Anti Siyonizm Anti Sömürgeciliktir!

Yerleşimci-sömürgeci bir toplumun varlık nedeni yerlilerin yerinden edilmesi ve yerlerini yerleşimcilerin almasıdır. En iyi koşullarda yerliler kuşatılmış yerleşim bölgelerine kapatılabilir, en kötü koşullarda akıbetleri sürülmek ya da yok edilmektir. 

Görüntülenme: 1136 Tarih: 10 Nisan 2015 16:32
Anti Siyonizm Anti Sömürgeciliktir!

En temel özelliklerini bizim gibi yakından tanıyanların İsrail seçim sonuçlarına şaşırmış olması mümkün değil. Birçok arkadaşım gibi ben de liberal Siyonist bir hükümetin seçilmemiş olmasıyla rahatladım. Zira bu,  Filistinlilerin acıları sürerken  “barış süreci” seyirliğinin ve iki devletli çözüm yanılsamasının uzayıp gitmesine olanak sağlayacaktı.

Her zaman olduğu gibi, kaçınılmaz sonucu çıkaran, iki devletli çözümün sonunu ilan ederken bizzat Başbakan Binyamin Netanyahu oldu. Böylece hepimizi İsrail'in Filistin'deki sömürgeci projesine uluslararası dokunulmazlık kazandıran akıl dışı fikrin, vakti çoktan gelmiş de geçmekte olan cenazesine çağırıyordu.

Bütün dünya ve yerel uzmanlar Isaac Herzog ve Tzipi Livni'nin başını çektiği Siyonist Birlik listesinde vücut bulan, tükenmenin eşiğindeki bir İsrail ideolojik eğilimi olan liberal Siyonizm için hiç de gerçekçi olmayan bir şekilde zafer umarken bu seyirliğin gücü sergileniyordu.

İsrail'in en dakik istatistikçileri tarafından derlenen sandık çıkışı anketleri hüsnükuruntuyu pekiştiriyordu, liberal cephenin kazanacağı beklentileri Netanyahu'nun zaferiyle şok ve hüsrana dönüşürken sonuç koca bir medya fiyaskosu oldu.

Bozgun

İsrail seçimleri üzerine bir ilk çözümlemeye bu bozguna biraz daha yakından bakarak başlamakta yarar var.

Netanyahu'nun Likud Partisi'ne oy verenlerin önemli bir kısmı Arap ve Müslüman ülkelerden gelmiş Yahudilerin ikinci kuşağından.

Onlara bu sefer blok halinde Netanyahu'ya oy veren işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan yerleşimci toplulukları katıldı. Arap Yahudiler Netanyahu'dan çok Likud için oy verdiler. Yerleşimcilerse Likud'un oluşacak parlamentodaki en büyük parti olmasını garantileyebilmek için, yeni politik mevzileri, yani Batı Şeria'nın bütünüyle ilhakını savunan Naftali Bennett'in Yahudi Evi partisi pahasına bu şekilde oy kullandılar.

Bu grupların hiçbiri yaptığı seçimden tam anlamıyla mutlu değildi ve bir kere daha Netanyahu'ya oy verme kararını açıklamakla gurur duymuyorlardı. Belki de bu yüzden, sandık çıkış anketlerinde birçoğu gerçekte kime oy verdiğini itiraf etmedi.

Sonuç ünlü anketçiler için tam bir felaket oldu. Daha sandık çıkış anketleri yapıldığında ilan edilmesi gereken manşeti kaçırdılar -2015'te Likud için ezici bir zafer ve liberal Siyonist cephe için hayal kırıklığı verici bir sonuç. Daha heyecan verici olan haber ise Ortak Liste'yi oluşturmak için bir araya gelen ve Likud ve Siyonist Birlik'ten sonra en büyük parlamento grubunu kazanan İsrail'in Filistinli vatandaşlarının başarısı oldu.

