Salih Turhan:"Türkiye-İsrail ilişkilerinde gündeme gelemeyen Ehl-i Sünnet oluşumuz niçin Türkiye-İran ilişkilerinde gündem yapılıyor?"

Anadolu Gençlik Derneği(AGD) Başkent Ankara’da Bölge ve Şube Başkanlarını toplayarak 41’inci dönemin ilk toplantısını icra etti.  

Görüntülenme: 1402 Tarih: 07 Eylul 2015 16:45
Salih Turhan:

Anadolu Gençlik Derneği(AGD) Başkent Ankara’da Bölge ve Şube Başkanlarını toplayarak 41’inci dönemin ilk toplantısını icra etti. 41’inci dönem Bölge ve Şube Başkanları Toplantısı Kur’anı Kerim tilaveti ve MGV ve AGD Genel Başkanı Salih Turhan’ın açılış konuşmasıyla yeni döneme ‘bismillah’ dedi.  Turhan, “Rabbimize hamdolsun, hepimiz Diyarbakır surları önündeki İyaz Bin Ganem’in gayesini yüreğimizde taşıyoruz. Hepimiz Malazgirt’teki inanışın şahlanışını yaşıyoruz. Kosova’da, Niğbolu’da parlayan kılıçlar gibiyiz. Bizans’ın surlarına adalet devletinin bayrağını diken Ulubatlı Hasan’ın izindeyiz. Zorluklar karşısında pes etmeyip atını denize süren Sultan Fatih’in izindeyiz. Şanlı orduları ile Avrupa’nın içlerine yürüyen Kanuni’nin izindeyiz. Rabbimize hamdolsun, hepimiz Çanakkale’de Seyit Çavuş, Sakarya mevzilerinde bir onbaşı, Kıbrıs’ta düşman tahkimatının arasından geçen bir er olmanın heyecanını yüreğimizde taşıyoruz” diyerek konuşmasına başladı.

MİLLİ GENÇLİK 41. YAŞINDA

AGD’nin 1975 yılında temelleri atılan Milli Gençlik Vakfı’na dayandığını hatırlatan Turhan, “1975 yılında Milli Gençlik Vakfı ile başlayan gençlik çalışmamız Anadolu Gençlik Derneği çatısı altında 41’inci dönemine ulaşmıştır. Her ne kadar biz bu döneme 41. dönem desek de biz biliyoruz ve inanıyoruz ki yeryüzünde ilk insanlar başlayan kutlu bir yürüyüşün erleriyiz. Yine biz biliyoruz ve inanıyoruz ki bu yürüyüş yeryüzünde üzerine güneş doğan son insana kadar devam edecektir. Yine Rabbimize hamdolsun ki biz tutum ve davranışlarında Allah’ın ve Peygamberin önüne geçmeyen bir topluluğuz. Biz hayatı iki kelime ile ifade eden bir topluluğuz. Hayat iman ve cihattır. Hayat inanmak ve cehdetmektir, yani mücahede etmektir. Bizim görevimiz baskı ve zulüm kalkıncaya kadar ve adalet tesis edilinceye kadar mücahede etmektir” diye konuştu.

İNSANIN ÖNÜNDE İKİ YOL VAR

İnsanın önünde iki yol olduğuna vurgu yapan Turhan, “Bu yollardan biri peygamberlerin, salih kimselerin ve erdemli insanların yürüdüğü yoldur. Diğeri firavunların, nemrutların, Ebu Leheblerin, zalimlerin ve zorbaların yoludur. İnsan hangi istikamette yürürse yürüsün Allah kaçınılmazdır. Ve elbette akıbet muttakilerindir. Bizim yürüdüğümüz yol meşakkatli olan yoldur. Bu yolun ödülü çekilen meşakkatlerin ardından âlemlerin Rabbinin rızasıdır. Bu yol; Bir borçluyu borcundan kurtarmaktır. Açlık gününde bir öksüzü doyurmaktır. Paçası çamurlu bir yoksula sahip çıkmaktır. Başa gelen tüm sıkıntılara rağmen sabırla istikamet üzere yürümektir. Ve yine insanlığa karşı merhametli olmaktır. İşte merhum Erbakan Hocamızın bizden istediği heyecan tam da bu noktalarda önemlidir. Ne diyordu hocamız: Bir şey istiyorum. Heyecan, heyecan, heyecan! Neyin heyecanını istiyorum, biliyor musunuz? Resimlerde, gazetelerde görüyorsunuz. Varoşlarda yaşayıp şehirlerin kenarındaki çöplüklerden çocukları kurtarmanın heyecanını istiyorum. Filistin’deki savunmasız yavruyu üzerine sıkılan kurşundan kurtarmak için heyecan istiyorum. Afrika’da en basit bir ilacı bulamadığı için ölen küçük yavrunun kurtulması için heyecan istiyorum. Biz elhamdülillah Müslümanız, hayrı ikame etmek ve şerri ortadan kaldırmak inancımızın gereğidir” şeklinde konuştu.

