Tovah Lazaroff – Jpost
İsrail’in eski Amerika büyükelçisi Itamar Rabinovich, Amerikalı Yahudi örgütleri başkanları konferansında yaptığı bir konuşmada “Suriye devlet başkanı Beşar Esad, İsrail ile barış anlaşması imzalasaydı ülkesindeki iç savaşı engellerdi” ifadelerini kullandı.
1993-1996 yılları arasında İsrail’in Washington büyükelçisi olan ve aynı dönemde İsrail ile Suriye arasında sürdürülen sözde barış görüşmelerinin de baş müzakerecesi konumunda olan Rabinovich, Kudüs’teki Amerikan Yahudi Örgütleri başkanları için düzenlenen konferansta “İsrail ile barış yapsaydı, Suriye bugün çok daha iyi konumda olurdu” dedi.
Rabinovich, bazı insanların böylesi bir barış durumunda bugün IŞİD denilen yapının Golan Tepeleri’nden İsrail’i tehdit edeceği öngörüsünde bulunup kendisini soru yağmuruna tuttuğunu fakat “Suriye’nin İsrail ile barış yapması durumunda ülkede hiçbir zaman iç savaş çıkmayacağını” (dolayısıyla da IŞİD denilen yapının ortaya çıkmayacağını) vurguladı.
2011’de başlayan kriz öncesinde Suriye’nin gerek baba Esad döneminde gerekse de Beşar Esad döneminde düdüklü bir tencere gibi kaynadığını ve içeriden yoğun basınca maruz kaldığını belirten Rabinovich, Suriye’nin İsrail ve Amerika ile masaya oturarak bu basıncı kontrollü bir şekilde salıverme şansı olduğunu fakat son raddeye gelindiğinde bile “Esad’ın masaya oturmayı kabul etmediğini ve tencerenin altında güçlü bir ateşin yanmaya devam ettiğini” ifade etti.
İsrail’in dört eski Wasington büyükelçisinin katıldığı oturumda İsrail Amerikan ilişkilerinin geleceği ve Beyaz Saray’ın bu ilişkilere etkisi hakkında konuşanlardan biri olan bir başka eski büyükelçi Zalman Şoval ise Trump yönetiminin İsrail açısından en dostane yönetim olduğunu vurguladı. Şoval, 1990-93 ve 1998-2000 yılları arasında büyükelçilik yapmış bir isim.
1982-83 yıllarında Washington’da görev yapmış olan Moşe Arens de Şoval ile aynı fikirde olduğunu kaydederek “Amerika ile İsrail arasında bugün yaşanan ilişki, bugüne kadarki en güçlü ilişki” ifadelerini kullandı.
Rabinovich bu ilişkinin boyutları hakkında “tarihte ilk defa bu denli sağcı bir hükümet, ABD tarafından bu denli destek görüyor. Fakat ilişkilerin boyutu noktasında biraz temkinli olmak lazım. Bu denli sıkı bir ilişki ABD’de İsrail için iki partili desteğin kaybolması riskini taşıyor. Koridorun her iki tarafına da eşit mesafede ilerlemek gerekir. Biz şu anda koridorun bir tarafına daha yakın duruyoruz” şeklinde konuştu.
Ortak değerler ile ortak çıkarların aynı şey olmadığı konusunda uyarılarda bulunan Rabinovich’e eski büyükelçilerden Sallai Meridor da katıldığını ifade etti.
George W. Bush ile ilk görüşmelerini hatırlatan Meridor, “George Bush’a İsraillilerin onu çok sevdiğini söyledim. O da bana; ben yaptığım şeyleri halk beni daha çok sevsin diye yapmam. Yaptığım her şeyi yapmam gerektiğine inandığım için yaparım” diye konuştu ve İsrail’e yakın duran başkanların imajına aldanıp onlara tavizler vermemek gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
2006-09 yılları arasında Washington’da görev yapan Meridor, Bush yönetimi için “Bush’u efsaneleştiren şey, İsrail ile iyi bir dostluk kurmuş olmasına rağmen İsrail’e hiçbir konuda baskı yapmamış olmasıdır. Yalnızca George W. Bush gibi büyük dostlar İsrail’den bir şey isteme şansı yakalayabilirler. Fakat o, bu hakkını hiç kullanmadı” ifadelerini kullandı.
“Bush, o dönemde başbakan Ariel Şaron’u sonuçta Filistin devletini tanıma manasına gelecek Amerikan Yol Haritası anlaşmasını imzalamaya ikna edebilirdi. Bir başka kişi Şaron’u ikna edemezdi ama Bush’un bu şansı vardı” diyen Meridor, Annapolis sürecinin arkasındaki ismin de Bush olduğuna dikkat çekti.
“İsrail en başta Annapolis’in arkasında Bush olduğuna inanmamıştı. Bunun Condolezza Rice’ın fikri olduğundan emindi. Fakat (2007’de) başkan odaya geldi ve Annpolis* çok önemli, üst düzeyde gitmek zorundayız dedi. İsrail’in en iyi dostu olan başkan, çok önemli ve sert mesajlar verdi toplantıya katılanlara.”
Ariel Şaron’un 2005’te Gazze’den çekilme kararı almasının arkasındaki ismin Bush olduğu yönündeki spekülasyonlara da değinen Meridor, “İsrail’in çıkarlarını korumak için Amerika’nın birçok makamında dostluklarınızı muhafaza etmek zorundasınız. İsrail için yalnızca Beyaz Saray ve Kongre’nin dostluğu yeterli olmaz” ifadelerini kullandı.
* 2007 yılında ABD’nin Maryland eyaletindeki Annapolis kentinde “Barış İçin Yol Haritası” sloganıyla düzenlenen İsrail ve Filistin arasında sözde barış sürecini öngören ve Arap Birliği üyesi ülkelerin ve Türkiye’nin katılımcı olarak bulunduğu strateji belirleme konferansı.
(Çeviri: Enes Berat GÜRLER)
KUDÜS HABER