Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım: Filistin Bölgede Kurtuluşun Odak Noktasıdır

Hizbullah’ın Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, yaptığı konuşmada Lübnan'da Direnişin geleceğini ve programını ve Hizbullah’ın Suriye’deki olaylara ilişkin tutumunu ele aldı. 

Görüntülenme: 54 Tarih: 15 Aralık 2024 09:50
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım: Filistin Bölgede Kurtuluşun Odak Noktasıdır

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım Cumartesi akşamı İsrail'in Lübnan'a yönelik son savaşı ve Suriye'deki son gelişmeler de dahil olmak üzere önemli yerel ve bölgesel konulara değindi.

Hizbullah'ın Lübnan'a yönelik saldırının gerçekleşmesini beklediğini ancak Siyonistlerin nasıl bir zamanlama seçeceğini bilmediğini belirten Şeyh Kasım, bu meselenin Aksa Tufanı’ndan önce başladığını ve 7 Ekim’den sonra da devam ettiğini vurguladı ve saldırının Gazze'yi desteklemekle hiçbir ilgisi olmadığını açıkladı:

"Gazze'ye verdiğimiz destek onurlu ve asil bir davranıştı; bu bizim ve tüm ümmetin üzerine düşen bir görevdi. Lübnan'a karşı bir saldırının planlandığını biliyorduk ama ne zaman başlayacağından emin değildik. Eylül ayında başlayan saldırı sadece Gazze'ye verdiğimiz desteğin bir sonucu değil, düşmanın yayılmacı planlarının bir parçasıydı.’"

Şeyh Kasım, Lübnan'a yönelik saldırının İsrail'in yayılmacı projesiyle ilgili olduğunu, çünkü "düşmanın bölgedeki projesinin önünde duran her türlü direnişi ortadan kaldırmak istediğini" vurguladı.

Şeyh Naim Kasım, İsrail rejiminin "asıl hedefi olan Direnişi ezme amacına ulaşamadığını" vurguladı ve şöyle dedi:

"Mücahitlerimiz kara saldırısı yoluyla düşmanın herhangi bir ilerleme kaydetmesini engellemeyi başardı. Boyun eğmek ya da aşağılanmayı kabul etmek Direniş'e uzaktır; bunlar Hizbullah'a uzaktır."

Hizbullah Genel Sekreteri, "düşmanın birçok kez Hizbullah'ın varlığına son vermek istediğini ancak mücahitlerin sahada ilerlemesini engellediğini" ve "Direniş’in füzelerinin İsrail’in iç cephesine ulaşarak onlara büyük acılar yaşattığını" ve yaklaşık 200 binden fazla yerleşimciyi yerinden ettiğini belirtti.

Ayrıca, Direniş’in yüzlerce İsrail askeri öldürdüğünü ve yüzlercesini de yaraladığını, operasyonlarının İsrail içinde ekonomik ve sosyal zarara ve çeşitli hasarlara yol açtığını vurguladı.

Şeyh Kasım İsrail’i ateşkes anlaşmasına götüren üç faktör olduğunu belirtti; bunların direnişçilerin sahadaki efsanevi kararlılığı, şehitlerin kanı ve fedakarlıkları ve cesur adamların savaşı yönetmedeki entegre ve etkili siyasi yönetimi olduğunu vurguladı.

Şeyh Kasım sorunun çatışma değil İsrail saldırganlığı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Bu çatışmayı gerçek bir zaferle sonuçlandırmamızı sağlayan Allah'a şükürler olsun. İsrail düşmanı Hizbullah'ın direnişi karşısında ufkun tıkandığını fark etti ve saldırganlığı durdurmak için bir anlaşmaya gitti.”

Şeyh Kasım şunları söyledi:

“Bizim değerlendirmemize göre direniş kazandı; çünkü düşman Hizbullah'ı ortadan kaldırmak olan temel hedefine ulaşamadı, yerleşimcileri anlaşma olmadan geri gönderemedi ve yeni Ortadoğu'ya Lübnan kapısından giremedi. Biz onun bu hedefine Lübnan kapısından ulaşmasını engelleyen aşılmaz bir bariyerdik.”

İsrail rejimine karşı koymak için şikayetlenmelerin yeterli olmadığına dikkat çeken Şeyh Kasım, “Defalarca söyledik, şimdi de söylüyorum, Filistin bu bölgede kurtuluşun odak noktasıdır” dedi ve şunları ekledi:

“Filistin'in saldırganı ve işgalcisi olan İsrail, Filistin'e yönelik saldırganlığını tüm bölgeyi işgal etmek için bir kalkış noktası olarak kullanıyor. Bir yandan genişlemesini önlemek, diğer yandan da işgalini geçersiz kılmak için bu kanserli tümöre birlikte karşı koymamız, her birimizin kendi kabiliyetine, koşullarına ve gerçekliğine göre, İsrail tarafından birbiri ardına yenilmemizi izlemekten daha iyidir.”

Şeyh Naim Kasım, Direnişin fedakârlık yaptığında, bunun kaybettiği anlamına gelmediğini, aksine devamlılığı için bedel ödediği anlamına geldiğini belirtti ve direnişi kristalize eden şeyin fedakârlıklar olduğunu vurguladı ve fedakârlıkların direnişin devamlılığı için doğal bedel olduğuna işaret etti.

