Lübnanlı Gazetecinin Gözünden Türkiye-İsrail İlişkileri

Lübnanlı gazeteci Muhammed Seyfuddin, Türkiye-İsrail görüşmelerini değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı.  

Görüntülenme: 1485 Tarih: 18 Aralık 2015 08:17
Lübnanlı Gazetecinin Gözünden Türkiye-İsrail İlişkileri

Lübnanlı gazeteci Muhammed Seyfuddin, Türkiye-İsrail görüşmelerini değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı.

Söz konusu yazıyı Sena Gürler’in tercümesiyle yayımlıyoruz:

Son yıllarda Türkiye'nin dış siyasetinin geldiği durum "komşularla sıfır sorun"dan, İsrail istisna olmakla birlikte diğer tüm ülkelerle "sıfır dostluk"a dönüştü. İsrail ve Türkiye arasındaki son anlaşma İsrail basınında "tarihi dönüm noktası" olarak niteleniyor.

Hiç kimse 2009 yılının başında Davos Zirvesi'ni öfkeli bir şekilde terk eden Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden İsrail'in yanında göreceğini tahayyül edemezdi. O günlerde Türkiye'nin başbakanı olan Erdoğan'ın Peres'e yönelttiği sözler, Erdoğan'ın Arapların ve Müslümanların kalbinde lider olmasına yol açmıştı.

O kadar ki, Erdoğan kurduğu bir iki cümleden dolayı bölge halklarının gözünde kutsal bir konuma yerleşti. Erdoğan'ın resimleri ve Türk bayrakları Arap ülkelerinin caddelerinde boy gösterdi. Herkes "Filistin için üzülen" bir bölge liderinin varlığına alkış tuttu. Nitekim Erdoğan Peres'e "Senin söylediklerin karşısında insanlar alkış tuttukları zaman ben üzülüyorum. Çünkü çok sayıda insan öldürüldü. Bu bir insanlık suçudur" demişti.

Ardından İsrail Mavi Marmara gemisine saldırdığı zaman Erdoğan insanların kalbinde çok daha özel bir yere sahip oldu. Türkiye ve İsrail ilişkileri geriledi. Özellikle de Türkiye'nin AB'ye girme çabalarının karşılıksız kalmasının ardından Türkiye iyice batıdan ve İsrail'dense yüzünü Arap halklarına döndü.

Ahmet Davutoğlu yayınladığı "Stratejik Derinlik" kitabında Türkiye'nin İslam dünyasına ve Arap ülkelerine yönelmesi gerektiğini ayrıntılı olarak anlatıyordu. Ardından Davutoğlu "komşularla sıfır sorun" siyasetini hayata geçirmek üzere Dışişleri Bakanı oldu.

Ardından Kurtlar Vadisi dizisinin başkahramanı Polat Alemdar bu düşünceyi görüntüye döktü. Dizi adeta Türkiye'nin komşularına karşı uyguladığı dış siyaseti ortaya koyuyordu.

KURTLAR VADİSİ "ARAP"

Gerçek Kurtlar Vadisi'nin yaşanması, yani Arap Baharı'nın başlamasıyla birlikte Türkiye Mısır, Suriye ve diğerlerine karşı bir savaşa girdi. Kanlı olayların ardından İhvan Mısır'da başa geçti ve bu sayede Türkiye İhvan'ı desteklediği için kendisini Mısır üzerinde nüfuz sahibi gördü. Sonra İhvan yönetimi kaybetti ve böylece Erdoğan'ın da "Tayyip (hoş)" olan imajı yıkıldı.

Yeni Mısır yönetimiyle ilişkiler kötüye gitti. Ardından Şam ve Bağdat'la... Ve son olarak Moskova yönetimiyle... Erdoğan Rus uçağını düşürerek hata yaptı. Putin 100 Milyar dolarlık doğalgaz projesini durdurduklarını açıkladı. Türkiye'nin Suriye krizinde oynadığı etkin rolü Rus güçleri engellemeye çalıştı.

Rusya en büyük darbesini belgelerle ve görüntülerle Ankara'yı "IŞİD"in oluşumundan ve petrol ticaretinden sorumlu tutarak indirdi.

Moskova ardından batıya "Avrupa Birliği'ne dahil etme hususunda müzakere ettiğiniz Türkiye size en büyük zararları veren terör gruplarının da sorumlusu" mesajı verdi. Ardından Erdoğan ailesini suçladı.

TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİ "TARİHİ BİR DÖNÜM" NOKTASINDA...

Türkiye son yıllarda bölgede izlediği siyaset sonucunda İsrail'den başka hiçbir dost bulamadı. Bu bağlamda son olarak İsrail basın kaynakları İsrailli yetkililer ile Türk Dışişleri Müsteşarı arasında İsviçre'de gizli bir toplantı gerçekleştirildiğini ortaya çıkardı. Toplantıda anlaşma hususunda ilk adımlar atıldı.

İsrail'de yayın yapan Kanal 10 televizyonunun haberine göre anlaşmanın önümüzdeki günlerde imzalanması bekleniyor. Anlaşma kapsamında Ankara yönetimi topraklarından doğalgaz aktarımına müsaade edecek ve hızlı bir şekilde Türkiye İsrail arasında doğalgaz satın alımı başlayacak.

Ayrıca İsrail basın kaynaklarının ifadesine göre Ankara yönetimi Hamas Hareketi'nin Türkiye'deki çalışmalarını kısıtlamayı, hareketin yetkili isimlerinden olan Salih El-Aruri'nin Türkiye'ye girişini yasaklamayı ve terör eylemlerini engellemeyi kabul etti. Yine anlaşma kapsamında iki ülkenin büyükelçileri geri gönderilirken Mavi Marmara'dan dolayı İsrail askerleri hakkında açılan davalar da iptal edilecek.

İsrail basın kaynakları Tel Aviv yönetiminin Mavi Marmara'da hayatını kaybedenler için 20 Milyon Dolar tazminat ödemeyi kabul ettiğini ve Mavi Marmara'da zarar görenler için hayır fonu oluşturacağını açıkladı. Kanal 10, iki ülke arasındaki ilişkilerin "tarihi bir dönüm noktasında" olduğunu ifade etti.

"TARİHİ DÖNÜŞÜMÜN" BEDELİNİ FİLİSTİN ÖDÜYOR

Bu gelişme ne kadar seçimlerde Erdoğan'ı destekleyen Türk seçmenler için sıradan karşılanmış olsa da, Erdoğan'ı Peres'e meydan okuduğu günden beri büyük bir İslam kahramanı olan olarak görenler açısından pek de olumlu karşılanmadı. Bölge halkları bu anlaşmanın faturasının Filistin tarafında nasıl ödeneceğini merak ediyorlar.

Anlaşmada Gazze'yle ilgili hiçbir hususa yer verilmemesi de ayrıca dikkat çekti. Zira Erdoğan'ın geçtiğimiz yıllarda temel şartı Gazze'ye dönük ambargonun kaldırılmasıydı. Ancak görünen o ki o şarttan da vazgeçildi.

Terör gruplarıyla gizli anlaşma halinde olduğu iddia edilen Türkiye'nin "komşularla sıfır sorun" siyaseti açıkça ifade edilmese de İsrail ve IŞİD'den başka hiçbir devletle sağlanamamış gözüküyor.

İSLAMİANALİZ

Yorumlar