İslam İnkılabı Filistin ve Lübnan Direnişine Nasıl Etki Etti? (Analiz)

Şuna dikkat etmek gerekir ki, İslam İnkılabı muzaffer olduğunda Filistin'in özgürlüğü için mücadele kavramı asla kabul edilebilir bir düzeyde değildi. Hatta İslam inkılabından sonra kimse, 'Bugün İran, yarın Filistin' şiarının gerçekleşeceğini düşünmüyordu. 

Görüntülenme: 1222 Tarih: 03 Şubat 2021 12:39
İslam İnkılabı Filistin ve Lübnan Direnişine Nasıl Etki Etti? (Analiz)

Qodsna'nın haberine göre, 'İslam İnkılabı ve Bölgesel Denklemlere Etkisi' oturumu dün online olarak Filistin Halkını Savunma Cemiyeti'nde gerçekleştirildi. 

Oturumun başında Tahran Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Muhammed Sadık Koşki, İslam İnkılabı'nın 42. yıl dönümünü kutlayarak şunları vurguladı: 'Batılı yazarlardan Alvin Toffler, İslam İnkılabıyla ilgili kayda değer şu cümleleri kuruyor: "İslam İnkılabı sadece beşeri düşüncenin sınırlarını değiştirmekle kalmadı hatta jeopolitik sınırları da etkisi altına alarak alt üst etti. Biz, önü alınamayacak değişimlere şahit oluyoruz."

Toffler, bu sözleri yaklaşık olarak 20 sene önce söyledi.

Toffler'in, 'İslam İnkılabı jeopolitik sınırları değiştirdi' demesinin manası yeni bir sınırın ya da yeni bir ülkenin kurulması demek değildir. Yani dünyadaki güç dokusunun değiştiğini söylüyor. Çünkü bunu söylediğinde geçmiş zaman ekini kullanıyor ve 'değiştirdi' diyor, 'değişecek' ya da 'değişim gerçekleşecek' demiyor. O, 20 sene önce, 21.yüzyılın başlarında bu önemli sözleri söylüyor.

İslam İnkılabı ile ilgili olarak hatta İran'ın karşısında olan siyasi makamlar ve şahsiyetler tarafından böylesi sözler çok söylenmiştir.

Richard Nixon, 1984'te kaleme aldığı kitabında şöyle yazmıştır: "İslam Cumhuriyeti dünyada ve özellikle de Batı Asya'da öyle bir fırtına yarattı ki biz bunu önlemeye kadir değiliz."

Bu, İslam İnkılabı'nın önemli ve temel değişiklikler yapmayı başardığını gösteriyor.

Birazcık geriye dönüp bakalım, şehit Fethi Şikaki Aralık 1978'de Mısır'da öğrenciyken İmam Humeyni (r.a)'nin görüşleriyle ilgili ülkeden ihraç edilmesine sebep olacak bir kitap yazıyor. Şehit, o zaman İslam Devrimi'nin büyük kurucusu İmam Humeyni'nin görüşlerini, bölgenin ve İslam dünyasının kurtuluş faktörü olarak tanıtıyor.

İslam İnkilabı döneminde bölgenin oluşumu nasıldı? Dikkat etmemiz gereken nokta şudur, o dönemde Filistin'in özgürlüğü için mücadele kavramı asla kabul edilebilir bir düzeyde değildi. Hatta İslam İnkılabı öncesi kimse "Bugün İran, Yarın Filistin!" sloganının gerçekleşebileceğini düşünmüyordu bile. O zamanlarda hiç kimse İran'ın bölge ve dünya meseleleri üzerinde gerçekten etkin bir güç olabileceğine ihtimal dahi vermiyordu.

İnkılabın başlarında ise, "Bugün İran, Yarın Filistin! " sloganının gerçekleşme yolları gözükmeye başlamıştı. Bizler o zamanlarda bu buhranın kilitlerini yavaş yavaş açmaya başladık. Siyonist rejimin 1982 yılındaki Lübnan işgali sonrası bölgede ciddi gelişmeler yaşandı.

Bana göre yanlış adımlar olan, Suriye'ye asker gönderilmesi gibi bir dizi ham kararlar alınmıştı elbette. Nitekim daha sonraları Suriye hükümetinin, İran güçlerini müzakerede bir senet olarak kullanmak istediği de ortaya çıkmıştı.

Ancak İmam Humeyni geldi ve şöyle söyledi: "Tabiki bizler tüm gücümüzle yardım etmeliyiz. Ancak aslolan, halkların bizzat kendilerinin mücadeleyi istemeleri ve ciddiyetle bu yola koyulmalarıdır." 

İmam Humeyni'nin değindiği şey aslında, Filistin'de yükselen "Arap orduları neredeler?" nidalarıydı. Filistinliler yardım ve özgürlük için Arapları bekliyorlardı. Ancak tüm bu hayaller suya düştü. İslam İnkılabı'nın büyük kurucusu, o dönemlerde oldukça dakik öngörülere sahipti. Bu orduların asla gelmeyeceğini ve Filistinlilerin kimseyi beklememesi gerektiğini gayet iyi biliyorlardı. Bu öngörüler zaten kısa bir süre sonra gerçekleşmiştir de. Şimdi de görüyoruz ki Arap liderler birer birer Siyonist liderlerle hatıra fotoğrafı çektiriyor ve işgalcilerin kucağına atlıyorlar. Ancak İmam Humeyni, meselenin çözümünün Filistin ve Lübnan halkının sorumluluğunda oluğunu sürekli olarak mücahitlere vurguluyordu. 

Bugün İmam'ın ektiği bu tohumun yeşerdiğini görüyoruz. Irak ve Lübnan'dan tutun da Yemen ve Filistin halkına kadar, tüm bölge halkları, artık mücadele sürecine bizzat kendilerinin girmesi gerektiğini anladılar. Şimdi Filistin ve Lübnan'daki halk, Siyonist Rejimin karşısında ön cephe savaşçılarına dönüşmüştür ve bu da İslam İnkılabının en önemli etkilerindendir. 

İslam İnkılabı, Filistin ve Lübnan halkına, kendi güçlerini görmelerini sağlayan bir ayna tuttu. "Bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez." (Rad, 11) ayeti onlara, kendilerinin bizzat savaş sürecine girmeleri gerektiğini hatırlattı. 

İslam İnkılabının bu konudaki asli yardımı, Siyonist rejime karşı mücadele sürecini değiştirmeleri gerektiği yönünde, yani düşünce bazında olmuştur. Nitekim bu değişiklik de yavaş yavaş gerçekleşmiştir.

kudusgunu.com

Yorumlar