El-Meyadin haber ajansının bildirdiğine göre Ekrem el-Kabi, yaptığı konuşmada, "ABD, komutanlara ve Irak halkına karşı işlediği suçların bedelini ağır ödeyecek." diye belirtti.

Direniş Hareketi lideri, "ABD, Irak'taki ellerini kendi çıkarları doğrultusundaki işlerde kullanıyor, dolayısıyla bu rejimin (işgalci) güçleriyle savaşmak 'dini ve milli bir görevdir.' Amerikalılar Irak'ı terk etseler bile düşmanımız olarak kalacaklar ve onlardan intikam alacağız." dedi.

Ekrem el-Kabi, ABD'li yetkililerin açıklamalarının Irak'tan ayrılma niyetinde olmadıklarını gösterdiğini de sözlerine ekleyerek: "Amerikan işgalcilerinin anladığı dil, direniş silahı, güç ve silahların dilidir." dedi.

Nuceba Hareketi lideri, Haşd Şabi'nin ve direniş silahının pazarlık meselesi olmasına karşı çıkarak şöyle dedi: "Kısıtlı kaynaklarına rağmen IŞİD'e direnen direniş gruplarıydı. Çoğu ülkenin Irak'ı terk ettiği bir zamanda, Irak'a yağmalanan egemenliğini ve itibarını geri kazandıran direniş silahıydı. Amerikalılar bile IŞİD'e karşı mücadelede Irak hükümetine yardım etmeyi reddetti ve bunun bir iç sorun olduğunu iddia etti!"

El-Kabi, "Direniş silahı ABD'nin ve Siyonist rejimin kabusudur ve onu elimizden almak için ellerinden geleni yapıyorlar. Direniş silahı Irak halkının (güvenliğinin) garantisidir ve buna sahip olmaktan geri adım atmayacağız." diye belirtti.

Irak Direniş Lideri, Filistin meselesini Irak direnişinin kalbi olarak nitelendirerek, "Direnişi silahsızlandırmanın amacı Irak'ı Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirmeye yöneltmektir ama bu olmayacak. İşgalci Amerika ekonomimizi, petrolümüzü ve paramızı kontrol ederken direnişi nasıl bırakabiliriz?" açıklamasında bulundu.

Ekrem el-Kabi, açıklamasının sonunda ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve BAE'nin talebi üzerine Haşd Şabi'nin dağıtılmasının istendiğini belirterek şöyle dedi: "Bunun nedeni, Haşd Şabi'nin onların planlarına karşı direnmiş olmasıdır. Aslında direnişi silahsızlandırmak, Irak'ı Amerikalılara ve ‘İsraillilere’ teslim etmek demektir."

rasthaber