Siyonist Rejimin Çöküşü Yakın (Analiz)

İsrail bekası için yeni koalisyonlar kurmaya çalışırken, önde gelen siyonist yetkililer bile İsrail'in yaklaşan çöküşünden duydukları endişeyi gizleyemiyor. 

Görüntülenme: 628 Tarih: 13 Temmuz 2022 16:27
Siyonist Rejimin Çöküşü Yakın (Analiz)

Siyonist Rejim güvenlik ve askeri ittifak kurmak amacıyla farklı ülkelerle siyasi anlaşmalar imzalayarak bölge ve dünyadaki jeopolitik konumunu güçlendirmeye çalışıyor.  Ancak bu rejimin karşılaştığı iç sorunlar emelleriyle uyuşmuyor. Son zamanlarda rejimin karşılaştığı tehlikelerin yoğunlaşmasına dair uyarılar artmış durumda ve rejim yetkilileri, Yahudi hükümetlerinin düşmesiyle ilgili tarihi olayları hatırlatıyorlar.

Mayıs 2021'de rejim ordusu ile Filistin direniş grupları arasında yaşanan 12 günlük savaşın patlak verdiği dönemde Haaretz yazarı Ari Shavit, İsrail'in son 70 yıldaki başarısızlıklarının anlatan bir makale yayınlandı. 

Konuya dair Al Jazeera Araştırma Merkezi de geçtiğimiz günlerde, İsrail'in çöküş ve gerileme göstergeleri hakkında bir makale yayınladı. Bu makalede İsrail’e yönelik birçok önemli tehdit ve bu rejimin iç bölünmeleri incelenmektedir. Makalede ayrıca İsrail seçimlerinin tekrarlanmasının rejimin krizlerini bitiremeyeceği, hatta bu krizleri derinleştirebileceği ve İsrail'in yıkımını daha da yakınlaştırabileceğine de dikkat çekilmektedir. 

Eski Siyonist İsrail Başbakanı Neftali Bennett, Yahudi yerleşimcilere hitaben verdiği mesajda, “İsrail bugün gerçek bir imtihanla karşı karşıya. Benzersiz bir şekilde çöküşe ve dağılmaya yaklaşan şartlar içinde bulunuyor ve tarihi bir ikilemle yüz yüze.” dedi. 

Bennett ayrıca “Ülkemiz daha önce iç çatışmalar nedeniyle 80 yıl süren ilk dönemin ardından parçalandı. 77 yıllık olan 2. dönemde ise yine dağıldık. Biz bugün 3. dönemdeyiz ve 80 yıllığa yaklaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Siyonist İsrail Savaş Bakanı Benni Gantz da İsrail'in geleceğiyle ilgili endişelerini dile getiren diğer önde gelen Siyonsit yetkililerden biriydi ve İsrail'in Negev ve Celile bölgelerindeki egemenliğini kaybetmesi nedeniyle Filistin nüfusunun artacağını söyledi. Benni Gantz, “İsrail’in yüzölçümü Hayfa'nın güneyindeki Hdrea ve Tel Aviv'in güneyindeki Gedera şehirleriyle sınırlı olması mümkündür.” dedi.

Siyonist Rejim İsrail eski Başbakanı Ehud Barak  İsrail'in varlığının 80’li yılları tılsımı ile karşı karşıya olduğunu bekasının 80’li yıllarda sona ereceği hususunda kaygı duyduğunu söyledi. 

Ehud Barak ayrıca "İsrail'in mevcut kabinesi üçüncü deneyimini yaşıyor. İsrail ömrünün seksenlerinde. 80’li tılsımının daha öncede olduğu gibi tekrar yaşanması korkusu var." ifadesini kullandı. 

Barak yalnızca İsrail'in değil Amerika, İtalya ve Rus gibi devletlerin de aynı durumdan etkilenebileceğini de belirtti.

Rejimin eski Başbakanı Binyamin Netanyahu da  2017 yılında yaptığı açıklamada, “İsrail'i 100. yılına getirmeye çalışıyoruz, ama bu gerçekleşmeyebilir; Çünkü hiçbir Yahudi devleti 80 yıldan fazla yaşamamıştır.” demişti.

İsrail'in Dağılma Korkusu

Siyonist yetkililerin bu açıklamaları ile birlikte rejimin uzmanları ve analistlerinin sayısız uyarılarının ortak bir yanı var: "İsrail'in dağılma korkusu"

Birçok İsrailli bu rejimin 80 yaşına gelmeyeceğine iç ve dış tehditlerin sonunda İsrail'i yok edeceğine inanıyor.

Bundan önce, Siyonistler hiçbir koşulda bu tür uyarılarda bulunmazlardı ve İsrail'in siyasi modeli, rejimin iç ve dış sorunların üstesinden gelme ve Siyonist topluma güven vermedeki güç ve kabiliyetlerini övmek üzerine kuruluydu.

Öte yandan askeri yetkililerden de benzer uyarılar yapılıyor; Halbuki siyonist yerleşimciler daha önce ordularını dış tehditlerle başa çıkmak için en büyük güç olarak görüyorlardı.

Bu tür açıklamalar yerleşimciler arasında ve siyonist medyada büyük yankı buldu.

Siyonist yazar Yigal Bin-Nun konuya dair şunları kaydetti:

“İsraillilerin çoğunda umutsuzluklarını ifade eden kaygı belirtileri var, bu endişe nedeniyle birçok kişi, çocuklarının geleceğini güvence altına almak için yabancı ülkelerde ikamet etmeye çalışıyor.”

