Britanya, Siyonist Rejim İsrail'in kuruluşuna yardımcı olan ilk Batılı güçtü. Bu destek ilk kez Balfour bildirisinin açıklanması ile resmen ortaya çıktı. Balfour bildirisi 2 Kasım 1917'de Britanya hükümeti destekleri sayesinde sahte Siyonist Rejim İsrail'in Filistin topraklarında kurulma zeminini hazırladı.
Balfour bildirisi 1917'de Britanya dönem dışişleri bakanı Arthur James Balfour tarafından Britanya Avam Kamarası üyesi ve Yahudi kökenli siyasetçi Walter Rothschild'e yazılan bir mektuptu.
Bu mektupta Britanya dönem dışişleri bakanı James Balfour hükümetinin Yahudiler için Filistin topraklarında milli bir evin kurulmasına olumlu baktığı anlatılmıştı.
Britanya'nın Siyonist Rejime kuruluş döneminde verdiği bu destek daha sonra da farklı şekillerde devam etti. Bu çerçevede Britanya, Siyonistleri silahlandırdı, onları siyasi ve askeri olarak eğitti ve sonuçta yeni kurulan Siyonist Rejimin Filistinliler aleyhinde cinayet işlemelerine neden oldu. Ayrıca Birleşmiş Milletler Teşkilatı Güvenlik Konseyi'nde Telaviv aleyhindeki kararların çıkmasını da veto hakkı ile engelledi.
Bu desteklere rağmen şimdi de önemli olan husus, Filistin'in Balfour bildirisinden 103 yıl sonra ne durumda olması hususudur.
Bugün Filistin her zamandan daha fazla baskı altındadır. Bir yandan Amerika tamamen Siyonist Rejim İsrail çıkarları lehinde olan ırkçı Yüzyılın Anlaşmasını tanıtmış bir diğer yandan da Balfour bildirisinin yayımlanmasından sonra Filistin'i destekleyen ve dört kez bile Siyonist Rejimle savaşan Arap ülkelerin İsrail ile normalleşmeye yanaşmaları ve pratikte Filistin'e desteği bırakmaları ve cinayetlerin hamisine dönüşmeleridir.
Böyle bir durumda ise Siyonist Rejim İsrail'in Filistinlilere karşı baskıları da epey artmıştır. Filistinlilerin evlerinin yıkılması, yerleşim alanları inşasının artması, Filistinlilerin öldürülmesi ve yaralanmaları, esirlere karşı işkencelerin artması ve şiddete maruz kalmaları ve de Gazze Şeridi'nin kuşatılmasının devam etmesi Siyonist Rejimin bugün işlemekte olduğu başlıca cinayetlerdir.
Burada bir başka önemli husus da Britanya'nın Filistin'in mevcut koşullarına yönelik ne tür bir siyaset izlemesidir.
Tahran'daki Filistin İslami Cihat temsilcisi Nasır Ebuşerif bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunuyor:" Britanya görünüşte Yüzyılın Anlaşması planına karşı olduğunu ve iki devletin kurulmasından yana olduğunu iddia etmiş ancak İngiltere bu alanda pratik ve gerçekçi bir adım atmamış ve iddiaları hep lafta kalmıştır. Çünkü zaten Britanya tüm işleri Amerika'ya devretmiştir.
Britanya'nın bu siyasetine rağmen bu ülkede kimi kurumlar ve enstitüler Londra hükümetine baskı uygulayarak tam olarak Amerika siyasetlerine ayak uydurulmamasını istemişlerdir. Bu çerçevede Londra hükümetinin kimi siyasetlere karşı çıkması ve bağımsız davranması yönünde baskılar söz konusudur. Bu çerçevede insan haklarını koruyan gruplar, insan hakları kurumları, kimi partiler, üniversite hocaları, siyasi şahsiyetler, kimi edebiyatçılar, düşünürler ve elit isimler de Siyonist Rejim İsrail'in yaptırımlara tabi tutulmasını istiyorlar. Buna rağmen Londra hükümeti bu tür karşı görüşlere aldırış etmeden hala Siyonist Rejim İsrail'i desteklemeye devam edip bu korsan ve sahte rejimin Filistinlilere karşı cinayet işlemesine yardımcı olmuştur.
parstoday