Arabistan, İsrail'de muhtemelen Tel-Aviv'dekilerin en büyüğü olacak devasa bir büyükelçilik inşaatına başladı.
Resmi olarak, 1948 yılında Filistin halkının büyük çoğunluğunun topraklarından sürülmesi (Nakba) nedeniyle iki Devlet arasındaki diplomat ilişkiler kesilmiş durumda.
Bu arada, Başkan Roosevelt ile Kral Abdülaziz arasında 1945 yılında imzalanan ve Başkan Bush ile Kral Fahd arasında 2005 yılında yenilenen Quincy Paktı, bir anlamda Krallığın Filistin'deki Yahudi yurduna (gelecekteki İsrail Devleti) karşı çıkmamasını öngörüyordu [1].
Kral Abdullah, 2008-2009 yıllarında İsrail'in Gazze Şeridine yönelik gerçekleştirdiği "Dökme Kurşun" harekatını Amerika Birleşik Devletleri yerine finanse etmişti [2].İki ülke arasındaki bu yakınlaşma, Tel-Aviv'in bölgedeki Arap olmayan aktörleri (İran, Türkiye, Etiyopya) Arap ülkelerine karşı birleştirmeye yönelik "Çevreleme Doktrininin" terk edilmesi anlamına geliyordu.
Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Körfez İşbirliği Konseyi'nde Kasım 2013'te video konferans yoluyla bir konuşma yapmıştı. Konsey üyesi ülkeler doğrudan olmasa da Terje Rød-Larsen aracılığıyla kendisine soru sorma imkanı bulmuştu [3].
İki ülke, uluslararası alanda tanınmayan bir devlet olan Somaliland'ta ortak olarak oluşturdukları bir komuta merkezi aracılığıyla halen Yemen'de ortak bir savaş yürütmektedirler [4]. "Arap" Ortak Savunma Gücü, askeri olarak üye olmayan bir devlet tarafından (yani ABD) kumanda edilen Bağdat Paktı anlayışını yeniden üretmektedir.
Her iki ülke, Yemen ve Afrika Boynuzunda birçok ortak petrol üretim operasyonunu da öngörmektedir [5].
Kral Salman, Krallığın gelecek Tel-Aviv Büyükelçisi olarak Prens Velid bin Tallal'ı (Citigroup, Mövenpick, Four Seasons ile birlikte dünyanın 5nci en büyük servetine sahip) belirledi.