Parti Genel Merkezi’nden gerçekleşen ve yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından, YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk bir değerlendirme yaptı. Ülkemizin ve İslam coğrafyasıNIN tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hassas bir dönemden geçtiğini vurgulayan Asiltürk,  “Bütün İslam dünyasında zulüm vardır. Kan ve gözyaşı akmaktadır” dedi. 

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu önceki gün toplanarak ülkemizde ve İslam coğrafyasında yaşanan endişe verici gelişmeleri değerlendirdi.

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu önceki gün toplanarak ülkemizde ve İslam coğrafyasında yaşanan endişe verici gelişmeleri değerlendirdi. Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşen ve yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından, YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk bir değerlendirme yaptı. Ülkemizin ve İslam coğrafyasının tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hassas bir dönemden geçtiğini vurgulayan Asiltürk, “Bütün İslam dünyasında zulüm vardır ve kan ve gözyaşı akmaktadır” dedi.

SAĞDUYUYA İHTİYACIMIZ VAR

“Akdeniz, namluları İslam dünyasına çevrili birçok yabancı askeri güçle kaynıyor. Bölgemiz hızla büyük bir savaşın içine sürükleniyor. Bu hassas dönemde ülke olarak her zamankinden daha fazla aklıselim ve sağduyuya ihtiyacımız var. Çünkü yapılacak en ufak bir hata, atılacak en ufak bir yanlış adım telafisi imkânsız zararlara sebep olabilir.  Bu yüzden iktidarıyla muhalefetiyle herkesin büyük bir basiret ve feraset ile hareket etmesi gerekmektedir” değerlendirmesinde bulunan Asiltürk, karşı karşıya bulunduğumuz bu zorlu sürecin, selametle atlatılabilmesi için Saadet Partisi’nin her türlü olumlu çabayı ortaya koyacağını kaydetti. Asiltürk, şunları kaydetti: “YİK üyesi arkadaşlarımızla ülke meselelerini konuşmak üzere toplandık. Saadet Partimiz yaşadığımız sürecin memleketimizi getireceği noktayı defalarca hatırlatarak uyardığı halde ilgilenilmedi.

BATI’NIN TAVSİYELERİ İLE ÇÖZÜM BULUNMAZ

Bugün Güneydoğu Anadolu’da yaşanan terör olayları ülkemizde huzur ve barışı tehdit eder bir noktaya gelmiş bulunmaktadır. Batılıların tavsiyelerine uyularak çözüm bulunmaz. Çözüm bizleri Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Acemiyle altı yüz sene kardeşçe yaşatan düzenle sağlanabilir. Çözüm ahlâki ve mânevî değerlere bağlı olarak sağlanırsa kalıcı olur. Aynı şey Suriye ve Irak içinde geçerlidir. Orta Doğudaki gelişmeler Milli güvenliğimiz ve toprak bütünlüğümüzle doğrudan ilgilidir. Ancak koalisyon güçlerinin hedef ve çıkarları bizimle uyum halinde değildir. Türkiye’nin dış politikasını âcilen yeniden değerlendirmesi gerekmektedir. Bu ilke çerçevesinde ülkemizin ve bölgemizin barışı, huzuru ve kardeşliği için bundan önce olduğu gibi bundan sonra da her türlü olumlu gayreti gösterenler destek olacağız.

TEK KÂRLI ÇIKAN İSRAİL

Bölgedeki bu gelişmelerden istifade eden tek ülke ise İsrail’dir. Bu hadiseler İsrail Devleti tarafından işlenen zulümlerin dünya kamuoyundan geri plana itmektedir. Hâlbuki şu anda Filistin’de çocuklar, kadınlar ve yaşlılar sürekli olarak, planlı bir şekilde katliama maruz kalmaktadırlar. Ayrıca çatışmalar neticesinde bölgede oluşan gerilim ve göçler hem bölgedeki İslam ülkelerini zayıflatmakta hem de Türkiye’nin de Eşbaşkanlığını yürüttüğü Büyük İsrail projesinin gerçekleşmesine adım adım hizmet etmektedir.

BARIŞ VE KARDEŞLİK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ

Bu sebeple Saadet Partisinin İslam Ülkeleri arasında oluşturmak istediği uyum ve kardeşlik havası büyük önem kazanmaktadır. Ancak bunun için önce İslam ülkelerinin kendi içlerinde barış ve kardeşliği oluşturmaları gerekir. Bunun olması içinde İdarelerin İslam Kardeşliğini esas alan bir düzen uygulamaları gerekir. Ülkemizde barış, bölgede barış ve dünyada barış istiyoruz. Bu amaçla, yapıcı muhalefet anlayışımızın gereği olarak bu huzur ortamına katkı sağlayacak çözümleri ortaya koyacak uygulanmalara da destek olacağız.”