Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu Mavi Marmara Katliamının Üstünün Örtülmesini Eleştirdi

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 536. hafta basın açıklamasında Türkiye-İsrail arasında anlaşmaya varılmasına tepki göstererek, Mavi Marmara Katliamı’nın bu şekilde üstünün örtülmesini eleştirdi.  

Görüntülenme: 1425 Tarih: 19 Aralık 2015 19:38
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu Mavi Marmara Katliamının Üstünün Örtülmesini Eleştirdi

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 536. hafta basın açıklamasında Türkiye-İsrail arasındaki anlaşma, Doğu’da devam eden sokağa çıkma yasakları ve 17-25 Aralık süreci ve iktidar muhaliflerine yönelik baskıcı uygulamalar gündeme alındı. Platform adına Sakarya Dayanışma Derneği’nden Kadrican Mendi’nin okuduğu açıklamada, “AKP iktidarı ve İsrail arasında devam eden görüşmelerin sonuna gelindiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Detayları açıklanmamakla beraber, merkezinde “Mavi Marmara” katliamına ilişkin İsrail’in hukuki ve siyasi sorumluktan çıkaran bir özü olduğu aşikar. Zira AKP hükümeti “Mavi Marmara” katliamı dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde dava açılmasını şu ana kadar engellemişti.” dedi. Mendi, söz konusu gelişmenin komşu ülkelerle yaşanan açmazlarla ilgili olduğunu belirterek, “Bu son olay bir kez daha; her seçimde “ümmetin lideri, mazlumların umudu “ propagandasıyla müslüman halkın oylarına talip olan Akp’nin gerçek kimliğini bir kez daha ortaya koymuştur.” ifadelerini kullandı.
 
 
Doğu illerinde devam eden sokağa çıkma yasakları ve şiddet ortamıyla ilgili de konuşan Mendi, “Son altı ayda yedi ilin 21 ilçesinde toplam (en az) 196 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 7 Haziran seçimlerinden bu yana sürekli ilan edilen sokağa çıkma yasakları halen Diyarbakır’ın Sur, Mardin’in Nusaybin ve Dargeçit, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde sürüyor. Hükümet gelişmeleri  “hendek”lerin varlığı üzerinden izah etse de, biliyoruz ki; hendeklerin kaldırılmasına ilişkin koşulların yaratılmasına ilişkin yeterli adımlar atılmamıştır. Gelinen noktada bölgedeki silahlı kuvvetlerin uygulamaları, güvenliğin sağlanması noktasını çoktan aşmıştır. Onlarca sivil hayatlarını kaybetmiş ve her gün buna yenileri eklenmektedir… Siyasal iktidar bu meseleyi siyaseten çözmek zorundadır, eğer bunu beceremiyor da güvenlik güçlerine bırakıyorsa ortaya çıkacak kaos halinin sorumlusu olacaktır.” dedi.
 
Açıklamada, 17-25 Aralık sürecinde ortaya atılan iddialarla ilgili olarak herhangi bir hukuki süreç işletilmediğine dikkat çeken Mendi, “Bu çok ciddi yolsuzluk iddiaları örtbas edilirken, soruşturmayı başlatan kamu görevlilerinin tamamının meslekten atılması ibretlik bir durumdur. Olayların yaşandığı dönemde bunu,” iktidarı devirmeye dönük bir komplo” olarak açıklayan hükümetin, bugün bu komplo çökertildiğine göre, zanlıları aklanmaları için bizzat kendi elleriyle yargıya teslim etmeleri gerekmez mi?” denildi. Açıklamada son olarak, “Kötüye gidişattan rahatsız olan, iktidarı sorumluluğa ve hesap vermeye davet eden her türlü muhalif yaklaşım, ya bizzat iktidar tarafından bastırılıyor ya da iktidar aparatları tarafından saldırıya uğruyor. Bu şekilde, yani “iktidarı her türlü hata ve noksandan münezzeh” sayan yaklaşım, bizim dinimizin razı olacağı bir yaklaşım olmaz. Din-i islamda hata ve noksandan münezzeh tek bir varlık vardır o da Alemlerim Rabbi olan Allah’tır.” denildi.
 
SAÖP 536. hafta basın açıklaması
 
Aziz Sakarya halkı!
 
Tek bir hafta geçmiyor ki burada toplandığımızda size iyi gelişmelerden, daha güzel günlerden bahsetme imkanı bulabilelim.
 
Bu hafta da Akp iktidarı ve israil arasında devam eden görüşmelerin sonuna gelindiğini ve temel meselelerde anlaşıldığını, hem israilli yetkililerden hem de dışişlerinden doğrulandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Detayları açıklanmamakla beraber, merkezinde “Mavi Marmara” katliamına ilişkin israilin hukuki ve siyasi sorumluktan çıkaran bir özü olduğu aşikar. Zira buradan da defalarca değindiğimiz gibi Akp hükümeti “Mavi Marmara” katliamı dolayısıyla T.C. mahkemelerinde dava açılmasını şu ana kadar engellemişti. Son gelişme, komşularıyla içine düştüğü açmazların sıkışıklığıyla kendini NATO-abd-israil ittifakına teslim etmiş bir iktidarla karşı karşıya olduğumuz gerçeğidir. Sırf Nato’ya güvenerek komşu ülkelere yüksek perdeden tehditler savuran Akp hükümetinin, israilin 10 sivil vatandaşını, tüm dünyanın gözleri önünde katletmesi karşısında takındığı durum bir zavallılıktır. Bu son olay bir kez daha; her seçimde “ümmetin lideri, mazlumların umudu “ propagandasıyla müslüman halkın oylarına talip olan Akp’nin gerçek kimliğini bir kez daha ortaya koymuştur.
 
