71. Yıldönümünde Nekbe Ne Anlama Geliyor?

15 Mayıs 2019, Nekbe Günü’nün 71. Yıldönümüdür. Bu yıl işgal altındaki Filistin’de Nekbe Günü’nun 71. Yıldönümü dolaysıyla düzenlenecek protesto eylemleri, Filistin’de büyük geri dönüş yürüyüşü ikinci yılına girdiği bir sırada gerçekleşiyor. 

Görüntülenme: 1679 Tarih: 14 Mayıs 2019 04:13
71. Yıldönümünde Nekbe Ne Anlama Geliyor?

15 Mayıs 2019, Nekbe Günü’nün 71. Yıldönümüdür. Bu yıl işgal altındaki Filistin’de Nekbe Günü’nun 71. Yıldönümü dolaysıyla düzenlenecek protesto eylemleri, Filistin’de büyük geri dönüş yürüyüşü ikinci yılına girdiği bir sırada gerçekleşiyor.

Bu arada Amerika yönetimi Yüzyılın anlaşması adlı şom planını açıklamaya hazırlanıyor. Öte yandan korsan İsrail Gazze şeridine dayattığı en yeni savaşında dört gün sonra ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı. Filistin’de ise milli vefak hükümeti de yerini Fetih hareketinin güdümünde olan bir hükümete bırakarak böylece Filistinli grupların arasında ayrışmanın şiddetlenmesine sebebiyet verdi.

 

Bilindiği üzere 15 Mayıs günü, 1948 yılında siyonist rejim İsrail şom kuruluşunu ilan ettikten sonra, yüz binlerce Filistinlinin anavatanından ihraç edildiği bir gündür. Bu gün Nekbe Günü olarak adlandırılmıştır.

Filistin milleti her yıl 15 Mayıs gününü, zorla anavatanından ihraç edildikleri ve sosyal ve kültürel yapıları siyonist rejim tarafından yok edildiği için musibet anlamına gelen Nekbe günü olarak anıyor ve her yıl bu günde protesto eylemleri düzenleyerek İsrail’in işgalci ve cani mahiyetine vurgu yapıyor.

 

Nekbe sözcüğü biraz önce de belirtildiği üzere Arapça musibet anlamına gelir. Filistin halkı normalde de Nekbe sözcüğünü, toprakları siyonistler tarafından işgal edildikten sonra yaşanan facia boyutundaki hadiseleri anlatmak için kullanır. Bu yıl 2019 Nekbe Günü protesto eylemleri, Amerika devletinin büyükelçiliğini Tel aviv’den Kudüs’e taşımak gibi illegal hareketi üzerinden bir yıl geçtiği bir sırada düzenleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump Aralık 2017’de yine illegal bir karara imza atarak Kudüs’ü İsrail’in yeni başkenti ilan etti ve ABD büyükelçiliğini de Kudüs’e taşıyacaklarını açıkladı ve bu kararını da 14 Mayıs 2018’de yani siyonist rejimin şom kuruluşunun 70. Yıldönümünde ve Nekbe Günü arifesinde gerçekleştirdi.

 

Son bir yılda Filistin’de çok önemli gelişmeler yaşandı. Geçen sene toprak gününde büyük geri dönüş yürüyüşü 30 Mart 2018’de başladı. Bu etkinlik halen devam ediyor. büyük geri dönüş yürüyüşü o günden beri her Cuma günü düzenleniyor. Şimdiye kadar 58 hafta bu eylem gerçekleştirildi. Filistin sağlık bakanlığı ise büyük geri dönüş yürüyüşü başladığı 30 Mart 2018’den bu yana şimdiye kadar 304 Filistinli siyonist rejim ordusunun saldırıları ve doğrudan ateşi sonucu şehit düştüğünü, şehitlerin arasında 59 çocuk ve 10 kadın bulunduğunu açıkladı. Açıklamada protesto eylemleri sırasında ayrıca 17 bin 301 Filistinli de yaralandığı kaydedildi.

 

Şimdi Filistin milleti, Amerika yönetimi Yüzyılın anlaşması adı altında hazırladığı komployu resmen açıklamaya hazırlandığı bir sırada Nekbe Günü’nün 71. Yıldönümünü anmaya hazırlanıyor.