KAPİTALİST PİYASA KOŞULLARINI REDDEDEN BİR HAREKETİZ

Kapitalist piyasa koşullarını reddeden bir hareket olduklarına dikkat çeken Turhan konuşmasına şöyle devam etti: “Faiz, zengini daha zengin,  yoksulu daha yoksul yapan yasal bir sömürü aracıdır. Hiçbir ürünün bedeli bir insanın hayatından daha değerli olamaz. Allah’ın verdiği tüm nimetlerde yoksulların, yolda kalmışların, utançlarından ötürü isteyemeyenlerin de hakkı vardır. Nimetlerin mutlu bir azınlığın elinde toplanması külfetlerin geniş yoksul kitlelerin omuzlarına bindirilmesi kabul edilemez. Alın terinin, el emeğinin sömürülmesi, asgari ücretin açlık sınırının altında olması kabul edilemez. Bir madenci yerin 400 metre altında saati 5 liraya çalışırken bir adamın kolundaki saatin 700 bin lira olması kabul edilemez. Toprağı insansızlaştıran, insanları topraksızlaştıran ve toplu konutlarda ücretli köleler haline getiren bir düzen kabul edilemez. Güvenlik nedeni ile köylerin boşlatılması, tarım ve hayvancılık politikaları ile köylerin boşaltılması, göç eden insanların evsiz kalması ve bunun neticesi konut sahibi olmanın bir soygun düzenine dönüşmesi kabul edilemez.”

IRKÇILIK VE MEZHEPÇİLİKTEN FAYDA GELMEZ

Irkçılıktan ve mezhepçilikten bu coğrafyaya bir fayda gelmeyeceğini kaydeden Turhan, “Kimse anne babasını, rengini, ırkını seçebilme hakkına sahip değildir. Tüm ırkları da renkleri de Allah yaratmıştır. Türk olmanın, ermeni olmanın, Kürt olmanın, Fransız olmanın değil adaletten ya da zulümden yana olmanın hesabını vereceğiz. Hiçbir ırkın bir diğerine üstünlüğü yoktur. Anadilde konuşmak da eğitim de her insanın hakkıdır. Bugün İslam coğrafyasının tarumar olmasının bir sebebi ırkçılık ise diğer sebebi de mezhepçiliktir. Dediğim cümleyi doğru anlayınız. Fenerbahçeli olmak, Galatasaraylı olmak bu ülkede ekonomiden dış politikaya, ekmek fiyatlarından İncirlik’in ABD savaş uçaklarına açılmasına hangi konu üzerinde bir yaptırım sağlıyor? Hiç. Ama buna rağmen Fenerbahçeliler Galatasaraylılar birbirlerini yeseler doyamıyorlar.  Fanatizmden uzak beyefendileri, hanımefendileri tenzih ederiz. Bunun adı holiganlıktır. Şimdi bu ülkede Alevi olmak ya da Sünni olmak ekonomiden dış politikaya hangi konuda belirleyici unsur? Bizim Alevi’mizi de Sünni’mizi de ABD’nin, AB’nin, İsrail’in stratejik ortağı yapmışlar. Bu tartışmaların içine girmenin kime ne faydası var? Türkiye-İsrail ilişkilerinde gündeme gelemeyen ehlisünnet oluşumuz niçin Türkiye-İran ilişkilerinde ısıtılıp gündem yapılır? Kim kime niye tavır alıyor? Bu tavır alışların kime ne faydası var?” şeklinde sorular sordu.

TERÖRÜN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIZ

Baskı ve şiddet ile terörün her türlüsüne karşı olduklarının altını çizen Turhan konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Turuncu tulum giydirilmiş üç adam, elleri ayakları arkadan birleştirilip bağlanıyor,  üçü de zincirlerle kale direği gibi bir platforma asılıyor ve hemen, elli santim var yok, altlarında bir ateş yakılıyor. Sonra adamlar canlı canlı yakılıyor. Tüm dünyaya bu görüntüler servis ediliyor. Nedir bu şimdi? Sözde İslam. Rus İşgalinin şiddetli günleri. Mücahitler bir şehri işgalden kurtarmış. Zafer kutlaması için dünyaya servis edilen tek karelik bir fotoğraf. Bir adam falakaya yatırılmış, mücahitler zafer işareti yapıyorlar ve muhtemelen tekbir getiriyorlar. Fotoğrafın başlığı ‘Çeçenistan’da Şeriat Coşkusu’ Müslümanlar ‘düşmanlarımıza bir tek borcumuz var, o da adalet’ diyen Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç’i anlamalıdır. İslam dünyası, ‘cennete elbette Müslümanlar gidecek, ancak insan gibi yaşamak her insanın hakkıdır’ diyen Derviş Başbakan Necmettin Erbakan’ı anlamalıdır. Yönetmek haksızlıkları, zulümleri ortadan kaldırmak için üçüncü bir tarafın hakem olmasıdır. Yönetmek, baskı ve tahakkümle insanları hizaya sokmak değildir. İslam’ın şiarları, iyiliktir, adalettir, vicdandır, sözünde durmadır, merhamettir” dedi.