Bu iktidar; abd yanlısı, emperyalizmin bölgedeki çıkarlarını savunan, içerde ise kendi vatandaşına acımasızca zulmeden bir iktidardır.
 
Aziz dostlar!
 
Kasım seçimleri sonrası kürt illerinde yoğunlaştırılan baskılar bugün sivil siyasetin tamamen devre dışı edildiği bir noktaya geldi.hatırlanacağı üzere; son altı ayda yedi ilin 21 ilçesinde toplam (en az) 196 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 7 Haziran seçimlerinden bu yana sürekli ilan edilen sokağa çıkma yasakları halen Diyarbakır’ın Sur, Mardin’in Nusaybin ve Dargeçit, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde sürüyor.hükümet gelişmeleri  “hendek”lerin varlığı üzerinden izah etsede biliyoruz ki hendeklerin kaldırılmasına ilişkin koşulların yaratılmasına ilişkin yeterli adımlar atılmamıştır. Gelinen noktada bölgedeki silahlı kuvvetlerin uygulamaları , güvenliğin sağlanması noktasını çoktan aşmıştır. Onlarca sivil hayatlarını kaybetmiş ve hergün buna yenileri eklenmektedir. Böyleyken hükümetin tam bir vurdumduymazlık içinde öldürülenler “sivil değildi” açıklaması yapmaları, keskin nişancı tarafından kafasından vurularak katledilen 11 yaşındaki çocukların durumunu açıklamaktan uzaktır.
 
Özellikle son bir kaç günde tanklar eşliğinde askeri birliklerinde ilçelere girmesi, bölge insanının aklına “beyaz toroslar”ın yerini artık tanklar mı alacak sorusunu getirmektedir. Siyasal iktidar bu meseleyi siyaseten çözmek zorundadır, eğer bunu beceremiyorda güvenlik güçlerine bırakıyorsa ortaya çıkacak kaos halinin sorumlusu olacaktır. 
 
Buradan Akp iktidarını uyarmak istiyoruz. Siyasetle yapması gereken işleri polise ve hele hele Ordu ‘ya bırakan iktidarlar, zaman içinde iktidarlarını elinde silah tutanlara bırakmak zorunda kalabilirler. Kürt sorununu 90’larda denendiği gibi güç kullanarak bitirilebileceği düşünülüyorsa, bu sürecin sonunda maalesef kapanması mümkün olmayacak ayrılıkların yaşanacağını tahmin etmek zor olmaz.
 
Ülkenin gündem o kadar yoğun ki, tamas edilmesi gereken bir çok meseleyi de es geçmek zorunda kalıyoruz. 
 
Ancak 17-25 aralık operasyonlarının yıldönümünde,  çok ciddi şaibelerin muahatabı olan zannıların tamamen hukuk zorlanarak , yargılanma sürecinden kurtarıldıklarını gördük. Bu çok ciddi yolsuzluk iddiaları örtbas edilirken, soruşturmayı başlatan kamu görevlilerinin tamamının meslekten atılması ibretlik bir durumdur.
 
Olayların yaşandığı dönemde bunu,” iktidarı devirmeye dönük bir komplo” olarak açıklayan hükümetin, bugün bu komplo çökertildiğine göre, zanlıları aklanmaları için bizzat kendi elleriyle yargıya teslim etmeleri gerekmez mi? Eğer gerçekten ortada bir yolsuzluk yoksa adları kamuoyunda “hırsız”a çıkan bu insanlara da kendilerini yargı yoluyla aklama fırsatı verilmesi daha doğru olmaz mı? 
 
Aziz sakarya halkı!
 
Maalesef siyasetin bilek güreşine indirgendiği bir sürecin sonunda geldiğimiz nokta,iktidarın tam bir “pervasızlık ve hesap vermezlik” tutumuna bürünmüş olmasıdır.
 
Kötüye gidişattan rahatsız olan, iktidarı sorumluluğa ve hesap vermeye davet eden her türlü muhalif yaklaşım, ya bizzat iktidar tarafından bastırılıyor ya da iktidar aparatları tarafından saldırıya uğruyor. 
 
Bu şekilde, yani “iktidarı her türlü hata ve noksandan münezzeh” sayan yaklaşım, bizim dinimizin razı olacağı bir yaklaşım olmaz. 
 
Din-i islamda hata ve noksandan münezzeh tek bir varlık vardır o da Alemlerim Rabbi olan Allah’tır.
 
Bunun dışında kim çıkıpta kendini “her türlü hata ve noksandan münezzeh bir makam”da görüyorsa açıktır ki cehennemde ki yerini hazırlıyordur.
 
Siyaset eğer hesap vermekten kaçıyorsa, varlığını rızayla değil zorla sürdürüyor demektir. 
 
Bize düşen ancak uyarmak ve doğru bildiklerimiz kamuoyu ile paylaşmaktır.
 
Şüphesiz Allah işitendir görendir.
 
Yaşasın Halkların kardeşliği!
 
Kahrolsun Halkların düşmanları!
 
Kahrolsun israil!
 
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu adına Sakarya Dayanışma Derneği 
 
 
 

İSLAMİANALİZ

Yorumlar