Şeyh Kasım direnişin bazen kazanıp bazen kaybettiğine, bazen bir raundu alıp diğerinde gerilediğine işaret ederek “Bu direnişin doğasında olan bir şeydir, önemli olan ise direnişin devam etmesidir ve kabiliyetleri ne kadar sınırlı olursa olsun sahada kalmasıdır” dedi ve şunu vurguladı:

‘’Direnişin meşruiyeti ister büyük ister küçük kabiliyetler olsun, kabiliyetleri ne olursa olsun davasına olan inancından gelir. Direniş düşmanını devirerek kazanmaz. Bu direniş puanlarla kazanır ve direniş 10 yıl da devam edebilir, 50 yıl da devam edebilir. Lübnan direniş olmadan mı özgürleşti? İsrail işgal ettiği sınır şeridini direniş sayesinde terk etmedi mi? İsrail'i 2006'dan 2023'e kadar 17 yıl boyunca direniş dışında başka ne durdurabildi? 2006'da yeni Ortadoğu'yu engelleyen Temmuz zaferi direniş sayesinde kazanılmamış mıydı?”

Hizbullah lideri ayrıca partinin önümüzdeki döneme ilişkin temel hedeflerini de şöyle özetledi:

Litani Nehri'nin güneyindeki anlaşmanın uygulanması, yeniden yapılanma çabalarının sürdürülmesi,

Lübnan için yeni bir cumhurbaşkanının seçilmesi,

Lübnan'ın topraklarındaki İsrail işgaline ilişkin tutumu ve Lübnan ordusunun nasıl güçlendirileceği gibi sorunlu konularda olumlu bir diyaloğa girilmesi

Lübnan'ın savunma stratejisinin belirlenmesi.

'Hizbullah değişen koşullar karşısında uyum sağlayabilir'

Suriye'nin siyasi manzarasını değerlendiren Hizbullah Genel Sekreteri, rejimin yeni güçlerin eline düştüğünü söyledi ancak bu güçlerin ancak istikrara kavuştuklarında ve net pozisyonlar aldıklarında değerlendirilebileceğini vurguladı.

Şeyh Kasım, Suriye'deki tüm tarafların, tüm mezheplerin ve tüm bileşenlerin yeni hükümetin kurulmasına katılması gerektiğini, böylece Suriye'deki hükümetin bir grubun diğerine üstünlüğünü değil Suriye vatandaşını esas alacağını ifade etti.

Şeyh Naim Kasım, Suriye halkının seçimlerini özellikle de Suriye'de emelleri olan ve İsrail'e hizmet etmek isteyen ülkelerin kontrol etmemesini umduğunu söyledi.

Direniş'in Suriye'den geçen askeri ikmal yolunun kaybettiğini kabul eden Şeyh Naim Kasım, ancak bunu “küçük bir ayrıntı” olarak nitelendirdi ve Hizbullah'ın değişen koşullar karşısındaki uyum yeteneğini vurguladı.

Direnişin esnek olduğunu ve belli bir sınırda durmadığını, önemli olanın direnişin sürekliliği olduğunu, ancak bu yöntem ve yaklaşımların değişebileceğini ve kayabileceğini vurguladı.

Suriye'de devam eden zorluklara rağmen Şeyh Kasım, ‘’Suriye'deki gelişmelerin Lübnan'ı olumsuz etkilemesini öngörmediğinin’’ altını çizdi ve komşu ülkenin halkının istekleri doğrultusunda istikrara kavuşmasını umduğunu ifade etti:

“Suriye'de yaşananların Lübnan'ı etkileyeceğine inanmıyoruz. Aksine, şu anda Suriye'de bir meşguliyet var ve özel koşullar söz konusu. İnşallah Suriye istikrarlı ve rahat bir şekilde halkının istediğini yaparak ortaya çıkacaktır”

“Suriye'yi İsrail'e karşı konumlandığı için destekledik” diyen Şeyh Kasım, Suriye'nin yeni yönetiminin İsrail'i düşman olarak görmeye devam etmesini ve onunla ilişkileri normalleştirmekten kaçınmasını umduğunu ifade etti.

Hizbullah Genel Sekreteri, ‘’bölgedeki genel durumun büyük oranda stresli olduğunu ve Amerika ile İsrail'in bölgedeki birçok yolu kontrol ettiğini’’ belirtti:

“Tüm bölge düzeyinde büyük bir baskıyla karşı karşıyayız, ancak bölgedeki canlı güçlerin var olmaya devam edeceğine ve hareket edeceğine inancımız var ve bu canlı güçler hesaplarını ve çalışma yöntemlerini gözden geçirmelidir” diyerek bölgedeki bu büyük gelişmeyi okuma çağrısında bulundu.

Şeyh Naim Kasım, yüzlerce kilometre ötedeki Golan Tepeleri'nin bir bölümünü işgal eden tehlikeli bir yayılmacı düşmanla karşı karşıya olunduğunu vurguladı ve sordu:

“Dünya ne yaptı? Mevcut tehlike nedir? Tehlike yok ama düşmanın yayılmacı niyetleri var”.

Şeyh Naim Kasım, “Kurulmuş ve etkinliğini kanıtlamış bir direnişe gelin ve bu düşmanın direniş dışında geri çekilemeyeceğini ve topraklardan çıkarılamayacağını gösterin” dedi.

YDH

Yorumlar