AGD’NİN OKSİJEN ÇADIRINDA BULUŞMAK İÇİN DUA EDİYORUZ

Milli Gençlik 41’inci yılının ilk Bölge ve Şube Başkanları toplantısını gerçekleştirirken, AGD’nin Bölge ve Şube Başkanları yeni dönemle ilgili duygu ve düşüncelerini gazetemize değerlendirdi. Anadolu Gençlik Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahman Ergin, “Öncelikle Anadolu Gençlik Derneğimizin 41’inci yılının hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Anadolu Gençlik olarak çok kapsayıcı kucaklayıcı misyonu üstlenmiş bulunmaktayız. Ülkenin en doğusundan en batısına en kuzeyinden en güneyine kadar bütün kesimi kucaklayıcı çalışmalarıyla gençlere ahlak ve maneviyat düsturuyla hareket etmeleri onların İslam’la kucaklaşmaları onların iyiye doğruya faydalıya güzel noktasında AGD olarak yapılan hizmetler takdire şayandır. İnşallah bu yeni dönemde de bu çalışmalar en güzel şekilde ortaya konulur ve başarıya ulaşılır. Her türlü buhranla karşı karşıya olan gençlerin AGD oksijen çadırında buluşmaları için inşallah dua ediyoruz.”

41. YIL GÜZEL GÜNLERİN HABERCİSİ

AGD Adana-Mersin Bölge Başkanı Bekir Bilgiç, “41. dönemimiz en güzel günlerin habercisi olur inşallah. Küresel yapıda dünyada olup bitenler noktasında Müslümanların durumu hiç hoş değil. Ümmet birliğini bilincini ortaya katacak değerlerimizden uzaklaşmış tamamen liberal, kapital ve seküler bir topluma mahkûm olmuş bir durumdayız. Özellikle Anadolu Gençlik Derneği bu dönemde gençliği model olarak ön planda tutacak, Kuran ve sünnet merkezli Allah ve resulüne bağlı bir genç yetişme noktasında mücadele eden ender kurumlardan bir tanesidir. Son dönemlerde ne yazık ki küresel emperyalist ve Siyonist yapı gençliği özellikle Müslümanları ortadan kaldırabilmek ve onları asli hedeflerinden uzaklaştırabilmek için küresel boyutta çok büyük çalışmalar yapmakta. Özellikle medya ayağı dediğimiz noktada sosyal paylaşım sitelerinde birçok Müslüman ‘tebliğ ediyorum’ adı altında fitneye fesada ve bu küresel emperyal yapının tuzağına düşmekte. Bu nokta Milli Görüş teşkilatlarının ana saç ayaklarından olan Anadolu Gençlik Derneği’miz 41. Dönem noktasında özellikle gençlerin sosyo-psikolojik ve İslami temel kaideleri noktasında çok güzel çalışmalara imza atıyor.”

 40 KEMALE ERME YAŞIDIR

AGD Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak, “40 yıl bir adamın kemale erme yaşıdır. Peygamber Efendimiz(S.A.V) de biliyorsunuz 40 yaşında Peygamberlikle şereflenmişti. Dolayısıyla 40 yıl hareketler açısından çok önemlidir. Hiçbir gün ve saate biz AGD ve milli gençlik olarak inkiade uğramadan hayırlı hizmetler yapma yarışının içine girdik inşallah rabbim bundan sonra da bunların milyonlarca mislini yapmayı nasip eder.”

41 YIL ÖNCEKİ AYNI AŞKLA DEVAM EDİYORUZ

AGD Ankara Şube Başkanı Hasan Karaman ise, “Rabbim nice 41 yıllar nasip etsin inşallah. AGD Ankara Şubesi olarak bütün komisyonlarımız ve teşkilatlarımızla hazırlıklarımızı tamamladık. Yeni yılda da 41 yıl önceki aynı aşk, heyecan ve azimle çalışmalarımızı ve hizmetlerimizi yapma gayreti içerisindeyiz. Rabbim Anadolu Gençliğin sancağı altında son nefesimizi vermeyi nasip ve müyesser eylesin.”

 

Kaynak : Milli Gazete

Yorumlar