Likud'un Zaferi

Seçimlerin üç sonucu –yeniden güç kazanmış bir Likud, yenilmiş bir İşçi Partisi (Siyonist Birlik, İşçi Partisi'nin Livni'nin “Hareket” listesiyle oluşturduğu bir ortaklıktır) ve birleşik bir Filistin temsiliyeti- uluslararası kamuoyu tarafından görmezden de gelinebilir, gündemden hiç düşmeyen Filistin sorununa ilişkin yeni yaklaşımlar geliştirilmesinde katalizör görevi de görebilir.

İsrail'de artan ekonomik zorluklardan beslenen sosyal istikrarsızlığa ve uluslararası kamuoyunda Yahudi devletinin şimdiye kadar eşi görülmemiş saygınlık kaybına rağmen Likud'un zafer kazanması, yakın gelecekte İsrail'in içinden kaynaklanan bir değişim olmayacağını açıkça gösteriyor.

İşçi Partisi bu arada en yüksek potansiyeline ulaştı, daha fazlasını yapması beklenemez, onun için bir seçenek de sunmuyor. Bunun temel sebebi kendisinin bir seçenek olmaması. 2015'te İsrail hâlâ yerleşimci-sömürgeci bir devlet. Bu ideolojinin liberal versiyonu da Filistin'in yerli halkına hakiki bir uzlaşı öneremez.

Likud 1977'deki tarihi zaferiyle iktidara ilk gelişinden beri Yahudi seçmenler Siyonizmin sulandırılmış, liberal çeşidindense, denebilir ki  “sahicisini” kararlılıkla tercih ettiler.

İşçi Partisi, Filistinli liderlerin en ılımlılarına dahi, tarihsel Filistin'in ancak beşte birini oluşturan Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde de olsa, gerçek bir egemenlik tanıyacak hiçbir anlaşma öneremeyeceğini görmemize yetecek kadar uzun süre iktidardaydı.

Sebep çok basit: yerleşimci-sömürgeci bir toplumun varlık nedeni yerlilerin yerinden edilmesi ve yerlerini yerleşimcilerin almasıdır. En iyi koşullarda yerliler kuşatılmış yerleşim bölgelerine kapatılabilir, en kötü koşullarda akıbetleri sürülmek ya da yok edilmektir.

Sömürgesizleştirme

Artık uluslararası kamuoyu için sonuç net olmalı. Ancak yerleşimci devletin sömürgesizleştirilmesiyle uzlaşmaya varılabilir. Bu sömürgesizleştirmeyi başlatmanın tek yolu da yirminci yüzyılda uzun süre ayakta kalan bir başka yerleşimci devleti olan apartheid Güney Afrika'sına uygulanan yaptırımların aynılarının hayata geçirilmesidir.

BDS–boykot, yatırımların çekilmesi ve yaptırımlar- seçeneği hiçbir zaman bugünkü kadar anlamlı gözükmemiştir. Umulur ki BDS, sahadaki halk direnişi ile beraber, Yahudi yerleşimci-sömürgeci toplumunun ikinci ve üçüncü kuşaklarından hiç değilse bazılarını Siyonist sömürgeleştirme projesine son verilmesine yardımcı olmaya ikna edecektir.

Dışarıdan ve direniş hareketinden gelen baskı, İsraillileri mülteciler dahil tüm Filistinlilerle ilişkilerini demokratik ve eşitlikçi değerler temelinde yeni bir çerçeveye oturtmaya zorlamanın tek yoludur. Aksi takdirde gelecek seçimlerde Likud'un belki de gelecek Filistin ayaklanmasının sırtından kırk koltuk kazanmasını bekleyebiliriz.

