Mahir Hammud:''Bugün görüyoruz ki, direnişi yalnızca İran destekliyor.''

Bugün görüyoruz ki, direnişi yalnızca İran destekliyor. Diğerleri ise Gazze’nin abluka altına alınmasına ve oraya giden yardımların engellenmesine ortak oluyorlar. 

Görüntülenme: 1381 Tarih: 05 Aralık 2015 07:41
Mahir Hammud:''Bugün görüyoruz ki, direnişi yalnızca İran destekliyor.''

Lübnan’ın önde gelen Sünni âlimlerinden Şeyh Mahir Hammud bu haftaki hutbesinde Müslüman Âlimler Birliği’nin Türkiye’ye destek ve Rusya’yı boykot çağrısını eleştirerek Müslümanların hakikatin yanında batılın karşısında durmak zorunda olduğuna vurgu yaptı.

Şeyh Mahir Hammud’un 4 Aralık 2015 tarihli Cuma hutbesi şöyle:

“Kur’an-ı Kerim batıla karşı hakkın yanında yer almamızı emreden ayetlerle dolu… Her ne olursa olsun hakkın yanında ve batılın karşısında… Müslüman ve dindar bir kimse batılla iştigal ediyor olsa bile… Aynı şekilde kâfirlerin yaptığı her eyleme de batıl gözüyle bakılmamalıdır. Kur’an’da da Nisa Suresi 105-113. ayetler arasında bahsi geçen bir kıssa bize bu konuda en açık örnekliği ortaya koyuyor. 9 ayet boyunca Müslümanlar tarafından hırsızlıkla suçlanan bir Yahudi savunuluyor ve görüyoruz ki asıl hırsız bir Müslüman… Rasulullah (sav) hakkında hüküm verinceye kadar Müslüman olanın ailesi onu savunmaya devam ediyor, ancak ayetler nazil olduktan sonra her şey açıkça ortaya çıkıyor.

Bugün çok sayıda İslami hareket ve kurumun da Kur’anî naslara zıt düşecek şekilde hata yapmış dahi olsa Müslüman’ın yanında durduğuna şahit olmuyor muyuz? Ya da farklı mezhebe mensup olan bir kişinin hakikat üzere yaptığı eylemini kabullenemediğine… Bunun en açık örneğine Karadavi’nin başkanlığını yaptığı Müslüman Âlimler Küresel Birliği’nin Müslümanları Türkiye’nin yanında durmaya ve Türkiye’ye karşı yaptıkları dolayısıyla Rusya’nın ürünlerini boykot etmeye çağırmasında şahit olmadık mı? Bu çağrıyı yaparken Türkiye’nin tekfirci grupları desteklediğini, onlara kapılarını açtığını, Suriye’yi yıkmaları için her türlü ihtiyaçlarını karşıladığı gerçeğini göz ardı mı ettiler? Her şeyden önce Türkiye’yi bu yaptığının şeriatta hiçbir karşılığının olmadığı yönünde uyarmaları gerekmez miydi? Evet, Erdoğan’ın dini noktada Kur’an’ın ezberlenmesi, başörtüye izin verilmesi, okullarda Arapça öğreniminin önünü açması, camiler inşa etmesi gibi göz ardı edilemeyecek adımları mevcut… Ancak bu adımların siyasi yanlışların üzerini örtmesi ya da Türkiye’ye Amerika’nın isteklerini yerine getirme hakkı tanıması mümkün değil!

Aynı şekilde direnişin ortaya koyduğu başarıların mezhebi farklılıklardan dolayı göz ardı edilmesi de bu kapsamda… Bugün görüyoruz ki, direnişi yalnızca İran destekliyor. Diğerleri ise Gazze’nin abluka altına alınmasına ve oraya giden yardımların engellenmesine ortak oluyorlar. Bu durum bize şu ayeti hatırlatıyor: “Kim İslam’a davet olunduğu halde Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Saff:7) Kendilerine yalan söylemeyi mübah görüyorlar, İslam’ı temsil ettiklerine inanıyorlar. Hatta kendi grup ya da taraflarını savunmayı İslam’dan zannediyorlar. Şeytan da onlara yaptıklarını süslü gösteriyor. Gençler ise onların itaat makamı oldukları gerekçesiyle peşlerinden yürüyorlar.”

İSLAMİANALİZ

 

 

Yorumlar