İmam Hamenei'den İslam Ümmetine Önemli Çağrı (2020 Hac Mesajı)

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei 2020 yılı Hac mevsimi dolayısıyla İslam ümmeti için önemli bir mesaj yayınladı.  

Görüntülenme: 1486 Tarih: 30 Temmuz 2020 15:30
İmam Hamenei'den İslam Ümmetine Önemli Çağrı (2020 Hac Mesajı)

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei 2020 yılı Hac mevsimi dolayısıyla İslam ümmeti için önemli bir mesaj yayınladı.

Bismillahirahmanirrahim

Elhamdulillahi rabbil a'lemin ve sallallahu ela Muhammedin ve âlihit'tahirin ve sehbet'il muntecebin ve men tebie'hum bihsani ila yevmiddin.

Her zaman İslam Dünyası’nın izzet, azamet ve mutluluk duygularını uyandıran hac mevsimi bu yıl müminlerin gam ve hasretlerine neden olmuş, hac şevkinde olan insanları özlem ve mutsuzluğa müptela etmiştir. Yürekler, Kabe’nin garipliğinden mahzun hissediyor ve onun ziyaretinden uzak kalmış insanların lebbeykleri, göz yaşları ve yürek sızlamalarına karışmıştır. Bu mahrumiyet kısa sürelidir ve Allah’ın yardımıyla çok uzun sürmeyecektir. Lakin bundan çıkaracağımız ders, yani haccın büyük nimetinin kadrini ve kıymetini bilmek devamlı bir ders olmalı ve bizi gafletten uyandırmalıdır.

İslam ümmetinin azamet ve gücünün sırrının; çok kapsamlı ve çeşitli iman ehlinin Kabe’nin etrafında, Peygamberin (saa) ve Baki Kabristanlığında defn olmuş imamların (as) hareminde toplanmaları olduğunu bu yıl her zamankinden daha çok hissedip ve bu konuda daha fazla düşünmeliyiz. Hac, eşsiz bir farzdır ve İslami farzlar içinde en seçkinidir. Adeta dinin tüm kişisel ve sosyal, dünya ve ahirete ait, tarihi ve küresel yönleri bir daha okunup gözden geçiriliyor. Bu farzda maneviyat vardır ama bu maneviyat inziva, yalnız kalmak ve köşeye çekilmek değildir. Onda cem olmak, toplanmak vardır ama bu toplanma, her türlü çatışma, kötü söz ve kötü isteklerden arınmış bir toplanmadır. Bir taraftan yalvarmadan, ağlamaktan ve ilahi zikirden duyulan ruhi haz ve diğer taraftan insanlarla irtibatta olmak ve bağlılık, aitlik vardır.

Hacılar bir gözleri ile tarihle olan derin bağlarını görüyor İbrahim’le, İsmail’le, Hacer’le Allah Resulü’nün Mescid’ul-Haram’a başarılı girişini ve peygamber döneminin müminlerini görüyor; diğer gözleri ile kendisi ile çağdaş olan müminleri görüyor ki her biri yardım için bir el ve ilahi ipe sarılmak için bir topluluk olabilir.

Hac farzında düşünmek ve tedebbür, hacıları bu kesin inanca ulaştırıyor ki müminlerin yardımlaşması, işbirliği ve birlikteliği olmaksızın dinin insanlık için birçok ülküleri ve arzuları gerçekleşmez. Bu yardımlaşma ve işbirliğinin oluşması, hasımların ve düşmanların hileleri bu yolun gerçekleşmesinde önemli bir engel ve sorun oluşturamayacaktır.

