Dr. Nihad Eş-Şeyh Halil Hamas'ın Yeni Vizyon Belgesini Yorumladı
HAMAS, 04 Mayıs 2017 15:32Bunlara ek olarak o dönemde yaşadığı gizlilik ve yaptığı çalışmaların çoğunun işgal altındaki topraklarla sınırlı olması, hareketi hukuksal ve kültürel tecrübelerden maksimum düzeyde istifade etmekten mahrum bıraktı. O nedenle tüzükteki dili hamasi, duygusal ve büyük oranda irticaliydi.
Dr. Nihad Eş-Şeyh Halil
İslamî Direniş Hareketi (Hamas) 1987 yılında ulusal alanda, Arap dünyasında ve uluslararası düzlemde karışıklıkların yaşandığı bir dönemde kuruldu. Bunlara ek olarak Hamas hareket olarak da içerde tartışmalar yaşıyordu. Hamas’ın kuruluş döneminde, hareketin içinde ve dışında yaşanan ortamın genel özelliklerini şöyle sıralamak mümkündür:
Bir: Filistin Kurtuluş Örgütü’nün tutumunda bir gerileme yaşandı. Örgüt direnişi kast ederek şiddeti reddettiğini ilan ederken, liderleri de işgalciyle barışçıl siyasi bir çözüme varmak istediklerini söylüyorlardı.
İki: Bu dönemde Arap rejimleri Filistin davasına sırt dünmüş, Filistinlileri siyasi olarak desteklemekten açıkça vazgeçmişti. Büyük Filistin intifadasından hemen önce toplanan Arap zirvesi, Filistin davasını görmezlikten gelmişti.
Aynı şey uluslararası camia için de geçerliydi. Uluslararası camia özellikle de dünyaya hükmeden büyük devletler işgal rejimine açıkça destek veriyorlardı.
Üç: İşgale karşı direnişi esas alma düşüncesi yetmişli yıllarda Filistin’deki Müslüman Kardeşler Cemaati içinde tartışılmaya başlandı, seksenlerde direnişin söz ve eylemle yapılması görüşü olgunluk kazandı.
İşte bu atmosferde Hamas 1987 yılında kuruldu ve 1988 ortalarında tüzüğünü hazırladı. Bu dönemde harekete hâkim olan duygu Arapların ihaneti, dünyanın komplosu, büyük tuzaklar, Arap kardeşlerin baskısı sonucu Filistinli kardeşlerin sabit haklardan geri adım atmaları, düşman adına hareket eden uluslararası çevrelerin Filistin davasına yönelik komploları konusuydu.
O nedenle tüzükte yer alan düşünce ve tutumların ifade edildiği dil, Filistinli kardeşlerin taviz vermelerini engellemek, Filistin’in kutsal topraklarının İslami vakıf malı olduğunu dolayısıyla bunda taviz vermenin caiz olmadığını ortaya koymayı ön görüyordu. Tüzükte ayrıca Yahudilerin dünyayı ele geçirme tehlikesine de dikkat çekiliyordu. Bu hususta mübalağa edilmiş de olabilir. Özellikle bunu, Yahudilerin Fransa, Rusya ve diğer devrimleri harekete geçirdiklerine yönelik ifadelerde görmek mümkündür.
Bunlara ek olarak o dönemde yaşadığı gizlilik ve yaptığı çalışmaların çoğunun işgal altındaki topraklarla sınırlı olması, hareketi hukuksal ve kültürel tecrübelerden maksimum düzeyde istifade etmekten mahrum bıraktı. O nedenle tüzükteki dili hamasi, duygusal ve büyük oranda irticaliydi.
Hamas’ın önde gelen birçok lider ve şahsiyeti, uzun zamandan beri tüzüğün aceleye geldiğini, Hamas’ın ise şu anda Filistin halkına liderlik etme umudunu taşıdığını dillendiriyordu. Dolayısıyla onun yeni tutumlar belirlemesi ve hareketin temsiliyetine uygun bir formülle yeniden şekillenmesi gerektiğini savunuyorlardı. Tüzüğün yeniden ele alınması konusu cezaevlerinde ve dışarıda tartışılmayan başlandı. Resmi düzlemde yapılan en büyük tartışmalar, 1993 yılında Lübnan’ın Mercu’z-Zuhur bölgesine sürgün edilen hareketin liderleri arasında yapıldı. Ancak bütün bu tartışmalar tüzüğün değişmesiyle sonuçlanmadı.
Nedenleri ise:
Bir: Hareket liderlerinin rahat bir ortamda bir araya gelme imkânından yoksun olmaları. Bu, hareketin kurumları içindeki tartışmaların tamamlanmasına engel oluyordu.
İki: Filistin Kurtuluş Örgütü’nün tüzüğünde yaptığı değişikliklerin Filistin halkında yarattığı rahatsızlığı gören Hamas liderlerinin yapılacak yeni bir düzenlemenin istismar edilerek hareketin yıpratılacağı korkusu.
Üç: Yapılacak değişikliklerin hareketin birlik ve bütünlüğünü zedeleyeceği korkusu.
