İsrail'in Kanal 11'i 25 Şubat Perşembe günü Suudi Arabistanlı ve Siyonist Rejim İsrailli üst düzey makamları arasındaki temasların arttığını duyurdu. Buna paralel olarak Bahreyn'in resmi haber ajansı da bu ülkenin veliahdı Selman bin Hamed Al-ı Halife'nin Siyonist Rejim İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefonda görüştüğünü duyurdu.
Bu iki taraf arasında temasların artması ve hareketlenmelerin ilk nedeni yeni Amerika hükümetinin dış siyaseti hususundaki kaygılardır. Halbuki Joe Biden hükümetinin hala Batı Asya'ya yönelik ne tür bir siyaset izleyeceği hala belli değildir. Ancak Suudi Arabistan yeni Amerika hükümetinin dış siyasetleri hususunda derinden kaygılanmış ve telaşa kapılmıştır.
Amerikan makamları resmi olarak Joe Biden'in Suudi veliahdı Muhammed bin Selman ile görüşmek istemediğini sırf Kral Selman ile görüşeceğini söylemişlerdir. Bu doğrultuda da Perşembe akşamı Biden ilk kez Kral Selman ile temasa geçti. Halbuki Joe Biden 35 gündür Beyaz Saray'a yerleşmiştir.
Amerika hükümeti açık bir şekilde Suudi Arabistan ile ilişkilerde revizyona gideceğini belirtmiştir. Biden hükümeti Riyad ile ilişkilerde insan hakları ve normlara dayalı meseleleri de göz önünde bulundurmak istiyor. Buna esasen de Joe Biden, kimi belgelere göre Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman'ın talimatı ile öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin dosyası hususunda bilgi edinmiş ve bu gizli bilgileri de yayınlayacağı söylenmektedir.
Bu yaklaşım ise bin Selman ve Suudi makamların derinden kaygılanmalarına yol açmıştır. Bu doğrultuda da İsrail'in Kanal 11'i Amerika'nın yeni başkanının bölgeye yönelik siyasetlerinin değişmesini, İsrail ile Suudi Arabistan makamları arasındaki diyalogların ve görüşmelerin ekseni olduğunu bildirip Suudi liderlerinin Biden hükümetinin Suudi Arabistan'da insan hakları meselelerine ve Cemal Kaşıkçı cinayeti dosyasına odaklanmasından kaygılandıklarını duyurdu. Suudi veliahdı ve kralı ise Telaviv'in yardımları ile Biden'in muhtemel siyasetlerini değiştirmek ve onu kararlarından caydırmak istiyor.
Bu alanda göze çarpan bir başka önemli etken de yeni Amerika hükümetinin İran'ın nükleer meselesine ve BERCAM nükleer anlaşmaya yönelik yaklaşımıdır. Eski Amerika hükümeti döneminde Trump'ın hükümeti süresince, Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE gibi gerici Arap ülkeleri Siyonist Rejim İsrail'e paralel hareket ederek Amerika'nın BERCAM nükleer anlaşmasından çıkışı ve İran'a karşı maksimum baskı siyasetinin uygulanmasında önemli bir rol oynadı. Gerçi Biden hükümeti ilk sloganlarının tersine hala BERCAM nükleer anlaşmasında dönmemiştir. Ancak İran'a karşı maksimum baskı siyasetlerinin yenilgisine itiraf etmiştir. Diğer BERCAM anlaşması tarafları da Amerika'nın bu anlaşmaya geri dönmesi için arayışa girmişlerdir.
Bu doğrultuda Rusya'nın BMT'ndaki temsilcisinin yardımcısı Dmitry Polyanskiy Amerika'nın otomatikman BERCAM anlaşmasına geri dönmesi için belli bir mekanizmanın olmadığına değinerek şöyle bir açıklamada bulundu:" Sanırım bu alanda Viyana'da kimi faaliyetler yürütülmektedir. "
Amerika'nın muhtemel bir şekilde bile BERCAM anlaşmasına geri dönmesi Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE ve Siyonist Rejim İsrail'in istemediği bir şeydir. Bu yüzdendir ki bu ülkeler de BERCAM ile ilgili müzakerelere dahil olmak istiyorlar. Bu tür bir yaklaşım ise İran tarafından reddedilmektedir. Bu bağlamda dışişleri bakanlığı sözcüsü Said Hatipzade Fransa cumhurbaşkanının bu yöndeki taleplerini de reddetmiş ve BERCAM'ın tekrar masaya yatırılamayacağını tarafların da belli olduğunu vurgulamıştır.
Gerici Arap-İsrail ekseni ayrıca Batılı güçleri İran ile muhtemel müzakerelerde nükleer meselelerin ötesindeki konuları da ele almaları için ikna etmeye çalışıyor. Bahreyn haber ajansı ise bu husustaki ifadelerinde Bahreyn veliahdı ve İsrail başbakanı arasındaki görüşmede iki tarafın da gelecek muhtemel müzakerelerde daha fazla konunun ele alınmasını istediklerini duyurdu.
Bu girişimler ise gerici Arap-Batı ekseninin Joe Biden'i yönlendirmek istediklerini gösteriyor. Bu bağlamda gelecek aylarda bu eksenin daha da hareketleneceği söylenebilir.
parstoday