Hac; fesadın, zulmün, zayıfları katleden, yağmacılığın odağı olup, bu gün İslam ümmetinin bedenini kendi zulümleri ve pislikleri ile yaralamış ve kanını akıtmış müstekbirlere karşı güç manevrasıdır. Hac; ümmetinin yumuşak ve sert gücünün göstergesidir. Bu, Haccın; doğası, ruhu ve onun hedeflerinin en önemli bölümüdür. Bu Hac, merhum İmam Humeyni’nin söylediği İbrahimi Hac’dır ve bu hedef öyle bir hedeftir ki kendilerine Haremeyn’in hadimi diyen Hac’cın mütevellileri eğer bu gün sadakatle onu kabul edip ABD’nin rızası yerine Allah’ın rızasını seçseler İslam Dünyası’nın büyük sorunları çözülecektir. Bu gün de her zamanki gibi ve her zamankinden daha fazla İslam ümmetinin maslahatı vahdettedir. Öyle bir vahdet ki tehditlere ve düşmanlıklara karşı tek yumruk oluştursun ve cisim haline gelmiş şeytan olan tecavüzcü ve kan içici ABD ve onun bağlı köpeği olan Siyonist rejime karşı yüksek sesle bağırabilsin ve zorbalığa karşı yiğitçe göğüs gersin. Bu ilahi emir anlamına gelmektedir ki buyuruyor: وَاعتَصِموا بِحَبلِ اللهِ جَميعًا  وَلا تَفَرَّقوا (Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın.)[1] Kur’an İslam ümmetini  َشِدّاّْءُ عَلَي الكُفّارِ رُحَماّْءُ بَينَهُم (kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler.)[2] çerçevesinde tanımlıyor. Ve ondan vazifesini وَلا تَركَنوِّا اِلَي الَّذينَ ظَلَموا (Zalimlerin yanında olmayın)[3] وَلَنـ يَجعَلَ اللهُ لِلكـّْفِرينَ عَلَي المُ‍ـؤمِنينَ سَبيلًا(Allah kâfirlere, müminler aleyhinde asla yol vermeyecektir.[4]) فَقاتِلوِّا اَئِمَّةَ الكُفر(küfrün elebaşılarıyla vuruşun[5]) ve لا تَتَّ‍ـخِذوا عَ‍ـدُوّي وَ عَدُوَّكُم اَولِياّْء(benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri kendilerine sevgi göstererek dost edinmeyin.[6]) talep eder. Aynı zamanda İslam ümmetinin düşmanlarının belirlenmesi için de لا يَن‍هىّْكُمُ اللهُ عَنِ الَّذينَ لَم يُقاتِلوكُم فِي الدّينِ وَلَم يُخرِجوكُم مِن دِيارِكُم (Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlarla iyi ilişkiler içinde olmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz.[7]) buyurmuştur.

Bu önemli ve belirleyici alınyazısı, hiçbir zaman biz Müslümanların düşünce ve değerler manzumesinden uzak olmamalı ve unutulmamalıdır.

Bu gün Müslümanların seçkinleri ve gençlerinin kendi maarif ve manevi zenginliklerine teveccüh anlamında olan İslami uyanış inkar edilemez bir gerçekliktir. Batı uygarlığının insanlığa en değerli armağanı gibi sunulan liberalizm ve kominizim bu gün 150 yıl önceki cazibesini tamamen kaybetmiştir ve onun iyileşmez yetersizlikleri açığa çıkmıştır. Birine (kominiz) dayalı olan düzen yıkılmış ve diğerine dayalı olan düzen çok ağır krizler geçirerek dağılmaya yüz tutmuştur.

Bu gün sadece ilk günden beri müstehcenlik ve çirkinlikle ortaya çıkan batının kültürel modeli değil hatta para temelli demokrasi, tabakalaşmış ve ayrımcı kapitalizm halinde olan siyasal ve ekonomik modeli de kendi işlevsizliğini ve fesatçılığını göstermiştir. Bu gün İslam Dünyasında başı dik, gurur ve onurla batının tüm bilim ve medeniyet iddialarına meydan okuyan elitler az değiller. Hatta bir zamanlar kibirle liberalizmi tarihin sonu diye tanımlayan batı düşünürleri bu gün çaresizce kendi iddialarını geri çekmiş, teori ve pratik yetersizliklerini itiraf ediyorlar.

Amerika sokaklarının durumu,  ABD siyasilerinin kendi halklarına davranış tarzı, o ülkede oluşan toplum tabakaları arasındaki derin uçurum, o ülkeyi yönetmek için seçilmiş insanların aşağılık ve aptallıkları, orada olan korkunç ırkçı ayrımcılığı, devlet memurunun suçsuz bir insanı, başka insanların gözünün önünde soğukkanlılıkla işkence ederek katletmesi batı uygarlığında olan ahlaki ve sosyal krizin derinliği, oranın siyasi ve ekonomik felsefesinin eksikliklerini, yanlışlığını ve batıl olduğunu gösteriyor. ABD’nin güçsüz halklara karşı davranışı aslında o devletin polisinin savunmasız bir siyahinin boynuna dizini bastırarak onu öldürmesinde olan davranışının daha da büyük bir şeklidir. Batının başka devletleri de her biri kendi imkan ve gücü çerçevesinde aynı bu acınacaklı durumun bir başka örnekleridirler.