Bu yaklaşımın hâlâ geçerli olmasının iki sebebi var. Sebeplerden biri Ortak Liste. Listenin İsrail siyasi sisteminde hiçbir etkisi olmayacaktır. Aslında tıpkı Filistin Yönetimi gibi İsrail parlamentosu Knesset'teki Filistin temsiliyetinin de günleri sayılıdır. Eğer bir birleşik listenin etkisi olamıyorsa ve eğer güçsüzleştirilmiş bir Filistin Yönetimi liberal Siyonistleri dahi tatmin etmiyorsa, o zaman yeni temsil ve eylem biçimleri aramanın vakti gelmiş demektir.

Ortak Liste'nin önemi başka bir yerde yatıyor. Amaç birliği olanakları konusunda başka Filistin toplumlarının hayal gücünü ateşleyebilir. İslamcıların ve seküler solcuların daha iyi bir gelecek için beraber çalışabilmesi sadece Filistinliler ve İsrailler için değil, giderek kutuplaşan Avrupa için de geniş etkileri olabilecek açılımlar içeren bir örnek. Ortak Liste İsraillileri çok iyi tanıyan, demokratik değerlere derinden bağlı ve yıllarca marjinalleştirildikten ve neredeyse unutulduktan sonra diğer Filistinliler arasında önem kazanan bir grup yerli Filistinliyi temsil ediyor.

Yeni seçeneklerin ortaya çıkacağını ummak için ikinci sebepse, Siyonist yerleşimci-sömürgeci projenin bütün dehşetine ve kalpsizliğine rağmen tarihin gördüğü en kötüsü olmamasıdır.

Yol açtığı korkunç acılara rağmen, özellikle en son olarak yazın Gazze'de gerçekleşen katliamda, İsrail devleti bütün yerli nüfusu yok etmedi ve mülksüzleştirme projesi hâlâ tamamlanmamış durumda. Bu, daha kötüye gitmeyeceği ya da Filistinlilerin sürmekte olan acılarının küçümsenebileceği anlamına gelmiyor.

Vizyon

Bu,  Filistinliler arasındaki temel talebin intikam değil haklarının geri verilmesi olduğu anlamına geliyor. İstedikleri normal bir hayat- Siyonizm'in 19. yüzyıl sonunda Filistin'e girmesinden beri Filistinlilerden esirgediği şey.

Normal hayat, İsrail'deki Filistinlilere uygulanan ayrımcı apartheid politikalarına son verilmesi, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki askeri işgal ve ablukanın sona erdirilmesi ve Filistinli mültecilere kendi topraklarına geri dönüş hakkı tanınması anlamına geliyor.

Bunun karşılığı, Filistin'de ortaya çıkan Yahudi etnik grubunu ilgili tüm tarafların anlaştığı ilkelere dayanan yeni, sömürgecilikten arınmış ve bütünüyle demokratik bir politik düzenin parçası olarak kabul etmektir.

Uluslararası kamuoyu üç temel kabulü benimserse bu vizyonun ortaya çıkarılmasında olumlu bir rol oynayabilir. Birincisi, Siyonizm hâlâ sömürgeciliktir ve dolayısıyla anti-Siyonizm anti-Semitizm değil anti-sömürgeciliktir.

İkincisi, özellikle insan hakları alanında İsrail'e tanıdığı kayırmayı bırakırsa bir bütün olarak Ortadoğu'da bu hakları gözetmeye yönelik yapıcı bir rol üstlenme şansı daha büyük olur.

Ve son olarak hepimiz tarihsel Filistin topraklarındaki masum hayatları kurtarma imkânı için kapının hızla kapanmakta olduğunun farkına varmalıyız –İsrail'in iktidarı denetlenmediği sürece son yıllarda gerçekleşen katliamların tekrarlanmasına kesin gözüyle bakılmalı. Sonuç vermeyen eski “barış” formülleri ivedilikle terk edilerek adil ve uygulanabilir çözümler aramaya başlanmalıdır.

 

Not: Makalenin orijinal başlığı şu şekildedir: “İsrail Seçiminin Verdiği Mesajlar”

Ilan Pappe

Kaynak: intifadayayinlari.com

Yorumlar