Bu açıklama, Ivad'ın ölüme doğru gitmesinde işgal yönetiminin kasıtlı ve ısrarlı uygulamalarının büyük payının olmasının yanı sıra Filistin'deki hastane imkânlarıyla tedavisi artık imkânsız hale geldikten sonra daha iyi şartlarda tedavi görmesinin ihmal edilmesinin de önemli bir payı olduğunu gözler önüne seriyor.
Bugün sabah şehit olan eski esir Cafer İbrahim söz konusu açıklamasında şöyle diyor:
"Ben özgürleştirilmiş esir Cafer Ivad. Özerk yönetime, kurumlara ve oluşumlara Almanya'da tedavi görmem için nakil işleminin yapılması talebiyle çağrıda bulunuyorum. Talepte bulunmama rağmen şu ana kadar nakil işlemi için herhangi bir girişimde bulunulmadı. Ben özgürleştirilen esirlerdenim ve her gün bin kere ölüme doğru gidiyorum.
İşgal yönetimi İşel cezaevinde bana bir iğne vurdu. Ondan sonra bedensel fonksiyonlarımı kaybetmeye başladım. Konuşamaz, yemek yiyemez, yürüyemez hale geldim. Organlarımda zayıflamalar başladı. Şeker ortaya çıktı ve crohn hastalığı (bağışıklık kaybı) baş gösterdi.
Şimdi ağrı kesicilerle yaşıyorum. İşgal yönetiminin zindanlarından çıkarıldığımda tedavimin tamamen onun üzerine olacağı bana bildirilmişti. Fakat iş ciddileşince kimse beni tanımadı."