Hamas'tan Uluslararası Açılım Hamlesi

“Hamas, tecrit hâlini kırmak için dünyada ve Avrupa’da bazı ülkelerle temaslar yürütüyor."  

Görüntülenme: 1494 Tarih: 23 Mart 2015 16:15
Hamas'tan Uluslararası Açılım Hamlesi

Gazze krizini çözmeyi amaçlayan ve İsrail ile Filistinliler arasında beş yıllık ateşkes öngören yeni bir girişim kapsamında Avrupalı diplomatların Hamas-İsrail ateşkesine dönük görüşmeler yürüttüğü 9 Mart'ta açıklandı. Buna göre ateşkes döneminde Gazze yeniden imar edilirken kara ve havada askeri faaliyetler duracak, abluka kaldırılacak ve sınır kapıları açılacak.

Hamas asla böyle bir teklifte bulunmadığını söylese de son dönemdeki temaslar, Hamas'ın Avrupalı ve Batılı diplomatlarla ilişkilerinin derinleştiğine işaret ediyor. Gazze'ye sık sık gelen Avrupalı diplomatlar, Gazze'nin geleceği, Hamas-el-Fetih uzlaşısı, İsrail'le ateşkes gibi konularda hem Hamas'la hem başka kesimlerle görüşmeler yapıyor.

1987'nin sonlarında kurulan Hamas ilk yıllarında dış ilişkileri önemsemedi. Ağustos 1988'de açıkladığı kuruluş tüzüğünde de herhangi bir uluslararası boyuta yer vermedi. Hareket, siyasi duruşunu anlatma bakımından dış ilişkilerin önemini o günlerde kavramamıştı.

Ancak son beş yılda bu eksiklik fazlasıyla idrak edildi. Hamas, Avrupalı ve Asyalı ülkelerle siyasi ilişkiler geliştirmeye, ziyaretçiler ağırlamaya ve dış dünyaya dönük başka jestler yapmaya başladı. Bu açılım teknik olarak Hamas'ın 2006 meclis seçimlerini kazanmasıyla başladı. Buna rağmen Hamas, FKÖ'nün 1970'ler ve 1980'lerde izlediği yola sürüklenmekten hâlen ürküyor. Uluslararası toplum FKÖ'yü uysallaştırıp barış sürecine çekmeyi başarmış ve örgüte silahlı mücadeleyi bıraktırmıştı.

Hamas'ın İsviçre ile iyi ilişkileri var. Hareketin bazı liderleri İsviçre'ye ziyaretler yaparken İsviçreli diplomatlar da sık sık Gazze'ye geliyor. Hamas Siyasi Büro üyesi Mahmud Zahran, ekim 2014'te İsviçre'nin Hamas hükümetindeki memurların maaşlarını ödemek üzere maddi destek sağlamayı düşündüğünü belirtmişti.

Hamas İsviçre'yi Batı'ya açılan kapısı olarak görüyor. Hamas'la Gazze'de veya dışarıda bazen alenen, bazen gizli görüşen İsviçreli diplomatlar İsrail'in öfkesini çekiyor.

Europal Forumu da 7 Mart'ta Londra'da Lordlar Kamarası'nda Gazze'nin yeniden inşası ve Avrupa'nın Hamas'a yaklaşımı konusunda bir seminer düzenledi. Toplantıya Lord John Montagu ve İşçi Partisi vekili Jeremy Corbyn'in yanı sıra Azam Tamimi ve Zahir Biravi gibi Hamas'a yakın Filistinli akademisyenler katıldı.

24 Şubat'ta ise İsrail'in İsveç Büyükelçisi Isaac Bachman İsveç'i Hamas'la ilişki kurmakla suçladı. Bu tepkinin nedeni İsveç dışişleri bakan yardımcısının Filistinlilere destek ifaden eden bir açıklama yapması ve İsveç Kilisesi'nden bir papazın Gazze'yi ziyaret etmesiydi.

Hamas, 8 Şubat'taki Münih Güvenlik Konferansı'nda da gündem oldu. Bir dizi Avrupalı bakanın yer aldığı toplantıda İsrail İstihbarat Bakanı Yuval Steinitz'in terörizmle suçladığı Hamas'a Katar Dışişleri Bakanı Halid El Attiye sahip çıktı.

Hamas'ın açılım çabaları Latin Amerika'ya kadar uzandı. Brezilya'da ikinci defa başkan seçilen Dilma Rousseff'e 12 Ocak'ta kutlama mesajı gönderen Hamas, Brezilya liderinin son Gazze savaşındaki tutumuyla gurur duyduğunu belirtti. Brezilya savaş sırsında İsrail'deki büyükelçisini geri çekmişti.

Daha sonra 12 Şubat'ta Brezilyalı bir heyet, Yasama Meclisi'nin Hamas bağlantılı üyeleriyle Ramallah'ta bir araya geldi. Brezilya'nın Filistin'deki elçi vekili João Marcelo Queiroz Soares'in başında bulunduğu heyetle Hamas bağlantılı siyasetçiler Ahmed Atvan, Muhammed Tavta ve Aymen Daragme görüştü.

Asya'ya gelince Hamas Siyasi Büro üyesi Muhammed Nasır'ın başında bulunduğu bir heyet, kasım 2014'te Endonezya ve Malezya'ya giderek resmi yetkililerle iş birliği konularını görüştü.

