Söz konusu söyleşide yer alan ayrıntılar ise şöyle:

• Sizce İsrail'in bu girişiminin perde arkasında ne olabilir?

İsrail'in bu konferansa katılmasının bir önemi yok. Çünkü bu rejimin yasa dışı siyasetleri değişmeyerek gündemde kalacak, sahip olduğu nükleer, kimyasal ve biyolojik silah mühimmatı, korku ve dehşet yaratmaya devam edecektir.

• Bildiğiniz gibi İsrail rejimi nükleer kabiliyet ve kapasitesine ilişkin belirsiz, kapalı bir politika izliyor. Hatta Mordehay Vanunu adlı bir mühendisini Dimona Nükleer Santrali hakkında bilgi sızdırdığı gerekçesiyle 18 yıl hapse mahkum etti. Bu rejimin nükleer faaliyetleri konusunda uluslararası yasalara yanaşmaya ne zaman başlayacığı konusundaki düzşünceniz nedir?

Washington İsrail'in her yaptığı işe destek verdiği sürece bu rejim uluslararası toplum önünde sorumluluk almaktan ve cevap vermekten kaçınacaktır. Filistinlilere uygulanan sistematik soykırım ve İran'a yönelik tehdit bunun bir örneğidir.

• Kızıldeniz ve Bab'ül Mendep Boğazı'nın jeopolitik konumuna dair meselelerin, İsrail rejimi ile bazı Arap ülkelerini - örneğin Arabistan - bölgede koolisyon kurmak için için entegrasyona sevk edeceğini düşünüyor musunuz?

İsraili'in şimdi bile Suudi Arabistan dahil hemen hemen Arap ülkelerinin çoğuyla sessiz sedasız gizliden gizliye yürüttüğü diplomatik ilişkileri var. Bu ülkelerin hiçbiri meydan okumaların ve kendi reklamlarını yapmanın dışında, Filistin halkına adalet mücadelesinde destek vermiyor. Elbette Lübnan Hizbullahı bir istisnadır. Amerika da aynı şekilde Filistinlilere hiç destek vermiyor ve İsrail'e verdiği tek taraflı desteklerini sürdürüyor.

• İsrail rejiminin 20 yıl aradan sonra söz konusu konferansa katılmasını bu anlamda inandırıcı ve ikna edici buluyor musunuz?

Ben şahsen İsrail tarafında böyle bir adım ve uygulama görmediğim için bu girişimi inandırıcı ve ikna edici bulmuyorum. İsrail bölgenin ve dünyanın güvenliğini, istikrarını tehdit eden şiddet yanlısı bir devlet terörizmidir.