15 Temmuz Şehitlerimizden Kemal Ekşi'nin Babası Kudüs TV'nin Kapatılması Üzerine Bir Basın Açıklaması Yaptı
MESCİD-İ AKSA, 04 Kasım 2016 14:4915 Temmuz’da oğlum Kemal’im kurban oldu. Kudüs TV’nin kapatılması da başka bir kurban oldu benim için. Canımdan, tenimden, yüreğimden bir parça koparılmış gibi hissediyorum kendimi… Bu bizim kaderimiz olmamalıydı; bu acıyı yaşamamalıydık...
15 TEMMUZ ŞEHİTLERİMİZDEN KEMAL EKŞİ’NİN BABASI
EKREM EKŞİ’NİN KUDÜS TV’NİN KAPATILMASI ÜZERİNE BASIN AÇIKLAMASINDA YAPTIĞI
KONUŞMANIN METNİ
Bismillahirrahmanirrahim
Saygıdeğer basın mensupları,
Öncelikle sizlere hoş geldiniz diyor, selam ve saygılarımı sunuyorum.
Bugün buraya sizin karşınıza bir kardeşiniz olarak çıktım. Çok kısa olarak birkaç cümleyi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Evet ben burada sizin karşınızda bir şehit babası olarak çıktım; anlayışınıza ve affınıza sığınarak,
yayınlarıyla gözbebeğimiz olan Kudüs TV’nin kapatılmış olmasından duyduğum derin acıyı,
şaşkınlığı ve şoku kelimelerle nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum.
Hepimiz 15 Temmuz’u yaşadık; 15 Temmuz gecesi yöneticisinden halkına hepimiz için, tüm ülkemiz
ve ümmetimiz için tam bir dönüm noktasıydı.
Allah’a hamd olsun ki bu istilaya, bu zalimce darbe girişimine karşı bütün millet olarak hep birlikte
karşı durduk, göğüs gerdik, sinelerimizle tankları, namluları, kurşunları ve bombaları püskürttük. O
zaman hiçbir mezhep ayrımı, cemaat ayrımı, tarikat ayrımı, parti ayrımı da yapmadık. Ortak bir
özelliğimiz vardı, görüşlerimiz, partilerimiz, mezheplerimiz farklı da olsa biz millet idik ve
Müslüman idik.
Herkes tek yumruk, tek ses ve tek yürek oldu. Yaşlı dedelerimizden bacılarımıza, genç
kardeşlerimizden yavrularımıza kadar hepimiz bedenlerimizle bir savunma hattı oluşturduk ve
Cumhurbaşkanımızın dirayeti, milletimizin cesaret ve fedakarlığı ile tarihin en büyük zaferlerinden
birini kazandık.
İşte bu süreçte, Kudüs TV geceli gündüzlü hep yanımızda oldu. Yayınları yüreklerimize inşirah,
kalplerimize sevinç ve gurur saldı.
Evet bir baba olarak gencecik şehit oğlumu kara toprağın bağrına bıraktım; ama bana bunun
gururunu, övüncünü yaşatan her şeyden önce Kudüs TV oldu. Kudüs TV’nin yayınlarıyla, özellikle
de Nureddin kardeşimizin günler süren yayınlarda dile getirdiği hususlarla bu 15 Temmuz’un nasıl
bir zafer ve nasıl bir destan olduğunu zihinlerimize ve yüreklerimize nakşetti.
Ve ben bu yayınların ardından o gece boğaz köprüsünde göğsünden vurularak şehadet şerbeti içen
oğlum Kemal için “Ya Rabbi bu kurbanımı kabul et” diye dua etmiştim. Allah ve Hz. Resulüllah
indinde büyük bir iftiharı benliklerimde ateş gibi hissediyordum.
Ben gencecik yavrumu, Hz. Seyyidüşşüheda İmam Hüseyin’in oğlu Ali Ekber’i cenk ve şehadet
meydanına göndermesi misali, ben de bu zamanın zalimlerinin karşısına bir kurban olarak
uğurladım Kemal’imi…
Onun aramızdan ayrılmasının acısının ne kadar büyük olacağını elbette siz de takdir edersiniz. Ama
ben bu acıyı vatanım için, ümmetim için, büyük şeytan Amerika’nın bu alçakça saldırısının
püskürtülmesi için sineme gömdüm.
Ama şimdi bir başka derin acıyı yaşıyorum... 15 Temmuz’da oğlum Kemal’im kurban oldu. Kudüs
TV’nin kapatılması da başka bir kurban oldu benim için. Canımdan, tenimden, yüreğimden bir
parça koparılmış gibi hissediyorum kendimi… Bu bizim kaderimiz olmamalıydı; bu acıyı
yaşamamalıydık...
Ben bu TV’de yöneticilik yaptım; derdimiz, kaygımız, kavgamız, sevdamız hep Kudüs oldu.
Müslümanların birliğinden, Kudüs’ümüzün özgürlüğünden başka neyin peşinde olduk?
Eğer 15 Temmuz darbesi başarıya ulaşsaydı; basında da yer aldığı üzere; ilk alınan, belki de infaz
edilecek olanların başındaki isim Nureddin Şirin kardeşimiz geliyordu. O zaman Kudüs TV de
teröristlikle suçlanıp kapatılacak, mallarına el konulacaktı.
15 Temmuz darbe girişiminin yavrularımızın ve aziz milletimizin fedakarlığı ile hüsrana
uğratılmasının ardından yaşadığımız sevince bu acı niye bulaştı? Kudüs TV niçin elimizden alındı?
Hiç kimseye sitem de etmek istemiyorum, suçlamada da bulunmak istemiyorum. Ama size şunu
diyeyim ki; ben bugün buradan ayrıldıktan sonra oğlum Kemal’in kabrinin başına gidecek, onunla
dertleşecek ve sinemdeki acıyı ona dökeceğim.
Hz. Hüseyin şehit oğlu Ali Ekber’in kana bulanmış bedeninin başına gelince şunu demişti;
“Oğlum, senin şehadetin benim başımı yükseltti”
Evet ben de oğluma aynen öyle diyorum ama ardından da şunu ekliyorum:
“Oğlum senin ardından Televizyonumuzun kapanması ise belimi kırdı.”
Bu duygularla sözlerime son veriyor, yüce Rabbimden sabırlar niyaz ediyorum….
Ya Rabbi yegane sığınağımız sensin; sen şahidimiz ol…
İnna lillah ve inna ileyhi raciun
Kardeşiniz Ekrem Ekşi
MESCİD-İ AKSA, 04 Kasım 2016 14:49
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!