Sadullah Zarii, Şeyh Nimr'in İdamının Siyonist İsrail'e Yaradığını Açıkladı

“Şeyh Nimrin idamından sonra, Arabistan karışıtı tehditvari mesajları dikkate aldığımız da, İran ve Suudi Arabistan’ın zararına olan, bu operasyonun komutasının Suudilerin elinde olmadığını, aksine bu olayın emrini İsraillilerin verdiğini söyleyebiliriz.” 

Görüntülenme: 1565 Tarih: 05 Ocak 2016 13:12
Sadullah Zarii, Şeyh Nimr'in İdamının  Siyonist İsrail'e Yaradığını Açıkladı

2 Ocak Cumartesi günü, Suudi Arabistan devlet bakanlığı tarafından yapılan açıklamayla, Suudi Arabistanlı Şiaların lideri “Ayetullah Nimri Bakır El-Nimr”in idam edildiğini duyuruldu. Çoğunu terörist ilan ettiği ve aralarında Şeyh Nimr'in de olduğu, Şia ve Sünnilerden oluşan 47 kişiye idam hükmü uygulandı.

Suudi rejimi tarafından idam edilen Şeyh Nimr'in, idamının sebep ve gerekçeleri ile ilgili olarak, mashreghnews'in Batı Asya (Ortadoğu) uzmanı “Sadullah Zarii” ile yaptığı görüşmeyi sizlere sunuyoruz...

 

----

Batı medyası ve bölge medyasının birçoğu, Şeyh Nimr'in idam edilmesinin temelinde, Suudi Arabistan'nın mezhep savaşı çıkarma telaşı içerisinde olduğuna vurgu yapmaktadırlar. Acaba bu yaklaşım doğru mu? Suudilerin bu girişiminden sonra ne gibi olaylar baş gösterebilir?

Bana göre, bir çok boyutu olan uluslararası-bölgesel derin bir fitneyle karşı karşıyayız; Irakı bölme çabalarından tutun Suriye'yi parçalamaya kadar, Yemen'de Ensarullah'ı zayıflatıp yok etme çabalarından tutun, ” Şeyh Zakzaki ve Şeyh Nimr” gibi etkili dini liderleri ortadan kaldırmaya kadar. Ve hakeza bölge ülkeleri arasında derin bir düşmanlık meydana getirmek suretiyle bölgenin ülke ve halklarıyla, İran İslam Cumhuriyeti arasında ateşten bir hat oluşturma gayreti içerisindeler.

Dolayısıyla sadece mezhepsel çatışmalar çerçevesinde meseleyi değerlendirmemek gerekir. Belki de bunun ötesinde daha önemli sorunlara bakmak gerekir. Son iki günde Suudi Arabistan da meydana gelen olayları yani, Şeyh Bakır El-Nimr'in Suudi rejimi tarafında şehit edilmesine, siyasi bir zaviyeden baktığımızda şunu görüyoruz; bu olaydan sonra her yerden daha çok, en fazla zararı Suudi Arabistan görecektir. Hiçbir siyasi tahlil ve bakış, Suudilerin bu girişimini Arabistan devletinin daha da güçlenmesine yöneliktir diyemez.

Al-i Suud rejimine muhalif ve muhalif olmayan uzmanlar, bu hadisenin Arabistan devletinin zayıflatılmasına yönelik atılmış bir adım olarak değerlendirmektedirler. Suudi Arabistan hükümeti her ne kadar ülkede yaşayan Şiaların nüfusunu az göstermeye çalışsa da Suudi Arabistan nüfusunun %30'na yani 7,5 milyona tekabül etmektedir. Elbette orada yaşayan Şialar sesiz durmayacaklardır. Belki de girişimlerini gizli veya açık bir şekilde, sıcak muhalefet ve soğuk muhalefet olarak ortaya koyacaklardır. Bu macera da Suudi Arabistan için bir fayda düşünülemez.

Bu sahneden en karlı çıkacak bir ülke varsa o da Siyonist rejim israildir. Zira bu olayla hem seçkin bir din adamını ortadan kaldırmış oldu ve hem de bölgenin iki güçlü İslam ülkesini karşı karşıya getirmek suretiyle ilişkilerinde ki krizi derinleştirmiş oldu. Buna ilaveten israil, bu olayın gölgesinde bölgenin farklı noktalarında ki sinsi planlarını daha rahat bir şekilde icra etme imkanı bulmuş olacaktır.

Daha ilginç olan şu ki; bu olayların meydana gelmesiyle birlikte, Türkiye israil'le ilişkilerini normalleştirme söylemlerini artırmaktadır ve gayri resmi haberlere göre bu iki ülke arasında ki arabuluculuğu Suddi Arabistanlı bir yetkili tarafından sürdürülmektedir. Bunların hepsi işaret ediyor ki Şeyh Nimr'in şehadeti ve Nijerya'da Şeyh Zakzaki'nin tutuklanması arasında ciddi bir bağ olduğunu ve bu iki olayın arkasında aynı kirli ellerin olduğunu göstermektedir.

 

Suudi Arabistanlı hakimlerin eliyle ve ülkelerinin zararına olan bu idam fermanın da İsrail nasıl rol oynayabilir?

İsrailliler bu alanlarda uzmandırlar. Elimize ulaşan haberlere göre, Yemen savaşında İsrailli subaylar, Riyad'da ve hatta “Cavf” şehrinin kuzeyinde Suudi askerlerini Yemen'e karşı eğitip onları komuta etmektedirler.

İsrail ve Suudi Arabistan istihbaratları arasında geniş ve güçlü bir bağ vardır. 40 yıla yakın “Bender bin Sultan” nın başında bulunduğu Suud istihbaratı ile MOSSAD arasında çok ciddi ve güçlü ilişkiler meydana getirdi. Şeyh Nimr'in idamından sonra, Suudi Arabistan karışıtı tehditvari söylem ve eylemleri dikkate aldığımız da, İran ve Suudi Arabistan'ın zararına olan, bu operasyonun komutasının Suudilerin elinde olmadığını, aksine bu olayın emrini İsraillilerin verdiğini söyleyebiliriz.

 

Çev: Muhammed Bakır

intizar.web.tr

Yorumlar