Beyaz Saray'da barış ve uzlaşma anlaşmasının imzalanmasının üstünden iki hafta kadar süre geçmesine rağmen Siyonist Rejim İsrail Filistinliler aleyhindeki şiddet dozunu iyice arttırmıştır.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn  15 Eylül günü Beyaz Saray'da Amerika başkanı Donald Trump ve Siyonist Rejim elebaşı Binyamin Netanyahu'nun da katıldığı oturumda   korsan İsrail ile uzlaşma ve barış anlaşmasını imzaladılar.   Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika ve Siyonist Rejim İsrail  elebaşıları  bu anlaşma ile  bölgede barışın sağlanıp güçleneceğini ve çatışma ihtimalinin de azalacağını iddia etmişlerdi.   

Buna rağmen    bu anlaşmanın imzalanmasından iki hafta kadar süre geçmesine rağmen   şiddet seviyesi aşağıya inmeyip daha da artmıştır. Siyonist Rejim bu süre içerisinde Filistinlilere karşı baskılarını ve şiddet olaylarını iyice arttırmıştır.   Son girişim çerçevesinde ise Siyonist Rejim askerleri  Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS'ın üst düzey üyelerinden olan  64 yaşındaki Şeyh Hasan Yusuf'u    Batı Şeria'daki  Ramallah'ın Batı'sında bulunan evinde tutuklamış ve Avfer kampına götürmüştür.   

Şeyh Hasan Yusuf ömrünün 21 yılını zaten Siyonist Rejim zindanlarında geçiren bir isim olarak  geçen  Temmuz ayı  15 ay tutuklanma ve esaretin ardından  serbest bırakılmıştı.   Ancak onun serbest kalma süresi pek sürmedi ve Siyonist Rejim tekrar onu zindana attı.  Burada önemli olan nokta  Şeyh Hasan Yusuf'un tutuklanması ve esir düşürülmesinin asıl nedeni onun kimi gerici Arap ülkelerin  yönetimlerinin   Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesine tepki göstermesi ve Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS ve Fetih hareketini birleştirmeye çalışması idi.  Gerçekte Siyonist Rejim İsrail   uzlaşma ve barış anlaşmalarının sonuçlarından olan Filistinli grupların birleşmesi ve yakınlaşmasını kabul edemiyor. Bu doğrultuda farklı çabalarda bulunarak  bu doğrultuda hareket eden şahıslar ve gruplara sert tepki gösteriyor.   

Bu olayda dikkat çeken bir başka önemli husus da  Siyonist Rejim İsrail'in  üst düzey Filistinli hareketlerin ve siyasi gruplarının üyelerini yakalayarak   Filistinlilerin birleşme ve yakınlaşma sürecini engellemeye ve durdurmaya çalışmasıdır.   Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS siyasi bürosu üyesi Hüsam Bedran  ise Siyonist Rejim İsrail'in Şeyh Hasan Yusuf'u tutuklamasına tepki olarak şöyle bir açıklamada bulundu:" HAMAS'ın bu üst düzey üyesi direnişe büyük hizmetler vermiş ve her zaman fedakarlık yapmaya hazır olmuştur. "

Siyonist Rejim İsrail  Filistinlileri tutuklamasının yanı sıra  hala yerleşim yerleri inşa etme girişimlerini de sürdürmektedir.  Yerleşim yerleri inşa etmenin Siyonist Rejim İsrail'in  en önemli cinayetlerinden sayıldığı söylenebilir. Çünkü Siyonist Rejim bu siyaset sayesinde işgalciliğini  arttımış ve Filistinliler zoraki olarak evlerinden barklarından göç ettirmiştir.    Gerçi uzlaşma ve barış anlaşmalarını imzalayan gerici Arap ülkeleri  Batı Şeria'nın ilhak planının durdurulduğunu öne sürdüler ancak görülen o ki Siyonist Rejim bu siyasetini hala devam ettirmektedir. 

Bu doğrultuda Filistin dışişleri bakanlığı  bir bildiri yayımlayarak  Telaviv'in Batı Şeria'da  yerleşim yerleri inşa etme projelerine onay vermesini kınadı ve bu girişimin şom Yüzyılın Anlaşması çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.   Filistin dışişleri bakanlığı şöyle bir açıklamada bulundu:" Siyonist Rejim İsrail'in  yerleşim alanlarını genişletme ve yenilerini inşa etmesi   Amerika ve İsrail'in  kimi ülkeleri  işgalci Siyonistler ile ilişkilerini normalleştirme tuzağına düşürmek istediğini de ifşa etti. "

İsrail'in  Filistinlilere yönelik şiddeti arttırması   İsrail'in BAE ve Bahreyn ile yaptığı anlaşmanın barışçıl mahiyete sahip olmadığını gösteriyor.  Filistinli gruplar ise sözde Abraham uzlaşma anlaşmasının ardından  Siyonist Rejime karşı fiili olarak hiçbir karşı adım atmadılar.   Sırf kendi iç yapılanmalarnda   ihtilafların sonlanması ve  tehditlere karşı koymaya odaklandılar. Hal böyle olunca Siyonist Rejim İsrail de  Filistinlilerin bu kenetlenmesine tepki gösterip  geçmişteki şiddet eksenli yaklaşımı çerçevesinde bastırma ve baskı siyasetinin değişmez olduğunu gösterdiler. 

parstoday