İbraihimi Hac, bu modern cahiliyete karşı İslam’ın azametli olayıdır. İslam’a davet ve İslami toplumun beraberce yaşamasının sembolik bir gösterisidir. Müminlerin birlikte yaşadığı bir toplumda; tevhit ekseni etrafında sürekli hareketlilik en güzel belirtidir. Çatışma, saldırı, ayrımcılık, eşraf ayrıcalığı, fesat ve kirlilikten uzak olmak o toplumun gerekli şartlarıdır. Şeytana karşı çıkmak, müşriklerden uzak durmak, yoksullarla karışıp kaynaşmak, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek ve iman ehlinin belirtilerini ortaya çıkarmak bu toplumda en gerekli vazifelerdir.

Allah’ı anmak ile O’na şükür ederek ve O’na kulluk ederek genel halkın menfaatleri ve maslahatlarına ulaşmak ve onları elde etmek bu toplumun orta ve uzun süreli hedefleridir. Bu, İbrahimi Hac’da gösterilen İslami toplumun görüntüsünün özet bir anlatısıdır. Bu görüntüyü çok iddialı batı toplumlarının gerçeklikleri ile mukayese edince gayretli her Müslümanın yüreği bu topluma ulaşmak için çalışma ve mücadele şevki ile dolar.

Biz İran halkı İmam Humeyni’nin önderliği ve hidayeti ile bu şevkle adım attık ve başarılı olduk. Bildiğimizi ve istediğimizi tamamıyla gerçekleştirme konusunda iddialı değiliz ama bu yolda oldukça ilerlediğimizi ve karşımızda olan engelleri ortadan kaldırdığımızı iddia edebiliriz. Kur’ani vaatlere inanmakla adımlarımız güçlü kalmıştır. Çağımızın en büyük soyguncu ve kan dökücü şeytanı olan Amerika rejimi bizi korkutamadı veya hile ve kurnazlıkla maddi ve manevi gelişmemizi engelleyemedi.

Biz tüm Müslüman milletleri kendi kardeşimiz olarak görüyoruz ve karşı cephemizde olmayan gayrimüslimlere iyilik ve adaletle davranırız. Müslüman toplumların gam ve sorunlarını kendi sorunumuz gibi görüyor ve onun çözülmesi için çaba sarf ediyoruz. Mazlum Filistin’e yardım etmek, vücudu yaralanmış Yemen’e merhamet duymak ve dünyanın her yerinde zulüm altında kalmış Müslümanlara karşı duyarlı olmak bizim her zamanki gayretimizdir. Aynı zamanda bazı Müslüman ülkelerinin yöneticilerine nasihatte bulunmayı kendimize görev biliyoruz. Bu yöneticiler kendi Müslüman kardeşlerine dayanmak yerine düşmanın kucağına sığınıyorlar, kısa süreli kişisel faydaları için düşmanın hakaret ve baskılarına tahammül ediyorlar, kendi halkalarının onur ve bağımsızlığını satıyorlar. Onlar işgalci Siyonist rejimin varlığını kabul ederek gizli ve açıkça ona dostluk eli uzatıyorlar. Onlara nasihatte bulunuyor ve yaptıklarının acı sonuçları konusunda uyarıyoruz.

ABD’nin Batı Asya Bölgesinde olmasını; bölge halklarının zararına, bölgenin istikrarsızlığının, ülkelerin harap olmasının ve geri kalmışlığının nedeni olarak görüyoruz. Amerika’da şimdi yaşanan olaylarda ve ırkçı ayrımcılığa karşı olan olaylarda bizim kesin konumumuz halkın yanında olmak ve o ülkenin ırkçı hükümetinin gaddar davranışını kınamaktır.

Son olarak Hazreti Begiyetullah’a selam ve selavat göndererek, merhum imamın hatırasını saygıyla yad ediyorum ve şehitlerin pak ruhlarına selam ediyorum. Allah’tan İslam ümmeti için çok yakın zamanda tehlikesiz, makbul ve mübarek bir hac arzu ediyorum.

 

[1] Âl-i İmrân Suresi - 103

[2] Fetih Suresi - 29

[3] Hûd Suresi - 113

[4] Nisâ Suresi - 141

[5] Tevbe Suresi - 12

[6] Mümtehine Suresi - 1

[7] Mümtehine Suresi - 8

rasthaber.com 

Yorumlar