Mucteba Emani: Siyonist Rejim Varlığını Koruyabilmek İçin Kaos Ortamına Şiddetle İhtiyaç Duymaktadır (Röportaj)

Emani: Öncelikle şunu vurgulamalıyım ki Siyonist rejim, fitneci ve bölgedeki istikrarı bozan bir rejimidir, bunda hiçbir şüphe de yoktur. Bu rejim son yıllarda kaos ortamındaki varlığını idame ettirmek için büyük çabalar harcamaktadır. 

Görüntülenme: 1382 Tarih: 29 Temmuz 2020 13:16
Mucteba Emani: Siyonist Rejim Varlığını Koruyabilmek İçin Kaos Ortamına Şiddetle İhtiyaç Duymaktadır (Röportaj)

Qodsna: Geçtiğimiz günlerde Siyonist gazeteler Lübnan Hizbullahı'nın sınır noktalarında devriye gezen bir İsrail askerine saldırdığını yazdılar. Haberin yayınlanmasından kısa bir süre sonra ise Hizbullah açıklama yaparak bu haberi yalanladı.
Konu ile ilgili olarak İran'ın Mısır'daki Menfaatinin Korunması Bürosu Eski Başkanı Mucteba Emani ile yaptığımız röportaj metnini sizlerle paylaşıyoruz :
Qodsna: Geçtiğimiz gün yaşanan olayla ilgili Siyonist gazetelerin yazdığı yalan haberler ve akabinde Hizbullah'tan gelen yalanlama açıklaması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Emani: Öncelikle şunu vurgulamalıyım ki Siyonist rejim, fitneci ve bölgedeki istikrarı bozan bir rejimidir, bunda hiçbir şüphe de yoktur. Bu rejim son yıllarda kaos ortamındaki varlığını idame ettirmek için büyük çabalar harcamaktadır. Aslında varlığını koruyabilmek için kargaşa ve kaos ortamına şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Geçtiğimiz gün Lübnan ve işgal toprağı sınırlarında yaşanan olay birkaç boyutta incelenebilir: Birincisi; Siyonist rejim, Direniş Ekseni aleyhine çevirdiği uluslararası düzeydeki entrikasının yerle bir olmasıyla ağır bir darbe almıştır.
Bu entrika IŞİD ve terörist grupları Suriye ve Irak'a göndermekle başladı. Sonunda da Direniş Eksenini parçalayacaklardı, en uygun fırsatta Direniş Cephesinin her bir tarafını ada ada parçalayıp ortadan kaldıracaklardı. Tabi ki Amerika ve Siyonizm bu hedefine  ulaşamadı ve Direnişin tek vücut olarak kendisini entrikalar karşında çok güzel bir şekilde koruduğu hakikati de  gözlerinin önüne dikiliverdi. Bu olay aynı zamanda Amerika, Siyonist rejim ve Suudi Arabistan'ın eş zamanlı yenilgisidir. Zira bunlar direnişin birlik ve beraberliğinin dağılmasına gönül vermişlerdir.
Bizler de şu an direnişin, eskiye nazaran çok daha sağlam şekilde Siyonist rejim sınırlarındaki varlığını ispatladığına şahit olmaktayız. Direnişin her geçen gün artan gücünden dolayı da İsrail, hırsından ve sinirinden patlamakta ve yapay bir şekilde kendisini bölgedeki en iyi güç olarak lanse etmektedir.
Siyonist rejim ordusunun geçen günkü tahriki de şeytani planları çerçevesinde yapılmışa benziyor. Rejim, son 30 yılda tabi ki de bundan çok daha kapsamlı operasyonlar yaptı. Ancak şartlar Lübnan'ın bir köyüne saldırarak kendini göstermeye ve varlığını ispatlamaya çalışmaya kadar düştü.
Ayrıca Netanyahu, içeride de temel birtakım sorunlarla karşı karşıya ve bu durum bazen Netanyahu'yu bazı operasyonlar yaparak dikkati dış meselelere yoğunlaşırmaya mecbur ediyor. Aslında Netanyahu bu tür operasyonlarla Siyonistlerin dikkatini iç meselelerden dış tehditlere çevirerek içteki siyasi oyunlarına devam edebileceğini sanıyor.
Qodsna: Röportajın ikinci bölümünde Siyonist rejimin Libya'daki tehlikeli rolü üzerinde durmak istiyoruz. Güvenilir kaynaklar MOSSAD unsurlarının Halife Hafter Güçlerinin eğitilmesinde etkin rol oynadığını ifşa ettiler. Sizin görüşünüz nedir?
Emani: Biraz önce de değindiğim gibi Siyonist rejim daima kaos peşinde olmuştur ve ülkelerin istikrarının ortadan kalkmasına da altın fırsat gözüyle bakar. Bu tarz girişimler her zaman Siyonist rejimin stratejik hedeflerinin arasında yer almıştır ve asla bunlardan vazgeçmemişlerdir. Siyonistler İslam ülkelerindeki huzur ve istikrarın ortadan kalkması için kolları sıvarlar. Çünkü onların istikrarını uluslararası siyonizm projesinin temel başarısızlığı olarak kabul ederler.
Ancak Libya'nın içindeki değişiklikler ile ilgili olarak şu konuya değinmek gerekir; ülkedeki buhranın temel çözümü siyasi oluşumların bir masa etrafında toplanmasındadır, sorunun çözümü siyasi diyalogtadır. Libya, NATO'nun müdahalelerinden yara almıştır ve halen de bu yaralar kapanmamıştır.
Siyonist rejim tıpkı diğer İslam ülkelerindeki habis varlığı gibi, bu ülkenin İslam dünyasındaki konumunun zayıflaması için Libya'yı çürümeye terk etmiştir. Onlar için General Hafter ya da Siraç fark etmez, onlar sadece İslam ümmetinin ve Müslümanların ilk düşmanı yani Siyonizm kanser tümörüne karşı ümmetin birlikteliğinin zayıflatılması  hedefinin peşindedirler.

kudusgunu.com

Yorumlar