İranlı tanınmış gazeteci Hüseyin Pak, X hesabında Lübnan izlenimlerini şu şekilde paylaştı: 'Lübnan’da, uçak sesleriyle değil, diplomatların diliyle şekillenen hassas bir an yaşanıyor. Art arda gelen dış mesajlar, “karar anının geldiği” uyarısında bulunuyor ve Lübnan’ın yeni şartları kabul etmemesi hâlinde “Gazze modeli” ile karşı karşıya kalacağı tehdidini dile getiriyor. Tıpkı Trump yönetimi döneminde Filistinliler için formüle edilen o slogan gibi: “Teslimiyet ya da cehennem.”

Güvenilir siyasi bilgilere göre, Gazze planını Filistin direnişinin silahsızlandırılması ekseninde hazırlayan uluslararası ekip, şimdi neredeyse aynı kadroyla bu planın “Lübnan versiyonunu” hayata geçirmeye çalışıyor. Aradaki fark ise bu kez tekliflerini “Lübnan’ı kesin bir savaştan kurtarma planı” olarak sunmaları; sanki teslimiyetle binilebilecek bir cankurtaran sandalıymış gibi.

Bu süreçte, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdülatî’nin Beyrut’a yaptığı son ziyaret, dış baskıların dönüm noktası oldu. Ondan bir ay önce Mısır İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hasan Reşad Lübnan’a gelmiş ve “direniş silahının rolünün dondurulması” başlıklı bir plandan söz etmişti. Bu plan, karşılığında bazı esirlerin serbest bırakılmasını ve İsrail ordusunun Güney Lübnan’ın bazı bölgelerinden çekilmesini içeriyordu.

Ancak Lübnanlı yetkililer, Abdülatî’nin gündeme getirdiği teklifin tamamen farklı ve çok daha saldırgan olduğunu belirtiyor. Bu defa mesele, silahın işlevinin durdurulması değil; Litani Nehri’nin güneyinden Kuzey Lübnan’a kadar uzanan hattın tamamında derhal tam silahsızlanma sürecinin başlatılması ve hatta “Hizbullah’ın silahları teslim etmeye resmi hazır olduğunu ilan etmesi” talebine kadar uzanıyordu.

Abdülatî bununla da yetinmedi ve ABD ile Suudi Arabistan’ın gözetiminde, Kahire’de İsrail ile doğrudan müzakere önerisini gündeme getirdi. Toplantılara katılan kaynaklara göre Abdülatî, “İsrail’in saldırısı kesin ve bunu durdurmanın tek yolu silahsızlanmadır” uyarısında bulundu.

www.kudusgunu.com