İsrail hapishanesinde tutuklu olduğu bir zamanda Basil El-Arac, arkadaşlarına avukatları aracılığıyla bir mektup göndermiş ve bu mektupta kendisine izzet ve zillet arasında tercih yapma hakkının sunulduğunu söyleyerek “Heyhat minne’z zilleh; Zillet bizden uzak olsun” demişti. Cezaevinde ortaya koyduğu bu onurlu duruşu hayatı boyunca sürdürmüş bir şehitti o…
Dün Basil El-Arac evine baskın düzenleyen işgalci askerlerle girdiği çatışma sonucunda şehit edildi. İsrail askerlerini hedef alan bir eyleme adının karışması dolayısıyla aylardır aranan Arac Ramallah’ta saklanıyordu.
Basil, asla sıradan bir devrimci ya da şehit olmadı. Derslerinde şehitlerin hikayelerini, vasiyetlerini anlatan Arac sahip olduğu düşünce uğruna şehit edildi.
Oturduğu ev Ramallah’ın merkezinde yer alan Basil El-Arac, 3 sene önce bu evi kiralamıştı. Ev sahibi, kendisinin bir şirkette çalışmak üzere Ramallah’a geldiğini söylediğini ve uzun bir süre boyunca İngilizce konuştuğunu ifade ediyor. Ayrıca asla cep telefonu kullanmadığını ve uzun bir süre boyunca onu dairesine çıkıp girerken görmediğini belirtiyor.
Basil’in “kovalama hikayesi” hapishaneden serbest bırakıldığında Beytüllahim’deki evine dönmeyi reddetmesiyle başladı. Bu esnada arkadaşları tutuklu idiler.
Filistin yönetimi 9 Nisan 2016 tarihinde 10 gün süren aramanın ardından Basil’i ve beraberindeki 5 arkadaşını tutukladılar. 30 Mart’ta yönetim olağan bir şekilde haklarındaki soruşturmanın yürütüleceğini ve ardından serbest bırakılacaklarını vaat etmişti. Ancak tutuklandıktan sonra verilen söz tutulmadı. Hem Basil hem de arkadaşları 4 ay boyunca tek kişilik hücrede tutuldular, çok ağır işkencelere maruz bırakıldılar, ziyaretçilerine ya da içeriye kitap veya ilaç girmesine izin vermediler.
Bunun üzerine Basil, böbrek ve şeker hastası olmasına rağmen, tutukluluk sürelerinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin devam ediyor olmasını protesto etmek için açlık grevine girdi. Grevin 8. Gününde güvenlik güçleri serbest bırakmak zorunda kaldılar. O günden sonra da Basil bir kaçağa dönüştü.
İşgal güçleri çok kere tutuklamaya çalıştılar. Tutuklanmadan önce oturduğu eve defalarca baskın düzenlendi, ailesi tehdit edildi. Babasının çalışma izni engellendi. Ancak yine de Basil teslim olmadı. İstihbarat defalarca babasını oğlunu öldürmekle tehdit edip konuşturmaya çalıştı.
Bu tarihe kadar beldesindeki Yahudi yerleşimciliğine karşı savaşan, esirlerle dayanışma gibi çeşitli gençlik hareketlerine destek veren Basil, bu tarihten sonra işgal karşıtı herhangi bir harekette bulunmadı.
Asıl mesleği eczacılık olan Basil, mesleğini bıraktıktan sonra bir düşünür olarak Filistin devrimini, işgale karşı direnişin merhalelerini belgeleyen bir çalışma hazırlamaya başladı. Filistin devrimi için tarihi öneme sahip çeşitli bölgelere geziler düzenledi.
En önemli konferansları 2002 yılında düzenlenen “Ölüm Sokağı” operasyonu ve 1948 yılında Filistin’de savaşan Irak ordusu üzerineydi.
Konferanslarında işgale karşı mücadele çağrısı yapan yapan Basil El-Arac son süreçte özellikle bireysel olarak düzenlenen işgal karşıtı eylemlerin üzerinde uzunca durmuştu.
İSLAMİANALİZ
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!