İzzet Er-Reşak, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kararın mülkiyet hakkına yönelik tehlikeli bir ihlal olduğunu ve Filistinlilerin mülklerine açıkça el koymayı hedeflediğini, işgal yönetiminin toprakların gerçek sahibi Filistinlileri "İsrail'de bulunmayanlar" şeklinde nitelendirerek mülklerini gasp etme ve Kudüs'ün mahallelerini Yahudileştirme politikası çerçevesinde alınmış bir karar olduğunu bildirdi.
Kararın işgal rejiminin Batı Yaka ve Kudüs'te Filistin halkına ve topraklarına karşı işlediği suç zincirine eklenen yeni bir ırkçı suç olduğunu kaydeden Er-Reşak, Filistinli grupları ve dünyanın özgür insanlarını Filistin halkına uygulanan her türlü tehciri reddetmeye, bu haksız karara karşı çıkmaya, Filistinlilerin topraklarını Yahudi yerleşim birimi inşasından ve Yahudileştirme faaliyetlerinden korumaya, işgal altındaki Kudüs kentinde yaşayan Filistinlilerin direnişlerini desteklemeye davet etti.
İşgal rejiminin 1950 yılında çıkardığı "İsrail'de Bulunmayanların Mülkleri" kanunu Kudüslü onlarca aileyi tehdit ediyor. Kanuna göre, 1948 yılında Batı Yaka'da ve Gazze'de bulunan Filistinliler "İsrail'de bulunmayanlar" olarak nitelendiriliyor. Dolayısıyla Kudüs'te bu kişilere ait herhangi bir arazinin, evin veya başka bir mülkün mülkiyet hakkı doğrudan işgal rejimine geçiyor.
fiem