Sahada yapılan araştırma ve incelemeler işgal güçlerinin bu savaşta Filistinli sivil hedeflere yönelik çivili bomba kullandığını ortaya koyarken, bunun sonucu ölme ve yaralanmaların olduğu tespit edildi.
Gazze’nin Han Yunus şehrine bağlı Huzaa beldesinden olan Atıf Ebu Ruk (53) başına gelenleri şöyle anlatıyor: “17 Temmuz sabahı büyük bir patlama sesiyle uyandık. Patlamanın ardından pencerelerimiz kırıldı. Bu arada karnımın üstünde sıcak bir şeyler hissettim. Elbisemi kaldırınca kan aktığını gördüm. Karın bölgesinde ağır sancılar hissettim.”
Yarasının çok ağır olmadığını gören Ebu Ruk, kanı durdurmak için çalışırken, evde başka çiviler olduğunu gördü. Evin her tarafında çivi gören Filistinli, bunlardan bir tanesinin de kendisine isabet ettiğini anladı.
Tanklar aracılığıyla atılan çivili bombaların her birinde 5000-8000 arası çivi bulunuyor. Atıldıktan sonra yere düşmeden patlayan bombadaki bu çiviler hızla her tarafa yayılıyor.
İşgal güçleri sivillerin ikamet ettiği evlere karşı bu tür bombalar kullandığı gibi birkaç camiye de bu bombalardan attı. Camilere savunmasız sivil insanların; kadın, çocuk, yaşlı ve hasta insanların sığındığını ise çok iyi biliyordu.
fiem