Amerika Başkanı Donald Trump’ın Batı Asya özel temsilcisi Jason Greenblat ise 12 Mayıs tarihinde Foxnews kanalına yaptığı açıklamada, Trump’ın hazırladığı Yüzyılın anlaşması adlı sözde barış planı Ramazan ayından sonra ve korsan İsrail’de yeni kabine kurulmasının hemen ardından ve Yahudilerin Tevrat’ın nazil olduğu günde kutladıkları bayramda açıklanacağını belirtti. Greenblat Amerika için ilk ve son mesele, İsrail’in güvenliği olduğunu ve bu konuya karşı asla duyarsız kalmayacaklarını vurguladı.

 

Aslında Yüzyılın anlaşması adlı şom planın önemli maddeleri son bir yılda hayata geçirildi. Bu maddelere Kudüs’ün İsrail’e verilmesi, Suriye’ye ait olan işgal altındaki Golan tepelerinin İsrail’e verilmesi, Kudüs’ü Yahudileştirmeye ve siyonist yerleşke inşaatına destek verilmesi gibi gelişmeleri örnek vermek mümkün.

Bu arada geçen gün ifşa edilen bu anlaşmanın önemli eksenlerinden biri, Amerika yönetiminin Filistin’in yeni devletini ordusu ve her türlü askeri güçten yoksun bir şekilde kurmak istemesidir.

 

Filistin meseleleri uzmanı Hüseyin Ruyveran bu konuda yaptığı açıklamada şöyle diyor: Amerika yönetimi Filistinli direniş gruplarını silahsızlandırmak istiyor. Amerika Filistin’in askeri gücü olmasını istemiyor. Gerçekte Filistin devleti Yüzyılın anlaşmasına göre sadece kentsel alanlarda görev yapacak polis gücüne sahip olacak.

 

Kuşkusuz Amerika yönetiminin bu ırkçı planı açıkça korsan İsrail’in çıkarlarına hizmet ediyor. Bu planda siyonist rejimin işgal ettiği coğrafya genişletilirken, Filistin en zayıf konuma itiliyor. Bu yüzden bu plan Filistinli direniş gruplarının sert tepkisi ile karşılaştı.

Filistin İslami Cihat hareketi ve Filistin İslami Direniş hareketi Hamas Amerika’nın ileri sürdüğü Yüzyılın anlaşması adlı kumpası ile mücadele etmek için Filistin milli cephesi kurduklarını açıkladılar ve Filistin’in yeni hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı’ndan ve özellikle Arap ülkelerinden bu plana karşı çıkmasını istediler.

 

Filistin’de Nekbe Günü arifesinde yaşanan en önemli gelişmelerden biri ise, korsan İsrail’in Gazze şeridine dört gün süren yeni bir savaş dayatmasıydı. Siyonist rejim İsrail 3 Mayıs tarihinde Gazze şeridine saldırdı. 4 gün süren bu savaşta 25 Filistinli şehit düştü, 154 kişi de yaralandı. Ancak İsrail’in bu saldırısı Filistinli direniş gruplarının kesin tepkisi ile karşılaştı. Filistinli direniş grupları 4 gün boyunca Gazze şeridinden işgal altındaki Filistin topraklarına tahrip gücü yüksek olan 700 füze fırlattı. Filistinli direniş gruplarının füzeli saldırılarında ise 4 siyonist helak oldu, 140 siyonist de yaralandı.

 

Filistinli direniş gruplarının füzeli saldırıları Gazze şeridine yakın bölgelerde yaşayan siyonistlerin arasında büyük paniğe yol açtı, öyle ki bu bölgelerde yaşayan siyonistlerin en az yüzde 35 kadarı füze saldırılarından korktukları için evlerini terketmek zorunda kaldı.

Öte yandan Filistinli direniş gruplarının kesin ve ezici karşılığının ardından siyonist rejimi hemen Mısır’ı arabulucu olarak devreye soktu ve Filistinli direniş grupları ile ateşkes anlaşmasını kabul etmek zorunda kaldı.

