Nasrallah: İsrail İle Barış Haramdır

Hizbullah Genel Sekreteri, Muharrem ayının beşinci gecesi yaptığı konuşmada, sorumluluk sahibi ve vazifeşinas olunması gerektiğini ve Siyonist rejimle barışın haram olduğunu söyledi. 

Görüntülenme: 1022 Tarih: 14 Ağustos 2021 16:10
Nasrallah: İsrail İle Barış Haramdır

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Muharrem ayının beşinci gecesinde yaptığı konuşmada, çeşitli durumlarda sorumluluk sahibi ve vazifeşinas olmanın önemini vurguladı.

Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Siyasi, güvenlik, ekonomik ve sosyal gelişmelerle karşılaştığımızda görevimizin ne olduğunu görmeliyiz. Bu ülkede her birimiz konuştuğumuzda bu sözler insanların kaderini ve geleceğini etkiler, sonuçlar doğurur.

Kardeşlerime her zaman halk arasından biri ve cephede olmayı dilediğimi söylerim. Çünkü bu, büyük ve önemli bir sorumluluktur. Bu ortamın insanları da bu sorumluluğu paylaşırlar. Sorumlu olduğum bu otuz yılda, bunun ağırlığını çok iyi fark ettim.

Ahiret gece gündüz ve her durumda gözümüzün önünde olmalıdır, çünkü kıyamet günü Allah'ın huzurunda duracağız ve aldığımız kararlardan sorguya çekileceğiz ve bu kararlardan hesap sorulacaktır. Hizbullah'ın bugün Lübnan'daki en büyük parti olduğu konusunda bir şüphe yok ve bu olumlu bir şey ama aynı zamanda bir sorumluluğu da var.

Bugün bazıları soruyor, "Biz İmam Hüseyin’e (as) kıyasla neredeyiz?" (Nerede duruyoruz?) Bu duruma nasıl sabredelim?

Hüseyin (as) büyük hedefler için ayağa kalktı, öyleyse (bu kıyamı) şurada burada küçük bir savaşla sınırlamamalı mıyız?

Ülkeye yakıt sağlamak için kılıç (silah) kuşanmazsak, Hüseyin'i (a.s) terk ettiğimizi düşünenler var, bu doğru değil ... İmam Hüseyin (a.s) İslam'ı korumak, ümmeti ıslah etmek ve sistemi nebevi ve İslami bir sistemine dönüştürmek için çok büyük amaçlarla Kerbela'ya geldi; Hüseyin (as) çok kritik bir zamanda kıyam etti.’

Seyyid Hasan Nasrallah, Hudeybiye Antlaşması ile yapılan karşılaştırmalar hakkında da şunları söyledi: ‘İsrail'le barış haramdır çünkü siz, sahibi Filistinliler olan topraklardan işgalciler lehine vazgeçiyorsunuz; Bu mantıksız ve insanlık dışı bir barıştır. Bunun Hudeybiye Antlaşmasıyla ne alakası var? Bu haramdır.’

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının sonunda, mevcut zor durumu göz önüne alarak insanları bir kez daha hoşgörülerini artırmaya çağırdı.

Nasrallah dün gece yaptığı konuşmada, direnişin destekçilerine psikolojik ve medya savaşını hafife almamaları çağrısında bulundu ve bazılarının Lübnan'daki krizle piyasaları ısıttığını kaydetti.

Hudeybiye Antlaşması, İslam Tarihindeki en büyük fetih olarak adlandırılır. Peygamber (sav.), hicri altıncı senenin Zikade ayının birinci gününde bir grup Müslümanla birlikte Medine'den ayrıldı ve umre yapmak için Mekke'ye doğru hareket etti. Peygamberimizin (sav.) hareket ettiği haberi Kureyş kâfirlerine ulaştığında, bu kafirler Darün Nedve Meclisi'nde her ne şekilde olursa olsun Peygamber’in (sav.) Mekke’ye girişini engelleme kararı aldılar. Çünkü şimdiye kadar iki taraf arasındaki tüm ilişkiler savaş ve düşmanca olmuştur. Böylece Kureyş, müttefik kabilelerin yardımıyla 200 kişilik bir süvari grubu hazırladı.

Sonunda Peygamber (sav.) Hudeybiye bölgesine indi ve düşman süvarileri de onların yakınlarına konuşlandı. Bu sırada Kureyşliler, "Badil bin Varka"yı Peygamber'e gönderdiler. O, Kureyş'in savaşa hazır olduğunu söyledi, ancak karşılık olarak Peygamber, Kureyş elçisine barış teklif etti.

Peygamber (sav.), barış talebini anlamak için Kureyş'e Hıraş İbn Ümeyye’yi ve ondan sonra Osman’ı gönderdi. Osman, Baldeh'te Kureyşlilerle konuştu ve sonra Beni Ümeyye kafirlerinden birinin koruması altında Mekke'ye girdi. Onun Mekke'deki varlığı çeşitli nedenlerle uzadı ve akıbeti Müslümanlar için belirsiz hale geldi.

Osman'ın belirsiz akıbeti ve Kureyş'in Peygamber'in Mekke'ye girmesini engellemekte ısrar etmesi ve bazı rahatsız edici haberler, Peygamber'i barış stratejisini pekiştirmek için bir güç manevrası başlatmaya sevk etti. Peygamber, Müslümanlara hazır ol komutu verdikten sonra, bütün Müslümanlar teker teker Peygamber'e biat ettiler. Bu iktidar manevrası (Rıdvan Biatı) müşriklerin huzurunda gerçekleşmiş ve nihayetinde bir barış stratejisi oluşturmayı başarmıştır.

Kureyş’in ileri gelenleri, Resûlullah'ı temsil etmesi için Süheyl ibn Amr'ı gönderdiler ve O şöyle dedi: ‘Biz de savaş istemiyoruz ve savaş Kureyş budalalarının isteğidir.’

Birkaç tur müzakereden sonra barış için yazılı bir metin hazırlanmasına karar verildi. Hudeybiye bölgesinde yapılan bu anlaşma, Hudeybiye barışı (Antlaşması) olarak adlandırıldı. 

Rasthaber

Yorumlar