Hamas, düne kadar “Siyonist sömürgeci sistemin” temsilcisi olarak görüp düşman addettiği, hatta bazılarına Müslüman karşıtı Haçlılar, dediği Batılı ülkelerle bugünkü ilişkilerinden oldukça memnun. Hamas'ın bu ülkelerle hiçbir temas fırsatını kaçırmaması binlerce Hamas üyesinin yetiştiği birçok eski ideolojik fikri artık geride bıraktığına işaret ediyor.

Hamas'ın dış ilişkiler sorumlusu Usame Hamdan bu konuda Al-Monitor'a şu açıklamayı yaptı: “Hamas'ın yeni ilişki kurduğu, var olan eski ilişkilerini canlandırdığı, mevcut ilişkilerini geliştirdiği ülkeler ile sürdürdüğü temaslara dair önümüzdeki günlerde sürprizler olabilir. Hamas Batı'da resmen temsil edilmese de dış ilişkilerinde bazı açılımlar sağladı.” Hamdan, söz konusu ülkeleri zor durumda bırakmamak adına isim vermekten imtina etti. Ancak Hamas'ın bazı Avrupalı devletlerle temas hâlinde olduğu anlaşılıyor.

Avrupa Adalet Divanı, 17 Aralık 2014'te Hamas'ı terörist örgütler listesinden çıkararak hareketin Batı'yla ilişki geliştirmesi için fırsat yaratmıştı.

Hamas'la resmi ilişkisi olmayan ülkelerin diplomatları ise Gazze'de Hamas'a yakın akademisyen ve siyasetçilerle görüşmeyi tercih ediyor ve bu yoldan hareketle mesaj alışverişinde bulunuyor. İsrail'in tepkisini çekmemek için bu yolu tercih eden diplomatlar Gazze'ye kuzeydeki Erez sınır kapısından giriyor.

Hamas'la yabancı diplomatların buluşmasına aracılık eden Filistinli bir kaynak kimliğinin gizli kalması kaydıyla Al-Monitor'a şu bilgileri aktardı: “Avrupalılar Hamas'la temaslarında hareketin barış sürecine ilişkin tutumu, İsrail'in tanınması, El Kassam Tugayları'na ait silahların ne olacağı gibi konularda sorular soruyor. Hamas ise muğlak ve belirsiz cevaplar veriyor ve bu da Avrupalıları pek memnun etmiyor. Hareket şu an zaman kazanmak, uluslararası düzeyde yeni dostalar edinip düşmanlarının sayısını azaltmak istiyor.”

Hamas'ın uluslararası ilişkiler sorumlusu Besim Naim ise Al-Monitor'a şu açıklamayı yaptı: “Hamas, tecrit hâlini kırmak için dünyada ve Avrupa'da bazı ülkelerle temaslar yürütüyor. Bizimle iletişim hâlinde olan ülkeler var ama kendilerine göre bazı gerekçelerle bunu kamuoyunda açıklamıyorlar, açıklanmasını da istemiyorlar. Ancak Hamas'ın (…) Filistin meselesinin çözümünde yer alması gerektiğini kabul ediyorlar.”

Gazze, Ramallah ve Kudüs arasında gidip gelen Avrupalı bir büyükelçi ise Al-Monitor'a şu değerlendirmede bulundu: “Avrupa ve uluslararası toplum İslam Devleti'nin, diğer cihatçı örgütlerin yükselmesiyle Hamas'ın İsrail meselesindeki rolünü daha iyi anlamaya başladı. Çünkü Hamas'ın diğerlerinden daha rasyonel olduğu görüldü. Hamas'la uluslararası temasların artması iki konuyla alakalı: Birincisi El Fetih'le uzlaşıyı sağlama gereği. Filistin Yönetimi Hamas'la doğrudan muhatap olmamızdan hoşnut olmadığını hissettiriyor. İkinci konu ise İsrail seçimleri. Sandıktan çıkacak sonuca göre İsrail'in de Hamas'a karşı seçenekleri belli olacak. Yani Hamas'la çatışma mı, diyalog mu tercih edilecek?”

Son olarak Hamas'ın 2006 seçim zaferinden bu yana dünyanın her yerinden diplomatlarla dokuz yıldır sürdürdüğü temaslar, uluslararası toplumun Hamas'a yönelik açılım eğilimini ve siyasi ilişki kurma arzusunu gösteriyor. Söz konusu devletlerin tüm bu istişarelerin Gazze'de ya da kimi Arap ve Avrupa ülkelerinde kapalı kapılar ardında kalmasında ısrar etmesi bu gerçeği değiştirmiyor. Hamas'ın dış temaslarında en önemli isim olan, İsmail Haniye'nin eski siyasi danışmanı Ahmed Yusuf da 2 Şubat'taki açıklamasında bu durumu teyit etmişti.

Ancak Hamas şunun da pekâlâ farkında ki İsrail'le yaşadığı çatışmaya ve silahlı mücadelesine dair ileriye dönük nasıl bir vizyon öngördüğünü net bir şekilde açıklamadığı sürece uluslararası toplum bu temaslar yoluyla Hamas'ı resmen tanımayacaktır. Hâl böyle olunca, silahlı kanadı gece gündüz İsrail'le yeni çatışmalara hazırlanan bir hareket olarak Hamas'ın kendini ne kadar kabul ettirebileceği kuşkulu.

İslami Analiz

Yorumlar