Aksa Tufanı’na Destek İnisiyatifi tarafından bugün Ankara Ulus Meydanında Lübnan Hizbullahı’na ve halkına destek eylemi düzenlendi.
Düzenlenen basın açıklamasında aktivist Harun Özkarakaş, Müslümanların vahdetini vurgulayan veciz bir konuşma yaptı.
‘Kahrolsun İsrail Kahrolsun Amerika’, ‘Gazze’ye Selam Direnişe Devam’, ‘Hizbullah’a Hamas’a Direnişe Bin Selam’, ‘Nasrallah’a Selam Direnişe Devam’, ‘Kürecik-İncirlik Kapatılsın’, ‘Vanaları Kapat Sevkiyatı Durdur’, ‘Küreciği Kapat İsrail’i Kör Et’, ‘Nato’dan Çıkılsın Üsler Kapatılsın’ ve ‘Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyke Ya Gazze’ sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını Mavi Marmara gazisi Zeki Kanat okudu.
Okunan basın açıklamasının tam metni şu şekildedir:
Bismi Rabbi Şuheda.
‘Kendileriyle savaşa girişilenlere, zulme uğradıklarından dolayı savaşma izni verildi ve şüphe yok ki Allah'ın, onlara yardım etmeye gücü yeter.’ (Hac Suresi 39. Ayet)
Aziz halkımız ve kıymetli basın mensupları!
Şanlı Aksa Tufanı’nın birinci yıldönümüne yaklaştığımız bu günlerde, Gazze’de, siyonist israil’in vahşice saldırıları sonucu çoğunluğu çocuk ve kadınlardan olmak üzere şehid olan 41 bin kardeşimizi rahmetle anıyoruz. Bu soykırımı gerçekleştiren ırkçı israil’i ve ona her türlü desteği veren başta büyük şeytan ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya ve tüm işbirlikçi rejimleri şiddetle lanetliyoruz.
Bu zulme yaklaşık bir yıldır direnen izzetli Gazze halkını selamlıyoruz. Onların bu şanlı direnişine olan desteğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
Bildiğiniz gibi bu hafta içerisinde işgalci İsrail, Lübnan’da sivil halka yönelik siber saldırılar düzenledi. Dünya tarihinde daha önce hiç görülmemiş bir katliam gerçekleştirdi. Lübnan Hizbullahı’nın sivil güçleri ile birlikte doktor, hemşire ve eczacıların da kullandığı çağrı cihazları siber saldırı ile patlatıldı. Bu saldırılarda çok sayıda kişi şehid olurken binlerce kişi de hayati organlarından yara aldı. Bu saldırılarla korsan israil en az 5 bin Müslümanı öldürüp Lübnan’da bir panik havası oluşturmak istedi. Fakat şehitlerin kanının bereketi, direnişin basireti ve Lübnan halkının dayanışması ile bu menfur saldırı hedefine ulaşamadı elhamdülillah. Bu saldırı Lübnan’a zarar vermiş olabilir ve fakat Lübnan halkının ve direnişinin çelikten iradesini zayıflatamamıştır.
Lübnan halkı Sünnisiyle, Şiisiyle, Hıristiyanıyla, Dürzisiyle Hizbullah’ın önderliğinde terörist israil’in saldırıları karşısında on yıllardır direnmektedir ve direnmeye de devam edeceğini bu son olayda tüm dünyaya göstermiştir.
Siyonist israil’in bu terör eylemleri nedeniyle şehid olan kardeşlerimize yüce Allah’tan ulvi makamlar ve yaralılara da acil şifalar niyaz ediyoruz. Lübnan halkına, hükümetine ve direnişin lideri Seyyid Hasan Nasrallah’a taziye ve tebriklerimizi arz ediyoruz. Türkiye halkı olarak Lübnan halkının ve direnişinin destekçisi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha Ankara’dan ilan ediyoruz.
Peki, neden gasıp israil rejimi Lübnan’ı vahşice hedef aldı?
Çünkü Aksa Tufanı Savaşı’nın başlamasından bir gün sonra yani 8 Ekim 2023’te Hizbullah, Güney Lübnan’dan yani işgal altındaki Filistin topraklarının kuzeyinden Gazze’ye destek cephesini açtı. Hizbullah, kuzeydeki siyonist yerleşkelere düzenlediği füze saldırılarıyla, yaklaşık 200 bin siyonist işgalciyi başka bölgelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu da Gazze savaşıyla ekonomisi darbe alan siyonist rejime ek bir mali yük getirdi. Ayrıca aylardır evlerine dönemeyen siyonist halk, Netanyahu hükümetini Hizbullah karşısında aciz kalmakla suçladı. Hizbullah bu süre zarfında siyonist ordunun askeri hedeflerine çok başarılı operasyonlar yaptı. Bu operasyonlarda yüzlerce siyonist asker öldü veya yaralandı. Siyonist ordunun en önemli askeri karargahları yerle bir edildi. Direnişin Lübnan destek cephesini açması nedeniyle siyonist ordu, kara birliklerinin en az üçte birini Lübnan sınırına kaydırmak zorunda kaldı. Hizbullah’ın bu desteği Gazze’deki askeri direnişin büyük ölçüde rahatlamasını sağladı.