İsrail'in Çöküşünün İç Faktörleri

Öte yandan İsrail'in uzun ömürlü olmayacağına inanan siyonist uzmanlar, iç siyasetteki başarısızlıklara işaret ediyor; Mevcut durumda, tekrarlanan seçimler ve kurulamayan kabine siyonistleri hayal kırığına uğratmıştır. Siyonist uzmanlar, geçen yıl Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş gruplarıyla yaşanan savaşa da değinerek, Binyamin Netanyahu'nun kabinesinin o dönemde iyi bir performans göstermediğini ve bunun İsrail için utanç verici bir yenilgi olduğunu itiraf ediyor.

Rejime ait "Panels Politics” enstitüsü tarafından 2017 yılında yapılan bir anket, İsraillilerin çoğunluğunun İsrail'in yozlaşmış insanlar tarafından yönetildiğine inandığını gösterdi. Ankette yolsuzluğa karşan Netanyahu örnek gösteriliyor.

Siyonist uzmanların bu rejimin çöküşünün temel faktörlerinden biri olabileceğine inandıkları en büyük korku iç savaştır. Siyonistlerin bu korkusu 1995'te meydana gelen Yitsak Rabin suikastından beri devam ediyor.

Siyonist Rejim’in siyasi krizi 2019'da zirveye ulaştı ve o zamandan beri rejim arka arkaya yapılan dört erken seçime tanık oldu ve hiçbir parti kabine kurmaya yetecek oyu alamadı ve son olarak Naftali'nin kurduğu koalisyon dağıldı ve şimdi Siyonistler bir geçiş kabinesi ile karşı karşıya ve beşinci kez erken seçime gitmek zorundalar.

Öte yandan sağcı ve solcu gruplar arasındaki farklılıklar ve bölünmeler ile İsrailliler arasındaki dini gerilimler her geçen gün artıyor.

İsrail'in Karşı Karşıya Olduğu En Büyük Dış Tehditler

İç zorlukların yanı sıra, dış etkenler de Siyonist Rejim’in karşı karşıya olduğu en büyük varoluşsal tehditlerden biridir ve rejim yetkilileri ile uzmanları da bu yönde endişelerini dile getirmektedir.

Hebrew Üniversitesi'nde emekli bir siyaset bilimi profesörü Yehezkel Dror, İsrail'i tehdit eden dış tehlikeler hakkında,  Hizbullah Hareketi ile yıkıcı bir savaşın başlaması ve işgal altındaki Filistin'e yapılan füze atışlarından bahsediyor. Ona göre, İsrail'in Ortadoğu'daki en büyük müttefiki olan Amerika da politikalarını değiştirmiş ve ordusunu yavaş yavaş Batı Asya bölgesinden çekmektedir.

İsrail'in dış tehlikelerden korkusunun sebebi bu rejimin son yıllardaki siyasi ve askeri çevrelerinin yaptığı hatalardır. Son 40 yıldan bu yana Siyonist Rejim herhangi bir askeri başarı elde etmemiştir.

İşgal ordusunun bu başarısızlıkları, 1987 ve 2000'de Filistin intifadasının başlamasının yanı sıra aynı yıl işgalcilerin Güney Lübnan'dan geri çekilmesi ve Siyonistlerin Temmuz 2006 savaşında Lübnan'a karşı ikinci yenilgisinden sonra başladı. Siyonist güçleri  2008, 2012, 2014 ve 2021 yıllarında Gazze Şeridi ile yaptığı son dört savaşta da hiçbir şey elde edememiş ve özellikle son savaşında büyük bir hezimete uğramıştır.

İsrail Demokrasi Enstitüsü, son anketinde İsraillilerin orduya olan güveninin 2008'den bu yana en düşük orana ulaştığını ve katılımcıların yüzde 78'inin orduya güvenmediğini bildirdi.

Siyonistlerin ikinci endişesi, Filistin direnişinin yeteneklerinin ve ilerlemesinin güçlendirilmesi ile ilgilidir. Siyonistler 1982'de Beyrut'a yapılan saldırının ardından Filistin direnişini kesin olarak yok ettiklerini ve Filistin Kurtuluş Örgütü tehdidinden kurtulduklarını düşünürken, ancak şimdi onlar 40 yıl sonra Gazze'deki Filistin direnişinin bir orduya dönüştüğüne tanıklık ediyor.

İsrail'in karşı karşıya olduğu dış tehditlerle ilgili üçüncü korku, işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesiyle ilgilidir; Siyonistlerin en çok baskı ve endişeye maruz kaldığı yer. Siyonistler, 2006'daki İkinci Savaş'tan 16 yıl sonra, Hizbullah'ın füze gücünün ciddi şekilde arttığına ve İsrail'in tüm iç cephesini vurabilecek hassas füzelere sahip olduğuna inanıyor.

Ancak Siyonist rejimin dördüncü korkusu ve belki de en büyük dış kaygısı Doğu Cephesi ve İran ile ilgilidir. İsrail İran'ı kendileri için en büyük tehdit olarak görmekte ve Tahran’ın nükleer bir güç haline gelmesinden endişe etmektedir. Siyonistler, İran'ın bölgedeki nüfuzunu önleme çabalarının başarılı olmadığını ve İsrail'in İran'a askeri açıdan karşı koyacak koşullara sahip olmadığını kabul ediyor.

İsrail’in beşinci korkusu, bölgedeki ABD desteğinin azalmasıyla ilgili. Amerika ve Avrupa ülkelerinde yaşayan Yahudiler nezdinde İsrail’in hiçbir itibarı yok ve siyonist yetkililerin isteklerinin aksine İsrail'i vatan olarak görmüyorlar. Öte yandan siyonist göçmenler  tersine göçü düşünüyorlar ve Avrupa ülkelerine tersine göç artmış durumda.  Bu durum, Siyonist Rejim için büyük bir risk olarak görülüyor.

tesnim

Yorumlar