Siyonist rejim Başbakanı Netanyahu bu ateşkesi bundan önce de Ekim 2018’de Gazze şeridine saldırdıktan iki gün sonra Filistinli direniş grupları ile ateşkesi kabul etmek zorunda kaldığı bir sırada kabul etti. Ancak o ateşkes Netanyahu kabinesinin çökmesine ve İsrail’de erken seçimlere gidilmesine yol açtı.

 

Dört gün süren son savaş ise, korsan İsrail’in hiç bir savaş taktiği ve stratejisi olmadığını ortaya koydu. Zira bu rejim sırf bombardıman yapıyor ve savunma alanında da Demir Kubbe adlı füze savunma sistemine gönül bağladığı anlaşılıyor. Oysa bu sistemin etkili olmadığı şimdiye dek birçok kez ispatlanmış bulunuyor.

Dört günlük savaşta İsrail’in Demir Kubbe füze savunma sistemi Filistinli direniş gruplarının füzeli saldırılarında fırlatılan 700 füzeden sadece 200 kadarını engelleyebildi.

Filistinli gazeteci yazar Yaser İzzeddin ise bu konuda şöyle diyor:

Siyonist rejimin Filistinli direniş gruplarının füzeli saldırılarında uğradığı hasar Demir Kubbe füze savunma sistemi kurulmadan önceki döneme kıyasla çok daha ağırdır. Bu ise bir tek şeyi ifade ediyor, o da Filistin direnişi beyinlerin savaşında siyonist rejimden bir kaç adım önde olduğudur.

 

Bu arada Amerika ve korsan İsrail Filistin ülküsünü çökertme yönünde kararlı bir şekilde ilerlerken ve Tel aviv’in hedeflerini gerçekleştirmek üzere pratik adımları atmaya başladıkları bir sırada Filistin’de özellikle Fetih hareketi ile İslami cihat ve Hamas arasındaki ihtilafların iyice tırmandığı gözleniyor. Bu bağlamda Filistin Başbakanı Rami Hamdullah 30 Ocak 2019’da milli vefak hükümetinin başından istifa etti. Filistin özerk teşkilatı Başkanı Mahmut Abbas ise 10 Mart 2019’da Muhammed Eştiye’yi yeni Başbakan olarak atadı. Eştiye ise bir ay sonra yeni kabineyi açıkladı.

 

Ancak Rami Hamdullah istifa ettiği günden itibaren Filistin İslami direniş hareketi Hamas ve İslami cihat hareketi bu duruma itiraz ettiler. İtirazın esas nedeni ise Rami Hamdullah’ın milli vefak hükümetinin Başbakanı olması ve Hamas ve İslami cihadın görüşünü almadan istifa etmesiydi. Bu karar milli vefak hükümetinin çökmesine ve Filistinli grupların arasında ihtilafların tırmanmasına yol açtı.

Filistin İslami direniş hareketi Hamas, Filistin’de yeni kabine açıklandıktan sonra bir bildiri yayımlayarak Muhammed Eştiye’nin kabinesi sırf Fetih hareketinin çıkarlarını gerçekleştirmek ve bu hareketin çıkarlarını Filistin milletinin çıkarlarından öncelikli saymak üzere kurulan bir kabine olduğunu belirtti.

Hamas bildiride, Muhammed Eştiye kabinesi bölücü ve yasal ve milli meşruiyetten yoksun bir kabine olduğunu ve Batı yakası ile Gazze şeridi arasındaki çatlağı daha da derinleştirmek ve Yüzyılın anlaşmasının uygulanmasına zemin oluşturmak üzere kurulan bir kabine olduğunu vurguladı.

 

Kuşkusuz Filistinli direniş grupları arasında ayrışma ve ihtilafların tırmanması, Amerika ve korsan İsrail’in de istediği bir durumdur ve bu durumdan Yüzyılın anlaşmasını hayata geçirme uğruna yararlanacaktır. Bu arada bazı malum Arap rejimlerin de Yüzyılın anlaşmasına destek vermeleri ve başka Arap ülkelerini ve Filistin özerk teşkilatını da bu yönde ikna etmeye çalışmaları dikkatlerden kaçmıyor.

parstoday

Yorumlar