Tabi Hizbullah bunu yaparken büyük bedeller ödedi ve hala da ödemeye devam ediyor. Aksa Tufanı Savaşı’nın başlamasından bu yana Hizbullah, aralarında üst düzey seçkin komutanlarının da bulunduğu 500’den fazla askerini Kudüs yolunda şehid verdi. Dün, siyonistlerin Beyrut’ta iki binaya düzenledikleri hava saldırısında Hizbullah’ın en önemli komutanlarından biri olan İbrahim Akil silah arkadaşlarıyla birlikte şehadet şerbetini içti. Bu arada korsan israil’in Güney Lübnan’a düzenlediği saldırılardan dolayı yaklaşık 150 bin Lübnanlı evlerini terk ederek kuzeye hicret etmek zorunda kaldı. Zaten ekonomisi çok kötü olan Lübnan’da bu durum, Hizbullah’ın yükünü daha da ağırlaştırdı.
Bu bir yıllık süreçte siyonist düşman; Amerikalı ve Avrupalı arabulucularla Hizbullah’a kuzey cephesini kapatması yönünde teklifler ve tehditler gönderdi. Fakat bu teklif ve tehditlere rağmen Seyyid Hasan Nasrallah her defasında açıkça, ‘Gazze’deki savaş durana dek Lübnan cephesini kapatmayacağız. Hepimiz öldürülsek de Gazzeli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız.’ dedi.
Biz de Ankara’dan Lübnan halkına ve Seyyide sesleniyoruz ve diyoruz ki; ‘İçinde bulunduğunuz büyük sıkıntılara rağmen Gazze’yi desteklemeye devam eden şerefli Lübnan halkı ve onun aziz lideri! Vallahi bizler de sizleri yalnız bırakmayacağız inşallah. Yolunuz yolumuz, ahdiniz ahdimizdir. Özgür Kudüs’te buluşuncaya ve Mescid-i Aksamızda omuz omuza namaz kılıncaya kadar bu kutlu yoldan dönmeyeceğiz.’
Muhterem vatandaşlarımız ve değerli basın mensupları!
Irkçı israil’in bu savaşı tüm bölgeye yayma stratejisi izlediği bu kritik dönemde artık ülkemizin idarecilerinin de elini taşın altına koyma vakti geldi de geçiyor bile.
Aziz milletimiz, hükümetten bir an önce Kürecik NATO radarını söküp atarak gasıp israil’i kör etmesini, siyonist israil’le hemen bugün tüm ilişkileri kesmesini, bu zalim rejimi tanımaktan vazgeçmesini, Azerbaycan petrolünün Bakü-Ceyhan boru hattından işgalci israil’e sevkiyatının durdurulmasını, siyonist elçiliğin kapatılmasını, siyonist israil’de askerlik yapan çifte vatandaşlığa sahip Yahudileri tespit edip vatandaşlıktan çıkarmasını, bu bağlamda Hüda Par’ın verdiği kanun teklifinin hemen yasalaşmasını, Mavi Marmara davasını yeniden açmasını, başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki NATO üslerinden ABD eliyle siyonist israil’e herhangi bir askeri ve istihbari yardımın gitmesini engellemesini ve Haydarpaşa limanında keyfi olarak bekletilen Vicdan Gemisi’ne hareket izni vermesini istemektedir. Şimdi hamasi sözler söyleme vakti değil, eylem vaktidir!
Bu arada Batı Şeria’da Filistinli çiftçilerin haklarını savunurken siyonist askerler tarafından şehid edilen Ayşegül Ezgi Eygi’yi de rahmetle yad diyoruz. Hükümetten, vatandaşımız olan şehid Ayşegül’ün hakkını aramasını ve Türk Ceza Kanunu’nun 12. maddesi gereği katilinin bulunup yargılanması için hukuki süreci gecikmeksizin başlatmasını talep ediyoruz.
Biz Ankara’dan, siyonistler karşısında şanlı bir direniş gösteren Hamas’ı, İslami Cihad’ı, Lübnan Hizbullahı’nı, Yemen Ensarullahı’nı ve Irak İslami Direnişi’ni selamlıyoruz. Sonuna kadar Direniş Cephesi’nin yanındayız. Onlarla iftihar ediyoruz.
Yaşasın Direniş Cephesi, Yaşasın Küresel İntifada, Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İşbirlikçi Rejimler
AKSA TUFANI’NA DESTEK İNİSİYATİFİ