Ancak zamanın geçmesiyle Hamas, içerdeki düşmanlarıyla dışarıdaki düşmanlarının kendisine karşı kullandıkları en büyük gedik ve zaaf noktalarından birinin İsrail’in yirmi dile tercüme ettiği tüzüğünde olduğunu gördü. Bununla beraber Hamas, yaşadığı tecrübe ve deneyimlerle, tüzükte hukuki ve siyasi hususları dikkate almamanın, hareketin ifa ettiği cihad ve direnişi tehlikeye sokabileceğini, Filistin halkının hakkını kaybettirebileceğini ve hareketin etkisini azaltabileceğini fark etti. Nitekim Amerika ve Avrupa’da terör listesine alınan Hamas liderlerinin hareket özgürlüğü kısıtlandı ve hareketin mallarına da el konuldu.
Hamas daha önce tüzüğünü yeniden düzenlememişse de, tüzükte yer alan birçok duygusal maddeyi pratik olarak aşmayı başardı. Onun pratik olarak aştığı bu noktaları şöyle sıralayabiliriz:
Bir: Şeyh Ahmed Yasin 1988 yılında uzun soluklu bir ateşkes anlaşması karşılığında, Hamas hareketinin İsrail’i tanımadan 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını kabul etmeye hazır olduğunu söyledi.
İki: Hamas tarafından yayınlanan bildiri ve açıklamalarla, resmi sözcülerinin yaptıkları açıklamalarda uluslararası kanunlara işaret edilerek, uluslararası kurum ve kuruluşlar sürekli göreve çağrıldı.
Üç: Filistin iç işlerine gelince Hamas tarafından yayınlanan açıklamalar ve hareketin pratik olarak ortaya koyduğu tutumlarda, ulusal boyut üzerinde durulduğu, buna öncelik verildiği, başta silahlı mücadele olmak üzere ulusal meselelerin öncelendiği görülür.
Hamas liderlerinden bazılarının yaptığı açıklamalar ise, onların yeni tutumlarla, oldukça radikal olan eski tutumlar arasında gidip geldiklerini gösteriyor. Görünen o ki Hamas kendi içinde ve dostlarıyla devam eden tartışmalara son vermek istedi; bunun için hareketin tanımını açık bir şekilde yaptı ve ilkelerini tek tek izah etti.
fiem
HAMAS, 04 Mayıs 2017 15:32
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Siyonist israil Gazze'ye Saldırdı: 5 Şehit
Nato'ya Hayır Demek İçin Cuma Günü Malatya'dayız
İnsan Hakları Örgütlerinden Gazze Raporu
UNRWA: Gazze'de İnsani Kriz Ağırlaştı
Dr. Ahmed El Ferra'dan Gazzeli Çocuklar İçin Uyarı
Şeyh Naim Kasım'dan Önemli Açıklamalar
Siyonist İsrail Ordusu Beyt Cin Beldesine Saldırdı
Hizbullah'a 'Ya Teslim Ol Ya Da Cehenneme Hazır Ol' Tehdidi
UNRWA'dan Çarpıcı Batı Şeria Raporu
Dr. Munir El Berş'ten Önemli Açıklama
Direniş Gruplarından Hizbullah'a Tebrik ve Taziye Mesajı
Siyonist Rejim Radyosundan Hamas İtirafı
Hamas'tan Arabulucu Ülkelere Çağrı
Hazım Kasım'dan Garantör Devletlere Çağrı
Filistinli Esirler Zor Durumda
Hamas'tan BM'nin Kararına İtiraz
Mavi Marmara Gazisi Tunç: Kürecik Nato Radarı Kapatılsın
Kürecik Nato Radarının Kapatılmasını Talep Etmek İçin Malatya'da Buluşuyoruz
UNRWA'dan Gazze Açıklaması
UNICEF Sözcüsü Selim Üveys'ten Gazze Açıklaması
Sudan'da Neler Oluyor?
Adnan Ebu Hasene'den Gazze Açıklaması
Siyonist Ordu Dün Gece Gazze'ye Saldırdı
Batı Şeria'da 3 Filistinli Genç Şehit Oldu
Şeyh Naim Kasım'dan Önemli Açıklamalar
Filistinli Gruplardan Ortak Anlayış
Siyonist İsrail İle Hizbullah Arasında Yeni Bir Çatışma Yakın Mı?
İşgalci İsrail Uluslararası Basını Gazze'ye Sokmuyor
Ensarullah Liderinden Siyonist İsrail'e Uyarı
Gazze'de Soykırım Devam Ediyor
Ayetullah Hameney'den Önemli Açıklamalar
Aksa Tufanı'nın Geleceği Üzerine (1. Bölüm)
Moşe Ya'alon Netanyahu'yu Eleştirdi
El Husi'den Kritik Açıklamalar
Şehit Yahya Sinvar'ı Özlemle ve Rahmetle Anıyoruz
Kassam Tugayları'ndan Gölge Birliği'ne Teşekkür
Kemal Kemahlı Yazdı: İran Aksa Tufanı'na Karşı mıydı?
Hamas'tan Yeni Açıklama
Hamas Silah Bırakacak Mı?