasır: ‘İran, Bazı Arap Ülkelerinin İddia Ettikleri Gibi Arap Dünyasının Değil, Amerika ve İsrail’in Düşmanıdır’

Amerika’da Yaşayan Filistinli Prof. Kazım Nasır: ‘Katar’ın suçu, İran’ı baskı altına almak için kurulan Amerikancı İslam koalisyonuna katılmayı reddetmesidir. Trump ile ona bağlı olan Arap yöneticilerinin iddialarının tam tersine, bu koalisyonun kurulmasının amacının terörizmle mücadele etmek olmadığını herkes bilmektedir.’ 

Görüntülenme: 2092 Tarih: 17 Haziran 2017 07:06
Filistinli Prof. Nasır: ‘İran, Bazı Arap Ülkelerinin İddia Ettikleri Gibi Arap Dünyasının Değil, Amerika ve İsrail’in Düşmanıdır’

Qodsna’nın bildirdiğine göre, Amerika’da yaşayan Filistinli analist ve akademisyen Kazım Nasır bölgedeki son gelişmelerle ilgili olarak yazdığı makalede şu görüşleri savundu:

‘Fars Körfezi kıyısındaki Arap ülkeleri arasında yaşanan bugünkü problem, bir saatte ortaya çıkmadı, ilk problem de değil ve son problem de olmayacak. Körfez İşbirliği Konseyi’ne üye Arap devletleri arasındaki ihtilaflar uzun yıllardır mevcuttur. Bu devletler birbirlerine itimat etmezler. Arap yöneticilerinin izlediği siyasetler de siyasi ve sosyal sorunların ortaya çıkmasını tetikleye geldi. Fakat Katar’la Fars Körfezi İşbirliği Konseyi’ne üye bazı ülkelerin arasındaki ihtilaflar terörizmle mücadele konusuyla alakalı değildir. Fars Körfezi kıyısında bulunan Arap ülkelerinin birçoğu 25 senedir terörizmle karşı karşıyadır ve şu ana kadar hiç biri de bu sorunla başa çıkamadı.

Arabistan ile Katar arasındaki ilişkilerde yaşanan bugünkü sorun; Amerika, Suud ve İsrail ekseni ile Rusya’nın desteklediği İran-Suriye ekseni arasındaki uluslararası savaşın bir bölümüdür. Trump da bu hengamede İran’dan kaynaklanan tehdit bahanesini öne sürerek, Fars Körfezi’ne kıyısı bulunan Arap ülkelerini mali ve siyasi olarak istismar etmek istedi. Nitekim Arabistan ve Katar ABD ile yüksek meblağlarda silah alım anlaşmaları imzaladı. BAE de Amerika’dan silah almak için sırada beklemektedir.

Amerika ve İsrail, Arapların bu işten hiçbir kazançları olmamasına rağmen, Suudi Arabistan, Fars Körfezi’ne kıyısı bulunan bazı Arap ülkeleri ve Arap dünyasını İran’a karşı organize etmeyi başardı.

Amerika’nın bu girişiminin bölgedeki savaş ve kargaşayı daha da alevlendireceği kesindir. Amerika bu meseleden istifade ederek İsrail’in hedefleri doğrultusunda bölgedeki petrol ve doğal gaz kaynakları üzerindeki tasallutunu genişletmeyi hedeflemektedir.

İran, bazı Arap ülkelerinin iddia ettikleri gibi Arap dünyasının değil, Amerika ve İsrail’in düşmanıdır.

Suud, BAE ve Bahreyn’in, Katar’ın İran konusunda Fars Körfezi Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nden ayrı hareket ettiği yönündeki iddiaları doğru değildir.

Bilindiği gibi Kuveyt ve Umman söz konusu konseyin üyeleri olmakla birlikte ta en başından beri Suudi Arabistan’ın İran konusundaki politikasına destek vermemektedir. Suud, tıpkı Katar’a yaptığı gibi neden bu ülkelere de baskı kurmamaktadır? Gerçekte bu konseye üye ülkeler, Filistin meselesi dahil olmak üzere hiçbir konuda bugüne kadar fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olmadılar.

Katar’ın, Arap dünyası ve uluslararası meselelerde konseyden bağımsız siyasetler izlemesi bazı Arap ülkelerini rahatsız etmektedir. Katar, 1991’deki Kuveyt işgalinden sonra Irak’la ilişkilerini düzelten ilk körfez ülkesiydi. Katar, büyük sıkıntılar içerisinde olan Gazze halkına mali yönden destek vermektedir. Ayrıca Katar’ın kendi siyasi ve idari yapısında değişikliklere gitmesi konseye üye bazı Arap ülkelerini oldukça rahatsız etti.

Katar’ın suçu, İran’ı baskı altına almak için kurulan Amerikancı İslam koalisyonuna katılmayı reddetmesidir. Trump ile ona bağlı olan Arap yöneticilerinin iddialarının tam tersine, bu koalisyonun kurulmasının amacının terörizmle mücadele etmek olmadığını herkes bilmektedir. Riyad, Körfez İşbirliği Konseyi’nin Suud’un Arap dünyasının liderliğini pekiştirmek için aldığı bazı kararlara uymamasından da rahatsızdır.

Fars Körfezine kıyısı bulunan Arap ülkelerinin içinde bulunduğu bu durum onları felakete sürüklemektedir. Trump ve Amerikan hükümeti, Netanyahu’nun da yardımıyla bölgedeki sorunları kendi yöntemlerine göre idare etmek istemektedirler. Onlar, Arap ülkelerinin servetlerini çalarak Arapları toplu intihara ve kendi aralarında cahili savaşlara sürüklemektedir. Bunun neticesinde Arapların fasid devletleri ortadan kalkacak ve büyük bir kargaşa içinde kalacaklardır.

Onlar Arap dünyasını Somalileştirmek istemektedir. Böylece İslam ümmetinin düşmanları, topraklarımızda daha rahat at koşturabileceklerdir.

kudusgunu.com

Yorumlar