Siyonist İsrail'de Yargı-Siyaset Çekişmesi (Analiz)

Siyasi gözlemciler ve uzmanlar, Siyonist rejimin Yüksek Mahkemesi ile bu rejimin bir grup kabine üyesi arasındaki ihtilafların ciddi bir beka sorununa sebebiyet verdiğini düşünüyor. Yargı sisteminin "Arye Dar'i'nin içişleri bakanı olarak atanmasına karşı çıkması konusundaki derin uçurum nedeniyle, Siyonist kabine için gerçek bir beka sorunun söz konusu olduğu belirtilmektedir. 

Görüntülenme: 708 Tarih: 21 Ocak 2023 12:59
Siyonist İsrail'de Yargı-Siyaset Çekişmesi (Analiz)

Sahte rejim tarihi boyunca, Siyonist rejimin Yüksek Mahkemesi'nin kararları, işgal altındaki topraklarda yaşayanlar açısından kabul edilebilir ve itiraz edilemez, tartışılmazdı.  Karmaşık bir hukuki meseleyi çözmek isteyen Yargıtay'ın kararları en yüksek yargı mercii olarak gösterilirdi.
Ancak son dönemde Siyonist rejimde yaşananlar ve bazı kişilerin yargı sisteminin işgalci rejimin içişleri bakanı Arye Dar'i ile ilgili kararından şüphe duyması, bu rejim için asıl uyarı çanlarını, kaçınılmaz bir şekilde çaldı. Bu doğrultuda Şas partisi genel başkanı ve içişleri bakanı Arye Dar'i'nin daha önce dolandırıcılıktan mahkum olması nedeniyle, bakan olarak atanmasının reddedilmesine karar verildi. Bu karar bazı kişilerin protestolarına ve bu mahkemeye şüphe duymasına neden oldu. Sözde iktidar üyeleri arasındaki derin uçurum göz önüne alındığında, İktidar koalisyonu ve muhalefet arasında şimdi büyük bir çatlağın oluştuğu söylenebilir. Siyonist elebaşısı Binyamin Netanyahu'nun koalisyon kabinesini tehdit eden büyük bir krizle karşı karşıya olduğu, geçmişte birbirini izleyen krizlerin ardından Siyonist rejimde kaotik bir durumun daha ortaya çıktığı söylenebilir.
Mahkemenin kararının ardından “Dinci Siyonist parti”nin genel başkanı Bezalel Smotrich toplantıdan çıkarak Yargıtay hakimlerini kast ederek "Yaşananlar gösteriyor ki 10 kişi kendilerini seçenlerden üstün görüyor. Ancak bu kabine dağılmayacaktır." dedi.
Bu tehdit edici ve agresif açıklama işgalci rejimin varlığını ve güçler ayrılığını tehdit eden gerçeği gösteriyor. Böyle bir açıklamanın doğruluğunun nedeni, işgalci rejimin eski başbakanı Ehud Barak'ın Yargıtay kararının uygulanmamasının "İsrail’in varlığına ve bekasına tehdit oluşturduğu" uyarısında bulunmasıdır.
 Gözlemcilere ve uzmanlara göre, işgalci rejimin Yüksek Mahkemesi'nin bu kararı, özellikle muhalefetin talebi üzerine Netanyahu kabinesini devirmek amacıyla Cumartesi akşamı gösteri talebi ile eş zamanlı olması düşündürücüdür ve durumu daha da gerginleştirecektir.
Bu arada Likud partisi bazı üyelerinin karşı çıktığı  sözde Adalet Bakanı'nın önerdiği reformlar, Knesset'in çıkardığı yasaların Yüksek Mahkeme'den muaf olacağı anlamına gelir. Bu gerçekleşirse Knesset üyelerinin çoğunluğunun hem yürütmede hem de yasamada daha geniş yetkilere sahip olacağı anlamına geliyor. Ki bu durum belirli mevzuata aykırılık teşkil edecektir.
Bu arada Netanyahu'nun siyasi hayatını tehdit eden mali yolsuzluk ve yetkilerini kötüye kullanma suçlamalarıyla ilgili dosyala hala sonuçlanmadı ve Netanyahu  bu dosyalardan kurtulmak istiyor. Dolayısıyla bu rejimde yaşanan derin bir boşluğu kendisi için de bir fırsat bilen Netanyahu durumu kendi lehine çevirmek istiyor, dolayısı ile işgal topraklarındaki durumu memnuniyetle karşılıyor. Netanyahu için gücü elinde tutmak her şeyden, hatta "İsrail"in varlığından daha önemli olduğu, artık şimdi ayan beyan görünüyor.

parstoday

Yorumlar